Değişen ve dönüşen dünya ekseni çerçevesinde, devletlerarası cepheleşme süreci, farklılaşma eğilimi göstermektedir.
Öyle ki, Avrupa coğrafyasının yaşanan bu zor günlerde, birbirlerine karşı takınmış oldukları tavır, zaten geleceği karanlık görünen Avrupa Birliği’nin, ilerleyen süreçteki rotasının ayrışma yönünde olacağını göstermektedir. Kriz yönetimi esnasında, birlik olmayı sadece pandemi sürecinin sonunda, finansal olarak hatırlamaya çalışan Avrupa, olası risk senaryoları ve stratejilerini yeniden gözden geçirmeye ve hatta değiştirmeye başladı. Güvenli saha tahlilleri sonrasında, bu bölgelere karşı takınacakları tavır ise milletler arası mücadelede yeni dönemin yaşam şeklini önemli ölçüde etkileyecektir.
Güvenlik ve belirsizlik parametrelerinin, yeni normal içerisinde yerini garantilediği bu dönemde, diğer etkenler de yavaş yavaş hayatımızdaki dokunuşlarına başladılar. Dijitalleşme ve kişiselleştirme başlıklarının, Covid-19 dönemi öncesi, hazırlık unsurları olduğu su üstüne çıkmıştır. Eski dönemde tasarlanıp, güncelliğini koruması sağlanan bu merkezi etkenler, dünya geneli itibariyle karşılık bulmuştur.
Uzun süredir, biz de dâhil olmak üzere, doğu-batı mücadelesi sandığımız, ancak çok farklı cephelerde ve daha üst pencerelerde vuku bulmuş bir rekabetin ortasındayız. Öyle ki batının içindeki merkez ile doğunun içindeki merkezin iş birlikteliği, dünya insanlığı için yeni bir çağın açılmasına ön ayak olmakta gibi gözükmekte. Merkezlerin birleştiği bu noktada, unutulmamalıdır ki orjin noktasında momentum her zaman sıfırdır. Ve ne kadar güç uygularsanız uygulayın, belirli araçlar kullanmadan ve belirli bir mesafe kat etmeden hareket elde edemezsiniz.
Bu minvalde, stratejistlerin alt pencereye odakladığı insanlık, gerçek tabakada kurgulanan senaryolara kafasını kaldıramamış, yeterince gözlemleyememiştir. İhtiyaçlara dönük strateji kurgulayanlara karşılık, hedefe odaklı strateji kurgulayanların aldığı mevcut galibiyet, hepimiz için önemli detaylar içermektedir. Ayrıntı detayda gizlidir felsefesinin eylem tarzı olan mikro bakış açısının boğulmalarına karşılık, sistematik kurguya sahip, basitleştirilmiş 1 ve 0 mantığının kazanımları, insanlığa yol belirleyici ve yön tayin edici bir hal almıştır.
Türkiye özelinde, AB dağılma süreci ile birlikte gelişen ve gitgide özelleşen İngiltere-Türkiye ilişkileri, gelecek adına yön belirleyici bir hal görüntüsü vermektedir. Tarihin tozlu olmayan şeffaf zamanları dâhilinde, bu iki milletin ve devletin ilişkileri iyi okunmalı, anlaşılmalı ve buna göre hareket edilmelidir.
İngiltere’nin asırlardır uzmanlaştığı alan olan toplum mühendisliği kavramının ana kaynağı veri analizidir. Ayrıca devletler nezdinde milletler için, veriye erişim hızından öteye, veri oluşturma hızı kavramının yükselen değer halini aldığı günümüzde, özellikle siber güvenlik kavramı öne çıkmaktadır. Kurulan bu ikili ortaklık düzeni kapsamında hangi alan ve saha olursa olsun, hiçbir şeyin karşılıksız olmadığı ve kalmayacağı göz ardı edilmemesi gereken başlıca kıstas olmalıdır.
Ülkemizin bölgesinde lider olma haklılığına karşılık, girişilecek olası yanlış içerikli ve cepheli ittifakların sonuçlarının, asırlık bedeller ödetebileceği günler içerisindeyiz. Burada en önemli kazanımlarımız sahibi olduğumuz vatan coğrafyasının içerisinde barındırdığı derin ve zamanlar öncesi tarih şuuru ve akla dayalı gönül ve vicdan odaklı inanç sistematiğimizdir. Bu iki sağlam temel üzerine inşa edilecek, kendimize özgü ve yakışan yerli, milli modeller hem coğrafyalar hem zaman ötesinde kapıların açılmasını sağlayacaktır.
Baki hürmet ve muhabbetlerimi sunarım.
Değerli görüş ve yazılarını dua ve takdirle takip ediyorum. Daha nice yazılarını okumak ümidiyle mürekkebiniz bol olsun... Saygılarımla..