Eğitim şart ama kaliteli eğitim daha da önemli!
Herkesin eğitimin sadece ismiyle değil, içeriğiyle de önemli olduğunu kavraması lazım.
Eğitimin anaokulundan başlayıp Üniversiteye kadar nitelikli olması gerekiyor.
“Her ilçeye bir yüksekokul açacağız” diyerek niteliksiz yükseköğretim kurumları ile ülkeyi doldurmanın acı faturasını ödemeye başladık.
Kamu bir yandan, Vakıf Üniversiteleri bir taraftan her yeri Fakülte ve yüksekokullarla doldurduk.
Bu işi öylesine abarttık ki, her yer mühendis, avukat, iktisatçı, veteriner, eczacı gençlerle doldu ama onlara çalışacak iş alanları bulamadık, bulanları da asgari ücrete, hatta daha altına çalıştırıyoruz.
Apartman dairelerine sıkışan özel üniversiteler açtık.
Uzak ilçelere açtığımız yüksekokullara giden öğrencilerin bırakın sosyalleşme ihtiyaçlarını karşılamayı, barınma sorunlarına bile çözüm bulamadık.
Buyurun size son dönemdeki gözlemlerimi anlatayım.
Bu akademik yılın başında Bursa’nın en büyük ilçelerinden biri olan İnegöl’de üniversite kazanan gençlerimiz, barınma sorunu nedeniyle büyük sıkıntılar yaşadılar.
Ev bulamayanlar, yurtlara yerleşemeyenlerin bir kısmı kayıt dondurdu, bir kısmı Bursa’dan ev bulup her gün 40 kilometre yolculuk yapmayı göze aldı, bir kısmı ise eğitimden vazgeçti.
Daha da ilginci bu gençlerimiz nispeten şanslıydılar.
Hemen şaşırmayın, çünkü daha kötüsü var.
Nasıl mı?
Anlatayım
Geçtiğimiz günlerde yerel seçim öncesinde seçmenin nabzını tutmak için eşimle birlikte dağ ilçelerine doğru yolculuk yaptık.
Bunu fırsat bilip gitmişken bu ilçelerdeki öğrenci kardeşlerimle sohbet etme, dertleşme fırsatım oldu.
İlk gittiğimiz yer Orhaneli ilçesiydi.
Orhaneli’nde bir kafede, daha doğrusu açık çay bahçesinde sohbet ettiğim gençler yaşadıkları sorunları anlattılar.
Kimi İstanbul’dan, kimi Yalova ve Ankara’dan gelmişler Orhaneli’ye.
Fakat büyük hayal kırıklığına uğramışlar.
Çünkü ilçede öğrencilerin gidebileceği tek bir kafe var.
Adı kafe olan bir kısmı için, “Onlar yaşlı amcaların gittiği kahveler” diyorlar.
Sinema , sosyal etkinlik alanları, alış veriş merkezleri yok!
Karınlarını doyurabilecek büfe ve restoranlar da yok denilecek kadar az!
Barınma sorunu ha keza.
Bursa’nın merkezinde sosyalleşmek için yarım gün yola katlanmak zorundalar.
Buna da, ne vakit nede nakit yetiyor.
Okulu bırakmakla, mücadele etmek arasında kalmış genç dimağların yaşadıkları mutsuzluk ve umutsuzluk inanın içime işledi.
Oradan Büyükorhan’a geçtik.
Önünde gençleri gördüğümüz bir köy kahvehanesinde durduk.
Burada da Antep, Adana, Ankara gibi çeşitli illerden gelmiş genç kardeşlerimle görüştüm.
İçeride soba yanıyordu.
Karanlık, kasvetli kahvede gençlerin bir kısmı okey oynuyordu.
Onları kınayamam başka ne yapabilirler ki?
Büyükorhan Meslek Yüksek Okulu’nda 750 öğrenci okuyormuş.
Yurt yok!
Kafe hiç yok!
Restoran yok!
Gençlerin etkinlik yapabileceği ortam yok!...
Yok yok yok…
Kısacası hiç bir şey yok!
Bir köy kahvesini öğrencilere bırakmışlar.
Belediye’ de binasının bir bölümünü öğrenciler için misafirhane yapmış.
Orada da su ve internetle ilgili sıkıntılar varmış.
Büyükorhan Orhaneli’den de uzak olduğu için Bursa’ya ha deyince gidip gelmeleri zaten imkânsıza yakın.
Velhasıl, onca yokluklardan bunalmış gençlerin mutsuzluğu yüzlerine yansımıştı.
Çok daha uzak ve çok daha küçük Harmancık’a gidecek vaktimiz kalmadı.
Ama gitseydik muhtemelen aynı tabloyla karşılaşırdık.
Eminim ki bu dağ ilçelerinde görevlendirilmiş; Doçentler, Yardımcı Doçentler, öğretim üyeleri Bursa’nın merkezinde yaşadıkları için kışın ulaşım şartlarını bahane ederek derse girmeleri için asistanlarını görevlendiriyordur.
Onlar da haklılar belki ama gençlere de yazıktır.
Tekrar ediyorum, usanmadan yeniden, yeniden söyleyeceğim.
Mantar gibi her ilçeye Meslek Yüksek Okulları açıyoruz.
Planlama yapmadan, alt yapısı hazırlanmadan.
Bu hatadan vazgeçelim artık.
Gençler sizlere de tavsiyelerim var.
“Bursa’yı kazandım” diye koştura, koştura gelmeyin.
Araştırın bakalım kazandığınız okul merkez de mi yoksa 100 kilometre uzakta mı diye.
Mümkünse kayıt yaptırmadan önce okulunuzu gezin.
Özetle, bizim iyi eğitimli mutlu gençlere ihtiyacımız var.
Yani eğitim şart ama kaliteli eğitim daha da önemli.