Yapay zekâ...
Kulağa hem heyecan verici hem de biraz ürkütücü geliyor, değil mi?
Daha dün filmlerde izlediğimiz sahneler, bugün gerçek olmaya başladı.
Öyle ki, bir zamanlar hayal bile edemediğimiz teknolojik atılımlar, artık hayatımızın bir parçası.
Ama işte tam da burada bir durup düşünmek gerekiyor: Bu gelişmelerden korkmalı mıyız, yoksa kendimizi buna hazırlamalı mıyız?
Son yıllarda yapay zekânın geldiği nokta hepimizi şaşırtıyor.
Özellikle deepfake adı verilen teknolojiyle oluşturulan sahte videolar, seslendirmeler ve hatta var olmayan insanlar, sadece eğlence sektöründe değil, dolandırıcılıktan toplumsal algı yönetimine kadar birçok alanda tehdit oluşturabiliyor.
Düşünsenize, sizin sesinizi kullanarak bir video üretiyorlar ve o görüntülerle adınıza kredi çekmeye, hatta sevdiklerinizi kandırmaya çalışıyorlar.
İşte bu yüzden teknolojiyi sadece izlemek yetmez; onu anlamak, öğrenmek ve dikkatli kullanmak zorundayız.
Evet, yapay zekâ birçok işi kolaylaştırıyor, zamandan ve emekten tasarruf ettiriyor. Ama aynı zamanda bazı meslekleri de tarihe karıştırıyor.
Dublaj sanatçılarından metin yazarlarına, grafik tasarımcılardan öğretmenlere kadar birçok alan yapay zekânın etkisi altında. Kimileri bu değişime ayak uyduruyor, kimileri ise çaresiz kalıyor.
İşte tam da bu yüzden gençlerimizi yapay zekâ okuryazarlığı konusunda bilinçlendirmemiz gerekiyor.
Bu teknolojiyi tanımayan, öğrenmeyen ve doğru kullanmayan gençler için gelecekte işsizlik büyük bir tehdit olacak.
Sadece bugünün meslekleri değil, yarının meslekleri de yapay zekâ ile iç içe olacak.
Gençlerimizin bu alana hâkim olması, kendilerini geliştirmesi ve dünyadaki yenilikleri takip etmesi artık bir lüks değil, bir zorunluluk.
Ama bir yandan da durup düşünmek lazım:
Yapay zekâ, bizi tembelleştirir mi? Düşünme yetimizi elimizden alır mı? Zihinsel sağlığımızı nasıl etkiler?
Bunlar da önemli sorular.
Gelecek, sadece teknolojiyle değil, insanın bu teknolojiyi nasıl kullandığıyla şekillenecek.
Bizler, yani evine sabit telefonun yıllar sonra girdiği nesil, bu kadar hızlı değişime yetişmekte zorlanabiliriz.
Ama yeni nesil için durum farklı. Onlar için bu değişim, öğrenilmesi gereken bir dil gibi.
Ve biz onlara bu dili öğretmezsek, onları geleceğin iş dünyasında yalnız bırakmış oluruz.
Son sözüm şu:
Yapay zekâdan korkmayın. Onu tanıyın, anlayın, öğrenin. Çünkü gelecek, ona hazırlıklı olanların olacak.
Korkmamız gereken şey, yapay zekâ değil; ona hazırlıksız yakalanmak.