Geçen yıl Mart ayından beri ailesinden, evladından uzak kalmak zorunda kalmış, hatta yaptığı iş uğruna canını ortaya koymuş sağlık çalışanlarımız bizim en değerli kahramanlarımız oldular. Çok yorucu bir süreçte yılmadan mücadele etiller. Komşumuz arkadaşımız olan sağlık çalışanlarımızı bu uzun süre zarfında çoğu zaman göremedik, sosyal medyada paylaşım yapmaya bile vakit bulamadılar. Kısacası ömürlerinin bir buçuk yılını bizler için feda ettiler. Bazıları eş ve çocuklarına zarar gelmesin diye aylarca evlerine bile gidemediler. Sağlık çalışanlarımıza İnsanüstü fedakârlıklarından dolayı teşekkürü bir borç bilirim. Bugün normalleşmeyi görebiliyorsak, onların emek ve çabaları sayesindedir. Dilerim daha bilinçli davranışlar sergileyerek onların emeklerini heba etmeyiz.
Evet, Sağlık çalışanlarımız gösterdiği fedakârlık ve sergiledikleri üstün performanslarıyla görevlerini layıkıyla yerine getirdiler. Şimdi sıra emekçi öğretmenlerimize geldi. Maalesef eğitim geçen bir buçuk yılda büyük zarar gördü. Eğitim uzaktan devam ettirilmeye çalışıldı. Maalesef bu süreçte birçok öğretmenimiz haksız yere suçlandılar. “Çalışmadan maaş alıyorsunuz” suçlamasına maruz kaldılar Oysa bizim gibi ununu elemiş eleği asmış, okulla ilgisi olmayan ebeveynler bile komşu çocuklarımızın, yeğenlerimizin öğretmenlerinin müthiş başarı ve çabalarına şahit olduk. Bu süreçte öğretmenlerimizin uzaktan eğitim ile gruplar halinde okuma yarışmaları düzenlemelerine, okuduklarını anlatmalarına, tatlı rekabetlerle çocukları bir arada derse motive etmelerine şahit olduk. Gecenin onunda ödev gelmedi diye mesaj attan öğretmenlerimizin saatlerce süren mesailerine şahit olduk. Mesleğini severek yapan tüm öğretmenlerimize teşekkür ediyorum. Onlar bu süreçte okulda gösterdikleri performansın çok daha üstünde performans gösterdiler. Çoğu zaman ne yazık ki kendi çocuklarına yeterli vakit ayıramadılar. Ama yılmadılar, şikâyet etmediler. Çünkü onlar mesleğinin kutsallığının farkındalar.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bugün basına yaptığı açıklama ile “Telafide bende varım” programını açıkladı. Anlaşılan sağlık çalışanlarımızdan sonra şimdi sıra değerli öğretmenlerimize geldi. Psikolojik anlamda, eğitim anlamında yıpranmış çocuklarımızı motive edebilmek için şimdi onlar canla başla çalışacaklar. Öğretmenler bilirler ki, iyi eğitim almış bir öğrenci gelecekte birçok şeyi değiştirebilir. Topluma yön verebilir. Bu yüzden geleceğin şekillenmesinde öğretmenlerin payı çok büyüktür.
Fakat üzülerekten de olsa değinmeden geçemeyiceğim. Ne yazık ki, her meslekte olduğu gibi, eğitim camiasında da işini hiç sevmediği halde devlete sırtını dayamak için bu mesleği seçenler de var. Bu arkadaşlarımız okulların açılmasına, yüz yüze eğitimin başlamasına karşılar. Velilere karşı, öğrencileri işe yaramazlıkla suçluyor. Kısacası her şeye muhalefet ediyorlar. Mesleğini sevmeyen öğretmen, öğrencisine dersi sevdiremez. Bir öğretmen, “Bugün hiçbir öğrencim uzaktan eğitim ile derse girmek istemiyor” diyorsa bunun altında yatan neden motivasyon eksikliğidir. Kendi eksikliğidir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın önümüzdeki yıllarda bu sorunun çözümü için de çabalar harcaması gerektiğini düşünüyorum.