İlk yazımda, yaşanabilir bir çevre için işletmelerde standartların önemine değinmiştim. Gelen geri dönüşler, sorular ve görüşler için teşekkür ederim…
Bugün ise birey olarak karbon ayak izimizi nasıl azaltabileceğimize odaklanacağım.
***
İşe günlük alışkanlıklarımızı gözden geçirmekle başlıyoruz…
Tatillerde uçak yerine kara yolunu tercih etmek, elektrik tüketiminde yenilenebilir enerji kullanmak, ısınmada güneş enerjisini seçmek gibi basit ama etkili adımlar büyük fark yaratabilir.
Aynı şekilde, yerel ürünler tüketmek, ambalaj atıklarını azaltmak ve et tüketimini sınırlamak da bu sürecin bir parçası olmalı. Satın aldığımız ürünlerin; üretim yeri ve içerikleri hakkında bilgi sahibi olmak kritik bir öneme sahiptir. Örneğin, şehirlerde musluk suyu güvenli bir şekilde içilebiliyorken, hala şişe suyunu tercih edenler var… Oysa uzak bir kaynaktan gelen şişe suyunun taşıma sürecindeki karbon ayak izini bir düşünün. Şişeleme ve geri dönüşüm işlemleri de ayrı bir çevresel yük getiriyor.
Yiyecek ve içecekler konusunda da benzer bir dikkat gösterilmeli.
Markette aldığınız ürünlerin kökenini hiç sorguladınız mı?
Mesela, bahar ayında İran karpuzu almanın mantığı nedir?
Yerli ve mevsimsel ürünler varken, bu konuya dikkat etmek oldukça önemli.
Dünyanın öbür ucundan gelen bir şişe şarap yerine Tokat ya da Niğde'nin VB. yerel alternatiflerini tercih edebilirsiniz.
Bu sadece şarapla sınırlı değil; birçok üründe geçerli.
Kendi bahçenizde meyve ve sebze yetiştirmek hem doğaya hem de cebinize katkı sağlar.
Elma, ayva veya armut ağaçları dikmek, karbon emisyonlarını azaltırken organik meyve sağlar.
Ayrıca, kırmızı et tüketimini azaltmak da karbon ayak izini ciddi şekilde düşürecektir.
Kıyafet alırken de dikkatli olmalıyız.
Yurt dışından gelen bir giysi alacaksanız, etikete bakın. Eğer 1000 milden daha uzak bir yerden gelmişse, yerli ürünleri tercih edin.
Bu, hem çevreye hem de yerel ekonomiye katkı sağlar.
Gereksiz ambalajlardan uzak durmak önemlidir.
Ambalajlar, karbon ayak izine katkıda bulunan bir diğer faktör.
Standartlar, bu konularda bize yol gösteriyor.
Standartlara uymak, hem çevresel sorumluluk hem de geleceğe yatırım demektir.