Sevgili okurlar,
Yerel seçimlerin ardından oluşan tabloyu gözlemleyip değerlendirmek için kendime zaman ayırdım.
Zira sağlıklı bir analiz için sabırlı olmak gerektiğine inanıyorum.
Bekleme sürecini bugün bitiriyorum.
Vira Bismillah.
Seçim atmosferinde adayların vaatleri çok az konuşuldu.
Daha ziyade toplumda dar gelirli aleyhine bozulan gelir dengesi ön plandaydı.
Haksızlık hissi toplumda yaygındı.
Özellikle, memurlara yapılan seyyanen zam ve buna enflasyon farkı da eklemesiyle maaşları yükselirken, asgari ücretliler dudağının kanını emmeye devam ettiler.
Hele emekliler…
Aldıkları 10 bin lira ile neredeyse sürüm sürüm sürünüyor.
Bu nedenle de belediye başkan adayları seçim sürecinde proje anlatmak yerine umut tacirliği yaptılar.
Yerine getiremeyecekleri vaatler verdiler.
AK Parti, geçmişteki oylarına güvenerek aday belirlemede bariz hatalar yaptı.
Bozulan gelir dengesinin düzeleceğine dair ise topluma neredeyse hiç umut veremedi.
Seçmenler, son ana kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan en düşük emekli maaşlarında iyileştirme, hiç olmazsa vaat bekledi.
Ancak bu beklenti karşılanmadı.
Sandıktan çıkan sonuçlar ise dikkate değer.
Mesela onca ekonomik krize rağmen, AK Parti ve CHP arasında sadece 1 milyon oy farkı var.
Bununla birlikte, AK Parti'nin ittifak yaptığı MHP'nin ve AK Parti tabanına çok yakın olan Yeniden Refah Partisi'nin aldığı oyları unutmamak gerekiyor.
Evet, CHP'nin oy oranı artış gösterdi ama bu artışın büyük kısmı İYİ Parti'den geldi.
Zira İYİ Parti'nin genel seçimdeki oylarının resmen eridiğini gördük.
Şunu unutmayalım, İYİ Parti tabanı zannedilenin aksine MHP’den değil DYP ve ANAP’tan gelen liberallerden oluşuyor.
AK Parti’ye yıllardır oy veren seçmenin bir kısmı, YRP’ye kayarken bir kısmı da sandığa gitmemeyi seçti.
Yani çok az dışında dışında, bu kesim ısrarla CHP’ye yine oy vermedi.
O zaman tabloyu şöyle özetleyeyim.
Türkiye’de seçmenlerin önemli bir kesimi milli ve manevi değerleri çok önemsiyor.
Nitekim genel seçimde de ekonomik kriz olduğu halde, Cumhur İttifakı’na destek verirken, yerel seçimi iktidara sarı kart göstermek için fırsat gördü.
Unutulmasın ki; toplam oyların yüzde 20’sine denk gelen, benim de içinde olduğum seçmen kitlesi, sabit bir partiye oy vermiyor.
Eğer gidişattan memnun değilse, kırmızıçizgisi olan milli ve manevi değerlere saldırmayan, terör örgütlerine kucak açmayan veya iş birliği içinde olmayan siyasi partilere yeşil ışık yakıyor.
Unutulmasın ki, CHP 28 Şubat sürecinde manevi değerlere saldıran vesayetçilerle iş birliği yapınca büyük itibar kaybetmişti.
Kemal Kılıçdaroğlu bu yanlışı fark ederek, “helalleşmek istiyorum” deyince liberal seçmen biraz yumuşadı ve bugün için CHP’ye şartlı destek verdi.
Bu destek, artarak devam da edebilir, birden bire çekilebilir de.
Bunu biraz da seçilen Belediye başkanlarının tavrı belirleyecek.
Mesela Bursa’da Mustafa Bozbey’in bu mesajı çok iyi anladığını düşünüyorum.
Göreve gelirken Emir Sultan’da sabah namazına gitmesi, daha önceden, “Şeker Bayramınız kutlu” olsun derken, bu kez, “Ramazan Bayramımız mübarek olsun” diye mesaj yayınlaması bunun göstergelerden şimdilik bir kaçı.
Ömrümüz varsa bundan sonraki süreci izleyip göreceğiz ve buna göre de analizlerimiz yapmaya devam edeceğiz.
Bugünlük burada keselim.
Başarılar, çalışmalarınız devamlı ola...
Bravo.....