Geçen haftalar da Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, “Stadyumlara okul açacağız” sözü, hayli ilginç gelmişti. Yılda sadece 25 gün hizmet veren, şehir ekonomisinin hoyratça harcanmış devasa yatırımları, nasıl olur da okula dönüşür? Bunu düşünmeden edemedim.
Peki, ama bu söz nereden çıktı? Bu konuya daha sonra geleceğiz. Ama önce biraz geçmişe gidelim. Sizleri taa 1999 yılına götüreceğim. O yıl, eğitim sistemimizde bizlere çok pahalıya patlayan büyük bir hata yapıldı. 28 Şubat süreci denilen post modern darbe sonrasında, İmam-Hatip okullarının önünü kapatmak için, zorunlu eğitim 5 yıldan kesintisiz 8 yıla çıkarıldı. Bu sayede meslek liselerinin orta kısımları kapatıldı. Daha da vahimi, meslek lisesi mezunlarının Üniversite sınavında önüne kat sayı engeli çıkarıldı. Sonra ne mi oldu? Ne yazık ki sonrasında; “Meslek lisesi, memleket meselesi” oldu!
Oysa bu liseler, bizim gençliğimizde, herkesin hayallerini süslerdi. Bu okullarda eğitim görmek için çok zorlu sınavları kazanmak gerekirdi. Bu yüzden, her isteyen o okullarda eğitim göremezdi. 1999 yılı sonrasında ise ne yazık ki, sürekli erozyona uğrayarak, iyi eğitim alamayacağı düşünülen çocukların eğitim mekânı haline geldi! Hatta bu dönemde, Bursa Coşkunöz Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde yapılan bir ankette; “İleri de iş yaşamınız da ne yapmak istiyorsunuz?” sorusuna, büyük çoğunluk “AVM’de çalışmak istiyorum” cevabı vermesi durumun vahametini açıkça gözler önüne seriyordu.
Evet, bu acı tablo sonrasında düne kadar, meslek liseleri, memleket meselesiydi. Fakat son zamanlarda bu konuda güzel haberler duymaya başladık. Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk meslek okulları üzerinden üretimi ve istihdamı sağlayacak eko sistem kurduklarını açıkladı. Ekonominin ihtiyaçları çerçevesinde 200 yeni iş garantili okul açtıklarını belirterek ‘okulları üretim üssü haline getirip ekonomiye doğrudan katkı yapacaklarını’ belirtti.
Yıllarca şehirlerdeki sektörlerle, meslek liseleri örtüşmüyordu. Oysa mesleki eğitim merkezleri üzerinden kurulan eko sistemler ile Organize Sanayi Bölgeleri, Ticaret ve Sanayi Odaları işbirliği ile hareket edilerek ekonominin ihtiyaçları doğrultusun da okullar açılmaya başlandı. Örneğin; Aselsan içine açılan okulda Savunma Sanayiinde teknisyen ihtiyacını karşılamak hedeflendi. Ankara Fen Lisesini tercih edecek öğrenciler, bu okulu tercih etti. Bu okulların hepsi iş garantili okullardı, bu sebeple bu okullara talepler arttı.
Meslek liseleri mezunlarının sadece yüzde onu kendi alanın da çalışırken, Meslek Eğitim Merkezlerinde yüzde 88’i kendi alanın da çalışıyor. Bakan Ziya Selçuk 200 iş garantili okul kurduklarını ve tüm yapının da iş garantili okullar haline dönüşmesini istediğini bildirdi. Yine stadyum içine okullar açarak futbol hakemliği, çim teknisyenliği yetiştirmek amaçlanıyor. Futbol, basketbol içinde okullar açmayı planlıyor.
Hatta özel sektör kuruluşları dilerse, fabrikasının içine okul açabilecek. Yeni yasa değişikliği ile fabrika içine, otel içine açılacak okullara vergi desteği sağlanabilecek.
Yine 3 Şubat 2020 tarihin de www.detayhaberler.com sitemizde de yer alan, ‘elektrikli araçlar dalı eğitimi’ Bursa’da başlayacak haberi ile mutlu olduk. Bu dal, Türkiye’de bir ilk olacak. Dilerim doğru uygulamalar ile Mesleki Eğitim okulları anlamlı yerini bulur. Böylece ülkemizdeki ciddi manada yaşanan ara eleman açığı son bulur.
Son günlerde tüm dünya ile bizide etkileyen korono virüs nedeniyle evlerimize kapanmak zorunda kaldık. Bu süreçte tüm yaşamımız olumsuz etkilendi. Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk'un hızlı çözümüyle birlikte eğitim sistemimiz evde eğitime geçti. Böylece çocuklarımız eğitim haklarından yoksun kalmadılar. Dış ortama çıkmaktan korktuğumuz bu günlerde arı gibi çalışan eğitim kahramanlarımızın çalışmaları takdire şayan. Ayrıca Mesleki Teknik Anadolu Liseleri'nin önemi ve değeri bu zor günlerimizde çok daha iyi anlaşıldı. Adeta fabrika gibi çalışan bu okullarda; hijyenin en üst seviyelerde tutulması gereken bu günlerde dezenfektan ürünleri, sabunlar, kolonyalar, maskeler, deterjanlar üretilip toplumun hizmetine sunuldu.
Dilerim korona virüs illetinden biran önce kurtulup normal yaşamımıza döneriz. Anadolu Teknik Meslek liselerinin ülkemiz adına yapacağı çok iş, gerçekleştireceği başarılar var. Bu arada eğitime gönlünü vermiş bir arkadaşımın önerisini de aktarnmak istiyorum. "Diyabet hastalarının insülin iğne uçları yurt dışından getiriliyormuş. Bu iğnler neden bizim Mesleki Teknik Okullarımızda üretilmesin?" diye soruyor.
Anlayacağınız; son zamanlarda eğitim sistemimizde çok güzel çalışmalar başlatılmış durumda. Dilerim bu uygulamalarla eğitim sistemimiz üzerindeki ölü toprağı artık kaldırılır. Bu güzel adımlarla çıkılan yolda, doğru uygulamalarla başarıya ulaşılır.
Bize düşen de, siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakarak, doğru olduğuna inandığımız çalışmalara destek vermektir. Zira eğitimde yeterince zaman kaybettik.