Çırpınırdı Karadeniz,
Bakıp Türk’ün bayrağına.
Ah ölmeden bir görseydim,
Düşebilsem ayağına
Ahmed Cevad’ ın bu şiiri ile akan gözyaşlarının ıslattığı vatan toprağını öpüp koklayan, daha sonra başının üstüne koyan kaç kişi bilirsiniz? On binlercesinden bir tanesinin oğlu olmanın gururu ve mesuliyetine sahibiz.
Öyle kimse düşünün ki; Bu onbinleri ‘Hepiniz birer Türk bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin, yere düşürmeyin.’ sözündeki bayrak olarak gören, Karadeniz’in bakıp bakıp çırpınmasına sebep olan.
Öyle kimse düşünün ki; İnancıyla, iddiasıyla ve sadakati ile on binlerce kişi tarafından marşlarla, dualarla karşılanan.
Öyle kimse düşünün ki; Evladım diye haykırdığında, on binlerce kişiden tek ses ve tek nefes karşılık bulan.
Öyle kimse düşünün ki; Sadece düne dair bugün için değil, gelecek için haslet ve hasretlerinin kaygısını taşıyan ve kendisine inanmışlara bu idealizmi aşılayan.
İşte bu kimse ki, gördüğü elem, zulüm ve kederi hiçbir zaman isyan, inkâr ve ihanete çevirmemiş, aksine aidiyet, sadakat ve azim kaynağı bilmiştir.
İşte bu kimse ki, kendine inanlarla kurduğu bağı, sade bir yoldaşlık veya ekipçilik ile değil, asırları aşacak nesiller arası bir gönül köprüsü halinde inşa etmiştir.
Ve bu kimse ki, etrafında toplanan herkesi merkezinde kendinin buluduğu şahsiyetçilikten öte, iman ve inancın kaynağını teşkil eden Allah’ın rıza ve rahmet dairesine davet etmiş, karargâhını bu noktaya kurmuş ve istikametini bu menzil üzere göstermiştir.
Baştan bu yana tanımına kalkıştığımız bu kimsenin umudu ve ümidi her zaman Türklük, kaynağı ise İslamiyet olmuştur. Tanrı dağlarının esintisinde Hira (Nur) Dağı’nın ferahlığını hissetmiştir. Töresinden taviz vermeyen kut anlayışı ile yetiştirdiği öğrencilerini tek tip karakterize etmekten ziyade, kendilerine has ve yakışır makam ve mevkilere hazır olmalarını sağlamış.
Yolunu takip eden bizlerde; Onur için yaşamayı, asil tavır ve hal ölçüsünün referans noktası olarak işleyen bu kimsedir. Tarih, şuur ve bilinciyle, akıl ölçeğinde anlama ve anlatmanın en iyi örneği bu kimsedir. Coğrafi sınırların ötesinde, kendi ideallerine inanmış kişi ve toplumları, sahip olduğu tüm değerlere sahip çıkacak seviyede aidiyet işleyen bu kimsedir.
Yazı, söz veya resme sığmayacak, tarihe tükettikleri ile değil ürettikleri ile imzasını atan ve saygınlığını makamdan değil hak üzere alan bu kimse tüm Türk Dünyası’nın tanımı ile;
BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ’ tir.
Bu 4 Nisan’da da saygı, minnet ve dua ile anıyoruz.