Kapitalist Sistemin sonu iyice yaklaştı.
Oysa sosyalizm veya komünizmin çöküşünden sonra meydanı boş bularak iyice semirmiş, rakibi kalmayınca bütün dünyayı egemenliği altına alıvermişti.
Önce sosyalizmin nasıl ve neden çöktüğünü bir hatırlamayım.
Sosyalist veya Komünist ekonominin temel felsefesini “Merkezi Planlama Ekonomisi” oluşturuyordu.
Bu sistemde, bütün planlar merkezden yapılırdı. Bu durum girişimcilerin cesaretini kırdı. Bu durum serbest rekabeti önledi. Böylece sistemin uygulandığı ülkelerde ekonomik yapı, zamanla tembelleşerek hantallaştı.
Sonra da yıkıldı.
Şimdi de Kapitalist Sistem çöküyor, hem de aynı gerekçelerle!
Peki, kapitalizm ve serbest piyasa ekonomisinde, hür teşebbüsün önü açık olduğu halde nasıl oluyor da aynı sona gidiyor?
Ayrıntıları ile anlatalım o halde.
Kapitalist sistemde de hızla büyüyen şirketler, hızla tekelleşip piyasadaki rakipleri saf dışı bırakıyorlar. Şirketler kendi içlerinde müthiş bir şekilde büyürken, bir taraftan da bütün planları merkezlerinden yapıyorlar.
Şimdi dev bir küresel şirketin mağazalarını gözünüzün önüne getirin. O mağazadaki her şeyin şirketin merkezinde planlandığını görecekseniz.
Satış temsilcilerinin nasıl konuşacağı, kasiyerlerin nasıl giyineceği, mağazaların raf düzenlerinin nasıl olacağı, hangi ürünün hangi rafta olacağı, satılan ürünlerin fiyatları, vadeleri vesaire, bunların bütün planlamaları merkezden yapılır.
O dev küresel şirketin mağazasını açan girişimciler ise sadece tahsildardır.
Peki, bunların yerel rakiplerine ne oluyor?
Ne olacak, küresel para gücünü arkasına alan dev şirketlerin karşısında hızla yok oluyorlar.
Ama bu şekilde davranarak bindikleri dalı kesiyorlar.
Çünkü bir yandan kendilerine hayat veren rekabetçi unsurlarını yok ediyorlar, diğer yandan da kendi içlerinde hızla köreliyorlar.
Bu nedir peki?
Ne olacak hantallaşmadır.
Mağazalarında iğneden ipliğe her şeyi satıyorlar.
Sattıkları ürünlerin, üretim koşullarını kendileri belirliyorlar, dağıtımı kendileri yapıyorlar, taksitli satışlarla, kendilerine ait bankalardan sağladıkları tüketici kredileriyle, tüketim koşullarını bile kendileri belirliyorlar.
Bu şirketlere artık, devletler bile müdahale edemez hale geldiler.
Edirne’nin sütünü Kars’ta satıp Kars’taki süt üretimini de baltalıyorlar.
Sadece bu mu?
Hayır.
Çin’de üretip ABD’de de satıyorlar.
Yani artık bütün dünya onların oldu.
Düz mantıkla baktığımızda, “Bu gücün karşısında kimse dayanamaz” diye düşünebiliriz.
Ama işte o devlerin sonunu da bu güçlü halleri getirecek.
Nasıl mı?
Anlatayım.
Bu küresel yapılar kendi içinde merkezileşip hızla hantallaşıyorlar.
Şimdi yazının başına dönelim.
Merkezi planlama ekonomisi neden çökmüştü?
İşte tam da bu yüzden çöktü.
Şimdi uyarayım.
Sosyalist veya komünist sistem, yani merkezi planlama ekonomisi ile kapitalist sistem arasında çok önemli bir fark var.
Merkezi planlama ekonomisi kendi içinde çöktü ama kapitalist sistem çökerken zararı sadece kapitalistlere olmayacak.
Bütün dünya çökecek.
***
Şimdi bir tüyo vereyim.
Hızla hantallaşan kapitalizmin çökmek üzere olduğunu en iyi sistemin başındakiler biliyor.
Hah işte, son zamanlarda başımıza gelenlerin asıl sebebi de bu zaten. Tüm çabalar bu çökmeyi durduracak alternatif bir sitemi kurmak için. Bakalım devasa enkaz oluşmadan dünya kendini yenilemeyi başarabilecek mi?
Ömrümüz varsa bunu hep birlikte göreceğiz.
***
Tüm okurlarımın mübarek Kurban Bahyramını en içten dileklerimle kutluyorum. Bu bayramda maske ve mesafe kurllarına uyalım, sağlıklı yarınlar için gönülden gönüle bayramlaşalım.