Üniversiteye giriş sınavını bitirmiş kardeşlerim için şimdi tercih zamanı. Tercihler çok önemli. Üniversiteye giriş sınavında verdiğiniz çaba kadar dikkat gerektiriyor. Çünkü yaşamınızı bu tercihler şekillendiriyor. Hatalı tercihler sebebiyle çok iyi bir puanla yerleşemeyen birçok öğrenci var maalesef.
Her şeyden önce, “Hangi işi yapmak sizi mutlu eder?” Önceliğiniz bu soruyu cevaplamak olmalıdır. Bugün genç kardeşlerimiz için mühendislik bölümleri hakkında kısa bilgiler vereceğim. Eğitim sistemimizde geliştirilememiş bazı yanlışları da gözler önüne sermek istedim.
Ülkemizde TMMOB kayıtlı üye mühendis sayısı 510 bini aştı. Makine Mühendisleri Odası, mühendisler arasında işsizlik oranının yüzde 10’u aştığını, işsiz mühendis sayısının 2017’ye göre 18 bin kişi artarak 91 bine yükseldiğini açıkladı.
2019 yılı mühendislik fakültesine girmeye hak kazanmış öğrenci sayısı 62.756 kişidir. Her yıl yaklaşık 65 bin öğrenci mühendis meslek grubuna eklenecektir. Buda demek oluyor ki; doğru bölümü seçen, kendini eğitim anlamında geliştiren, sosyal ilişkilerinde ön planda durabilen başarıyor. Diğerleri maalesef işsizler ordusuna katılıyor. Eğitimin bu kadar ağır yaşandığı okul döneminden sonra mühendis olmuş gençlerimizin mesleğini yapamaması çok acı.
İşsizliğe en büyük nedenlerden biri yanlış bölümü seçmektir. Seçtiğiniz mühendislik bölümünde iş imkânlarını çok iyi araştırın. Hangi ilde yaşamak istiyorsunuz? Seçtiğiniz bölümü yaşadığınız şehirde uygulayıp geliştirebilecek misiniz? Bunlar önemli detaylardır.
***
Şimdi sizler için yerleştirme sonuçlarına göre daha az talep alan mühendislik bölümleri paylaşalım:
Ağaç işleri endüstri mühendisliği, balıkçılık teknolojisi mühendisliği, fizik mühendisliği, gemi makinaları işletme mühendisliği, hidrojeoloji mühendisliği, imalat mühendisliği, jeofizik mühendisliği, jeoloji mühendisliği, kimya ve süreç mühendisliği, lif ve polimer mühendisliği, maden mühendisliği, makine ve imalat mühendisliği, nano teknoloji mühendisliği, optik akustik mühendisliği, endüstri sistem mühendisliği, orman endüstrisi mühendisliği, petrol ve doğalgaz mühendisliği, polimer mühendisliği tek bir üniversite de yer alan bu bölüm yeterli bilgilendirme yapılmadığı ve gerekliliği anlaşılamadığı için dolmamıştır. Raylı sistemler mühendisliği de ülkemizde hak ettiği yeri bulamamış yeterli talep görememiştir gelecek yıllarda raylı sistemlere verilen önemle değişkenlik gösterebilir. Ulaştırma mühendisliği, su ürünleri mühendisliği; yeterli talep görmeyen bu mühendisliklerin, mühendislik kavramından ayrıştırılarak teknik okullara dönüşmesi istihdam açısından daha faydalı olacaktır. Türkiye’de ara eleman boşluğu çok fazla, mühendislerimizi ara elemana dönüştürmek yerine ara eleman açığını kapatmamız gerekiyor.
Son yıllarda kamuda iş bulmak bir hayli zorlaştı. Bunun da etkili olduğunu düşündüğümüz harita mühendisliği bölümüne de rağbet azalmaya başladı. Yine aynı alanda çalışan geomatik mühendisliği bölümünü tek çatı altında toplayarak birleştirmek faydalı gibi görünüyor.
Yine yeterince tanıtılamadığı için öğrenci kontenjanı boş kalan genetik ve biyo mühendislik, endüstriyel tasarım mühendisliği, tıp mühendisliği, optik akustik mühendisliği gelişime açık fakat yeterince anlaşılamamış bölümler.
***
Bazı üniversitelerimizde kontenjan olduğu halde dolmamış bölümler var. Bu bölümlerin kontenjanlarının boş kalması bize üç önemli hatanın var olduğunu gösteriyor. Bu hatalardan ilki kurulan üniversitelerin sosyo ekonomik durumları öğrenci talebini karşılayacak durumda olup olmadığının yeterince araştırılmaması. Örneğin Doğu Anadolu’da bazı bölümler boş kalırken büyük illerimizde ise talep çok fazla oluyor.
İkinci hata ise şehirlerin doğru analiz edilmemesi ve şehrin yapısına uygun bölümlerin açılmaması.
Son hata ise lise düzeyindeki okullarımızda verilen rehberlik hizmetlerinin yetersiz oluşu. Öğrencinin tercihte bulunacağı bölümleri yeterince tanımaması. Maalesef okullarımız öğrencileri, seçeceği bölümlere hazırlamakta yetersiz kalıyor.
Birde yoğun öğrenci talebi olan bölümler var mesela elektrik- elektronik mühendisliği, endüstri mühendisliği, inşaat mühendisliği, makine mühendisliği, yeni yeni tanınmaya başlayan mekatronik mühendisliği ciddi sayıda öğrenci alıyor ve gelecek yıllarda makine mühendisliğinin önüne geçecek gibi görünüyor. Metalurji ve malzeme mühendisliği bölümüne son yıllarda ilgi artmaya başladı.
TOGG’un ülkemizde otomotiv alanında bir çıkış yakalamasıyla birlikte kısa süre içine otomotiv sanayinde ciddi bir ivme kazanabiliriz. Bu çıkış birçok ilgili mühendislik bölümüyle birlikte otomotiv mühendisliğine de olumlu katkılar sunacaktır. Yazılım mühendisliği de mekatronik mühendisliği gibi son yıllar da yıldızı parlayan bölümlerden biri. Gıda mühendisliğinde son yıllarda talepte ciddi bir düşüş görülse de halen önemini koruyan bir mühendislik bölümü. 2019 yılı tercih sonuçlarını incelediğimizde özellikle özel üniversite ve birçok ilde kontenjanlar dolmamıştır. Oysa tarım alanında yaygın hizmet veren bu illerimizde gıda mühendisliği bölümü ile ilgili öğrencilerimizi cezbedecek çalışmalar yapmalıyız.
Tek bir üniversitede olan tarımsal genetik mühendisliği ülkemizin geleceği açısından mutlaka geliştirilmeli. Doğu illerimizdeki üniversitelerimizde bu bölümü açarak iş garantisiyle cazip hale getirebiliriz. Tarım, ülkemizde yıllarca ihmal edilmiş bir gerçeğimiz. Ziraat mühendisliği de tarımsal genetik mühendisliği gibi iş bulma garantili okullara dönüştürülmesi ülkemiz açısından daha verimli olur.
Sonuç olarak; çok sayıda üniversite açılarak gelişim sağlanamıyor. Benzer bölümleri farklı isimlerle çoğaltarak, gereğinden fazla sayıya ulaştırmak eğitimi kalitesiz hale getiriyor. Her ilde ve birçok ilçede mantar gibi yayılan üniversitelerimiz nedeniyle birçok mühendis ya ara eleman durumuna düşüyor, ya da işsiz kalıyor.
Asıl mesele üniversite sayısı artırmak değil, mezun olan öğrencilere istihdam sağlamak olmalı.
mekatronik mühendisliğinin geleceği 20 senedir parlıyor. .millete yalan vaatler vermeyin. Verenler de umarım bedelini öderler.