Evliya Çelebi, Bursa’ya geldiğinde bu kentin sularını övmüş.
“Bu şehrin suları ab-ı hayat gibi akar” demiş.
O gün su övülüyordu, bugün susuzluk konuşuluyor.
Uludağ’ın eteğindeki Bursa’da artık musluktan su değil, bahane akıyor.
Bir yanda “2017’de yapılan ihale iptal edildi” diyen Mustafa Bozbey,
diğer yanda “bahane değil, hizmet üretin” diyen Oktay Yılmaz...
Siyasetçiler birbirini suçlaya dursun,
vatandaş musluğu açıyor: tıs sesi var, su yok.
Ama açıklama çok.
Siyaset akıyor, su akmıyor.
Bahaneleri Bırakın, Sorumluluğu Paylaşın
İki taraf da kendi dönemini savunuyor.
Biri “öncekiler yapmadı” diğeri “şimdikiler yapmadı.” Diyor.
Ama ortada değişmeyen tek gerçek var:
Bursa hâlâ susuz.
Oysa Çınarcık Barajı dolu,
isale hattı ve arıtma tesisi projesi de hazır.
Üstelik belediye başkanları mühendis kökenli:
Biri makine, diğeri inşaat mühendisi.
Yani suyun dilinden en iyi onlar anlamalı.
El ele verseler çözüm de onlar olurdu.
Ama bahane var, iş yok.
Bursa, altyapının değil, algının yönetildiği bir şehir haline geldi.
Baraj dolu ama musluk boş.
Çünkü vizyon eksik, koordinasyon yok, bahane çok.
Hazır Proje, Boşa Harcanan 19 Ay
Çınarcık Barajı arıtma tesisinin ihalesi 2023’te yapılmıştı.
Dosya hazırdı.
Yeni yönetim geldi, “inceleyelim” dedi.
İnceledi, değiştirdi, bekletti…
Sonuç? İki yaz boşa gitti.
Oysa Bozbey, 20 yıl Nilüfer Belediye Başkanlığı yapmış biri!
Bu şehrin toprağını, suyunu, eğimini ezbere bilen bir isim.
Ama 19 ayda hazır bir projeyi harekete geçirememesi,
tecrübeye değil, tereddüde işaret ediyor.
“2017’deki proje iptal edildi” diyor ya, onu da araştırdım.
O dönemde Büyükşehir Belediye Başkanı yine bir mühendis, Recep Altepe’ydi.
BUSKİ Genel Müdürü de İsmail Hakkı Çetinavcı.
Hazırlanan protokol rantabıl değilmiş;
bu yüzden iptal edilmiş ve rafa kaldırılmış.
İyi de, yedi yıl geçti, iki başkan değişti, proje hâlâ bitmedi!
Gerçi hakkını teslim edelim;
Alinur Aktaş döneminde ihale yapıldı, kredi bulundu, temel de atıldı.
Ama sonrası?
20 yıl Nilüfer’i yöneten, üstelik mühendis olan Bozbey,
hazır işi savsakladı, fırsatı kaçırdı.
Kısacası Uludağ’ın eteğindeki Bursa’da su akmıyor.
Vatandaş bunu bilir, gerisi teferruattır.
Popülizmle Kurumu Kurutmak
Gelelim bugünkü tablonun ikinci nedenine.
Göreve gelir gelmez,
Türkiye’nin beş büyükşehrindeki en ucuz suya yüzde 25 indirim yaptı.
“Vatandaşa jest” dendi, alkış toplandı.
Bu indirim o an belki, halkı memnun etti ama kurumu felç etti.
Eskiden Büyükşehir’e destek veren BUSKİ,
şimdi Büyükşehir’den destek bekler hale geldi.
Kurum, popülizmin kurbanı oldu.
Bu hamle, kısa vadede sevinç getirdi ama uzun vadede zarar.
Tribünlere oynanan her karar,
şehrin geleceğini ipotek altına aldı.
Otopark uygulamasında yapılan hatanın benzeri burada da yaşandı.
Kısa vadeli kazanım uğruna uzun vadeli zarara kapı aralandı.
Kurum Hafızası: Sil Baştan
Bir diğer neden ise kurum hafızası.
Bozbey göreve gelir gelmez,
tüm daire başkanlarını ve kurum müdürlerini değiştirdi.
Yeni ekip, yeni düzen...
Ama bir şeyi unuttu: Tecrübe.
Yılların birikimi bir gecede sıfırlandı.
Oysa o tecrübe, baraj kapakları kadar hayatiydi.
Bugün yaşanan koordinasyonsuzluğun temel nedeni,
tam da bu “sil baştan” anlayışı.
Her krizle birlikte yeni bir komisyon kuruluyor,
çünkü eskiler hatırlanmıyor.
Geçmişin Sessizliği, Bugünün Bahaneleri
20 yıl önce yapılan baraj,
suyunu hâlâ tam anlamıyla Bursa’ya getiremedi.
Geçmiş yönetimler “yaparız” dedi, yapmadı.
Bugün de “bizden öncekiler” bahanesiyle aynı döngü sürüyor.
Oysa suyun siyaseti olmaz!!!
Mühendislik, partiden bağımsız bir disiplindir.
Ama bizde mühendis değil, siyaset planı konuşuluyor.
Bursa Artık Bahane Değil, Su Görmek İstiyor
Bursa artık bahane duymak istemiyor.
Bu şehirde su değil, plan bitti.
Sorun doğa değil, yönetim eksikliği.
Artık kimin haklı, kimin haksız olduğu tartışılmasın.
Kim yönetecekse yönetsin, ama bir an önce çözüm bulunsun.
Çünkü susuz bir şehirde siyasetin anlamı kalmaz.
Bursa’nın suyu değil, umut damarı tıkanıyor.
O yüzden şimdi el ele verme,
birlikte üretme, birlikte çözme zamanı.
Bu şehir artık bahane değil, su görmek istiyor.
















