24 Aralık 2020 akşamı Microsoft ve Bill & Melinda Gates Vakfı’nın kurucusu Bill Gates, kendi internet sayfası üzerinden bir makale yayınladı. Bu makale, insanlığın içerisinde bulunduğu mevcut durumu ve sonrasında ulaşılmak istenen yeni yaşam tarzına dair içeriği ile oldukça ilgimizi çekti. Anladığımız kadarıyla, 2021 Nisan ayı sonrasında başlatılmak istenen, dijital ve teknolojik tabanlı yeni yaşam şekli, kaynakları ve çıktıları ile oldukça farklılık arz edecek gibi görünüyor.
Bu açıklama ile birlikte, öncesinde ortaya konan küresel araştırma şirketlerinin stratejik raporlarını birlikte değerlendirdiğimizde, belirsizlik döneminden güvenlik odaklı zaman dilimine geçiş yaptığımızı düşünüyoruz.
Pandemi dönemi sonrası, Yeşil Mutabakat olarak isimlendirildiğini düşündüğümüz bu dönem için, gerçekleştirilen risk analizi çalışmalarında, şu üç başlığın öne çıktığını görüyoruz;
- Siber Terörizm
- Şehir İçme Suyu Şebekelerine Yönelik Olası Terörist Saldırılar
- Doğal Afetler ve Eylem Planı
Bu üç başlıktan ilki olan ve veri güvenliğinin tehdidini esas alan Siber Terörizmin ulaşabileceği boyut için A.B.D’ nin son 10 gündür yaşadığı büyük kriz, ders alınması gereken çok önemli bir örnek vakadır. Amerika’nın birçok stratejik öneme ve anahtar role sahip kurumunun uğradığı siber terör saldırısı sonrası, kurumlar arası işleyişte karmaşa ve kargaşanın ortaya çıktığını görüyoruz. Şu an için, toplum yaşamına yansımasını çok fazla hissetmediğimiz bu öncü saldırının, neleri işaret ettiği iyi düşünülmelidir. Ve bundan sonraki aşamada yaşanabilecek, olası kaos ve rahatsızlığın seviyesi de hesaplanmalıdır.
Ülkemizde henüz korsanlık seviyesinde karşılaştığımızı düşündüğümüz benzeri vakalar aslında bizlere de önemli işaretler vermektedir. Dünya çapında lider konumda olduğumuz dijital finans uygulamalarında, kurumsal ve profesyonel yapılarımızın içerisinde bile, birçok müdahale ve istenmeyen duruma maruz kalmaktayız.
İlaveten, her alanda, hızla bağlandığımız uluslararası küresel bağlantı noktalarına, kritik ve asli verilerimizi (toplumsal ve bireysel yaşam verileri) aktarmaya başlamış bulunuyoruz. Şu an için, bu verilerimizin güvenliğini sağlamaktan öteye, daha anlamaya çalışmakla meşgul olmamız, sahip olduğumuz endişe ve korkumuzda haklılığımızı ortaya koymaktadır.
Uzmanların yeterli ve gerekli güvenlik önleminin sağlanması adına, hem yazılım hem donanım alanında çalışmaların hızlandırılması uyarıları dikkate alınmalıdır. Ki bize göre, daha da işin temeline inilerek, kriptolama başta olmak üzere, temel bilim ve teknolojiler üzerine geliştirme ve üretime hız verilmesi gerekir. Bu konuda öncülük yapan Aselsan, Havelsan vb. gibi stratejik kurum, kuruluşlarımızın değerlendirilmesi, sahip oldukları bilgi birikim ve tecrübelerinin, kamu kurumları başta olmak üzere yaygınlaştırılması hayati önem taşımaktadır.
Unutulmamalıdır ki yeniçağ ile birlikte, veri, en büyük maden ve en sık kullanılan kaynak olacaktır. Veriye ulaşmaktan öteye, veriyi oluşturma hızının, milletler ve ülkeler arası mücadelede bir mücadele kıstası olacağı aşikârdır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken odak noktası, yine ve yeniden, ‘’güven’’ ve türevleri (güvenli, güvenlik, güvence vb.) olacaktır.
Bölgesinde lider olmaya namzet ve muktedir olan Türkiye’nin, zamanın gerekliliklerini yerine getirmekte ve stratejik ortaklarına ayak uydurmaya değil, yön göstermeye zorunlu olduğunu hissetmesi ve bu yönde hareket etmesi zaruri gözükmektedir.