Yine aylardan zulüm, yine günlerden Filistin.
Tüm dünya şahit, tüm insanlık tanık ama birçoğumuz hala kulaklarımızı tıkayıp gözlerimizi kapatıyoruz.
Ne yazık ki, çoğumuz tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan bu vahşeti, uzaklardaki bir coğrafyada yaşanıyor diye umursamıyoruz.
Ama unutmayalım, insanlık onuru ve vicdanı Filistin topraklarında yanıyor.
Sivillerin hedef alınması, hastanelerin bombalanması, çocukların ve kadınların yaşamını yitirmesi, her insanın vicdanını yaralayan vahşet görüntülerine dönüşüyor.
İnsanlık adına büyük bir utanç olarak tarihe geçen bu olayları görmezden gelemeyiz.
Dünya, bu trajediyi sonlandırmak ve barışı sağlamak için bir araya gelmelidir.
Mazlum Filistin halkı, yıllardır düşman ateşi altında hayatta kalmaya çalışıyor, özgürlük için savaşıyor. Ama gördüğümüz kadarıyla, bu halkın sesi yeterince duyulmuyor.
Maalesef onların yanında olduğumuzu gösterecek kadar güçlü değiliz.
Oysa insanlığın ortak vicdanına yazılan bu utanç dolu sayfayı görmezden gelmek, insanlık adına bir leke taşımaktır.
Artık sessiz kalamayız, çünkü bu soykırım, sadece Filistin halkının değil, tüm insanlığın acısıdır. Maalesef, zulmü destekleyenler, bu vahşeti meşrulaştırmaya çalışanlar da var.
Ama O’nların geçmişinde Hiroşima ve Nagasaki de var.
Oraya atılan atom bombalarının dehşeti hala tüm dünyanın hafızasında canlıdır.
Ve benzer bir vahşet şimdi Filistin'de yaşanıyor.
Eğer insan isek, vicdanlarımızın sesini yükseltmeliyiz.
Çünkü Filistin’de yaşananlar bir savaş değil, bu bir soykırımdır!
Ya Akif’in “Tek dişi kalmış canavar” dediği medeni! Batı nerede?
Kendine “Medeniyim” diyen Batı, Ukrayna’da askerle askerler savaşırken bile ortalığı ayağa kaldırırken şimdi nerede?
Bugün Filistin’de çocuklar, kadınlar, yaşlılar hedef alınıyor. Hastanelere bombalar atılıyor, sağlık çalışanları bile hedef haline getiriliyor. Bu nasıl bir insanlık? Bu nasıl bir vicdan?
Evet, bu zulme karşı çıkan insanlar var, ama yeterli değil.
Bu sesler daha fazla yükselmeli, Filistin'deki soykırıma karşı çıkmalı, insanlığın vicdanını temsil etmeliyiz.
Eğer vicdan sahibiysek, Filistin halkının yanında olmalıyız.
Bu insanların acılarını paylaşmalı, umutlarını yeşertmeliyiz.
Geçmişte de bugün de yaşanan trajedileri hatırlamak, insanlığın tarihi hatalarından ders çıkarmalıyız.
Filistin halkı yalnız değildir ve onların acılarına son vermek hepimizin görevidir.
Artık yeter!
İnsanlar, vicdanlarını dinlemeli ve bu soykırıma karşı çıkmalıdır.
Çünkü bu, sadece Filistin'in değil, tüm insanlığın ayıbıdır.
Filistin, insanlığın vicdanında yanan bir alevdir ve bu alevi söndürmek için hepimizin el birliği yapması gerekiyor.
Unutmayalım ki; tarih, insanlığın suskunluğuyla değil, cesareti ve insan haklarını savunma azmiyle yazılır.