Bursa, birinci derece deprem bölgesidir. Bu gerçeği ara sıra sallanınca hatırlıyoruz, sonra yine unutuveriyoruz.
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın dün bu gerçeği yüzümüze tokat gibi vurdu.
"Bursa iki dağın arasında ve alüvyonlu topraklarımız var, bu durum “basen” etkisine yol açar" dedi.
Peki, nedir bu basen etkisi?
Basen, bir başka deyişle ova etkisi, deprem süresinin uzamasına ve deprem ivmesinin büyümesine neden olduğu için yıkımı artıran etkenlerden biri. Kalın alüvyon yapısı olan bölgelerde, zemin yapısı nedeniyle deprem dalgalarının genliği büyüyor ve depremin süresi artıyor. Buna bağlı olarak, böyle alanlardaki yapılarda büyük hasarlar oluşabiliyor!
Erkan Aydın dün düzenlediği ilk basın toplantısında, 50 günlük icraatlarını anlattı.
Bana göre toplantının en önemli kısmı; Bursa’da olacak bir depremin basen etkisi yüzenden şiddeti 6 bile olsa yıkım gücünün 7,5 hatta 8 şiddetinde deprem kadar yıkıcı etkisi olacağını söylemesi oldu.
***
17 Ağustos 1999’da Gölcük merkezli depremde Yalova, Kocaeli ve Adapazarı yerle bir olmuştu. Bu depremden üç ay sonra Düzce yine büyük bir depremle sarsıldı. O yıllarda aylarca depremi konuştuk ama pek somut adımlar atmadık. Kabul, yeni binalar için güzel kurallar getirildi ama eski yapı stoklarının dönüşümünde cılız kaldık.
Ne kadar cılız olduğunu da, 2011 yılında Van’da, geçen yıl 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremde gördük.
Altı büyükşehirde çok büyük yıkım yaşandı. Bu depremlerden sonra aylarca depremi konuştuk.
Şimdilerde ise kimsenin yine aklına gelmiyor'
Zannediyoruz ki; konuşmayınca, unutunca felaket bizden uzak olacak!
Zaten sadece konuşmak yetmez, asıl önlem almak gerekiyor!
Her yeni depremde alınan önlemlerin ne kadar yetersiz olduğunu acı şekilde görüyoruz ama bir türlü akıllanmıyoruz!
Bu konuda, vatandaş olarak bize düşen, kaçak bina yapmamaktır.
Fazlası zaten elimizden gelmez.
Ülkemizi ve kentlerimizi yönetenlerin de; bir yandan kaçak yapılaşma ile mücadele etmesi, diğer yandan da kentsel dönüşüm hamlesi yapması gerekiyor. Ama kentsel dönüşüm yapıyormuş gibi değil, gerçekten kentsel dönüşüm yapılması gerekiyor.
Belediyelerin, işe planlamadan başlaması, devletin bu projelere destek olması, vatandaşın da elini taşın altına koyması gerekiyor.
Bunlardan biri bile eksik olursa, tabut gibi binalarda ecelimizi beklemeye devam ederiz.
Yukarıda da belirttim.
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın dün ilk kez, Bursa basını ile kapsamlı bir toplantı yaptı.
Bir süredir kimi belediyelerce uygulanan ama hangi kriterlere göre yapıldığı bilinmeyen akreditasyon uygulaması yapılmadı. Davet edildik ve gittik, dinledik Erkan Aydın’ı.
Toplantıya medyanın ilgisi yüksekti.
Erkan Aydın, görevde geçirdiği 50 günde sürece hâkim olmuş izlenimi verdi bana.
En önemlisi, enkaz edebiyatı yapmadı. Tam tersine, “Evet borcumuz var ama bütçemizin üçte biri, yarısı uzun vadeli, döndürülebilir bir borç. Yakın vadeli olanlar bu meydan için harcanmış, yapandan Allah razı olsun, biz de burayı Osmangazi halkının yararına kullanmak için projeler yapıyoruz, devlette devamlılık esastır” diyerek noktayı koydu.
Bu konuda ayrıntılı bir haber hazırladık, linkini şuraya koyup devam edeyim.
Başkan Aydın, Bursa medyası ile buluştu
Başkan Aydın’ın dikkatimi çeken ve takdir ettiğim yanı, tribüne oynamaması oldu. Mesela haberimizde ayrıntıları yer alan, yakında hizmete girecek hizmetlerinden; Kent Lokantası, Otopark, Kadın Spor Merkezi ve Gündüz Bakım Evi’nde sürdürülebilir fiyat politikası uygulayacak. Hizmetlerde ilçedeki esnafları da zarar ettirmeyecek bir yaklaşım içinde olacak. Personel görevlendirmelerinde de bunu yaptığını, önceliği liyakate verdiğini, belediyenin mevcut personelinin içinden istişarelerle ekip kurduğunu söyledi.
“Kapı da sökmedik, borç listesi de asmadık” demesi, tribün siyasetinden uzak olduğunu gösteriyor. Erkan Aydın, reddi miras yapmadan, 50 günde işe iyi sarılmış, bu yönüyle takdiri hak ediyor. Bu tutumu sürerse, Yılmaz Büyükerşen gibi bir marka olması mümkün.
Güçlü bir iletişimi olduğunu da ekleyip asıl konuya, yani depreme gelelim.
İki dağ arasında kalan alüvyon topraklı Bursa ovasında, 6 şiddetinde meydana gelecek bir depremin basen etkisiyle 2 ya da 3 kat daha fazla yıkıma yol açacağını söyledi.
Yani Bursa’da 6 büyüklüğünde bir depremin bile, 7,5-8 şiddetinde deprem kadar Bursa’yı etkileyeceğini söyledi.
Unutturulmak istenen, unutmaya çalıştığımız acı gerçeği tokat gibi yüzümüze vurdu.
Başkan Aydın’ın bu konuda söylediklerini de ayrı bir haber yaptık, linkini şuraya koyalım:
Başkan Aydın uyardı: Bursa depremi için basen etkisi tehdidi
Deprem gerçeği konusunda benim de söyleyeceklerim var.
Tarihini bilemesek de, Bursa’da çok şiddetli bir deprem olacak.
Erkan Aydın’dan öğrendiğimize göre de şiddeti 6 olsa bile yıkıcı etkisi daha büyük olacak.
Peki, bu depreme ne kadar hazırız? Hangi önlemleri aldık? Bu önlemler yeterli mi?
Biraz rahatlatayım.
Geçmiş dönemde Büyükşehir Belediyesi Bursa’nın yer altı fay haritasını çıkardı. Riskli bölgeler tespit edildi. Osmangazi ve Yıldırım’da planlama çalışmaları yapıldı, Nilüfer zaten planlı. Kısmen de olsa kentsel dönüşüm projeleri başlatıldı hatta bazıları da bitirildi. Ama bunlar deve kulak misali, çok yetersiz çalışmalar. Daha yapacak çoooook işimiz var.
Deprem olup binalar yıkılınca yardıma gelenler, “Sesimi duyan var mı?” diye sesleniyor ya, ben de deprem olmadan sesleneyim: “Bursa’ya deprem geliyor, buna hazır değiliz, sesimi duyan var mı?”