Eskişehir, yıllarca Türkiye'nin eğitimde parlayan yıldızlarından biri oldu.
Tarihsel zenginliği, kültürel mirası ve üniversiteleriyle, Türkiye'nin en önemli eğitim merkezlerinden biri olarak anıldı.
Çocukluk ve gençlik yıllarımın geçtiği bu şehir, o dönemde eğitim alanındaki başarılarıyla her zaman ilk sıralarda yer alıyordu. Ancak bugün, maalesef eğitimde eski parlak günlerinden oldukça uzak bir tablo çiziyor.
Küme Düşen Bir Eğitim Şehri
Eskişehir, Türkiye’nin en kalabalık üniversite öğrencisi nüfusuna sahip şehirlerden biri. Ancak, 2024 TÜİK verilerine göre, Muhtemel Eğitim Süresi (MES) en çok düşüş yaşayan illerden biri oldu.
MES, bir bireyin ilkokul çağından itibaren eğitim hayatında geçirdiği ortalama süreyi ifade eder.
Eskişehir’in bu süresi 10,4 yıla kadar düştü. Ülke genelinde ise bu süre 17,9 yıl olarak açıklandı. İstanbul 20,3 yıl ile listenin başında yer alırken, Karabük ve Ankara sırasıyla ikinci ve üçüncü oldu. Eskişehir’in eğitim süresindeki bu gerileme, eğitimde büyük bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor.
Türkiye'nin Eğitimde Gerilemesi: Geleceğimiz Tehlikede
Bu sadece Eskişehir’e özgü bir sorun değil.
Türkiye genelinde eğitimde uzun süredir bir gerileme yaşanıyor.
Temelden yükseköğretime kadar eğitim sistemimiz alarm veriyor.
Eğitim süresi gibi sayısal veriler, bu gerilemenin büyüklüğünü ortaya koyuyor.
Ancak asıl sorun, eğitimin kalitesindeki düşüş ve öğrencilerimizin global standartlarda yeterli donanımı kazanamaması.
Eğitime daha fazla yatırım yapılması, müfredatın çağın gereklerine uygun hale getirilmesi ve öğretmenlerin daha iyi koşullarda çalışması gibi temel reformlar yapılmadıkça bu gerileme durdurulamayacak.
Ülkemizin geleceği için eğitimde köklü değişikliklere ihtiyacımız var.
Gençlerimizin eleştirel düşünme, inovasyon ve analitik beceriler kazanması, Türkiye'nin global rekabet gücünü artıracak en önemli adım olacaktır.
Reformlar Şart
Eskişehir, bir zamanlar Türkiye’nin eğitimde öncü şehirlerinden biriydi. Bugün ise dramatik bir gerileme yaşıyor.
Ancak yukarıda d a ifade ettiğimiz gibi bu sadece Eskişehir’in sorunu değil; bu, tüm Türkiye’nin sorunu.
Eğitim sistemimize yönelik köklü reformlar yapılmadıkça, ülkemizin geleceği tehlikeye girmeye devam edecek.
Eleştirinin gücünü doğru kullanırsak, Eskişehir’i ve Türkiye’yi yeniden eğitimde zirveye taşıyabiliriz.