Dünya sallanıyor… Bursa da sallanacak… Konu bu kadar net.
Bilim insanları söylüyor. Uyarıyorlar. Bağırıyorlar adeta,
“Bursa’da 7 ve üzerinde deprem olma ihtimali çok yüksek!” diye…
Denizde olursa biraz şanslıyız. Karada olursa… Allah korusun.
Ama ne yapıyoruz?
Hâlâ toplantılar, hâlâ raporlar, hâlâ uyarılar.
1999’u yaşadık. 6 Şubat’ı gördük.
Peki ne öğrendik?!!!
Oysa deprem öldürmüyor. İnsanları çürük çarık binalar öldürüyor.
Japonya’da neredeyse her ay 7’nin üzerinde deprem oluyor. Kimse ölmüyor. Türkiye’de 6’yı gördük mü? On binlerce insan göçük altında kalıyor.
Bursa da Fay hattı şehrin altından geçiyor.
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın davet etti ve dün Bursa’ya gelen Prof. Dr. Naci Görür’ü dinledik.
Naci hoca;
"Bursa’nın fay sistemi 7 ve üzeri deprem üretebilir" dedi.
"Bu şehir, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun kucağında oturuyor" dedi.
"Bursa, 10 yılda depreme dirençli hale getirilebilir" dedi.
Sonra devam etti sözlerine;
“Yalnızca Bursa için değil, tüm Türkiye için bir tehdit söz konusu. Çünkü Bursa, ülkenin en büyük üretim merkezlerinden biri. Sanayisi, tekstilinden otomotivine kadar Türkiye ekonomisine yön veriyor. Eğer bu şehir sarsılırsa, sadece Bursa değil, Türkiye'nin ekonomisi de sarsılır. Yani, bu sadece Bursa'nın değil, tüm ülkenin meselesidir. Yapılacak her kentsel dönüşüm, her sağlam bina, bu şehrin geleceği için kritik bir adım. Fakat şu an için yapılması gereken, hızla harekete geçmek ve sadece söylemde değil, eylemde de "depreme hazır bir Bursa" yaratmaktır. Yavaş davranırsak, bu şehrin ekonomik gücü de, canlar da çok ağır bedeller ödeyecek.”
Eeee, biz ne yapıyoruz?
Rapor hazırlıyoruz, söyleşi düzenliyoruz, panele katılıyoruz, fotoğraf çektiriyoruz, alkışlıyoruz.
Ertesi gün de hepsini unutuyoruz…
Erkan Aydın’a Naci hocayı Bursa’ya getirip gerçekleri gözümüze soktuğu için elbette teşekkür ediyorum. Az şey değil.
Hatta Bursa Büyükşehir de kapsamlı bir rapor hazırladı ve tehlikeyi O da gözümüze soktu.
Bunlar elbette küçümsenecek şeyler değil.
Ama bir belediye var ki, bunları bırakıp eyleme geçti.
Yıldırım Belediyesi ve Başkanı Oktay Yılmaz’dan söz ediyorum.
Adam ne mi yapıyor?
İş yapıyor, iş…
40 bin tapuyu hak sahiplerine dağıttı, yetinmedi Belediye öncülüğünde, bakanlık desteğiyle, özel sektör iş birliğiyle 27 farklı kentsel dönüşüm projesi yürütülüyor.
Yıldırım’da son 2 yıl içinde;
5 bin konut dönüştü. 2 bin 500 konut inşaat halinde.
Hedef de 30 bin konut.
Yeterli mi?
Değil.
Ama bu iş de böyle olur arkadaş...
Raporla, panelle, afişle, "farkındalık çalışmaları" ile çözülmez.
Binaları yıkacaksın. Yenisini, sağlamını yapacaksın.
Oktay Yılmaz bunu yapıyor.
Ya diğer belediyeler? Ya Bakanlık?
Onlardan da artık bu adımları bekliyoruz.
Bakın, yer bilimciler diyor ki, Bursa’nın zemini çürük. Yeraltı suyu fazla. Depremde en fazla hasar verecek şehirlerden biri olabilir.
İyi de, bu kaçak yapıları, dayanıksız binaları dönüştürmek için daha ne bekliyoruz?
Birilerinin ölmesini mi?
Artık Bursa’nın tamamında tıpkı Yıldırım’daki gibi somut adımlar atılmalı. Tüm beldşeyeler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Bursa için derhal harekete geçmeli.
Bakın, deprem "geliyorum" demez. Geldi mi yıkıp geçer.
İşte o zaman plaketler, paneller kimseyi kurtarmaz.
Bizim ihtiyacımız olan, Yıldırım Belediyesi’nin yaptığı gibi hayat kurtaran dönüşümlerdir.
Eğer bunu yapmazsak… Eğer bu binaları dönüştürmezsek… Eğer hâlâ "söyleşi, panel, rapor" üçgeninde oyalanırsak…
O gün geldiğinde, geriye sadece acı kalır.
O yüzden, Bugün harekete geçmek zorundayız.
Bugün, Oktay Yılmaz gibi iş yapanları örnek almalıyız…Ve bugün, depremi sadece anlatanlara değil, depreme karşı mücadele edenlere destek vermeliyiz.
Çünkü deprem unutmaz. Ama biz unutursak, Bizi affetmez!
Bursa Platformu Uyardı: Deprem Kapıda, Havanda Su Dövmeyi Bırakalım!
Merkezi hükümet ne yaptı. Bursadaki Devletin hüküm ve tasarrufunda olan kamu hazine arazilerini Yıldırım Belediyesine devretti. Bu sayede Yıldırım belediyesi kentsel dönüşümü rahatça gerçekleştirip, rantsal dönüşümede yol açabilmektedir. Bu gerçeği bu milletten nasıl saklayacaksınız. Yalnız Yıldırım ilçesinde yaşayan rantsal yandaşlarınız hariç tabiki.
En önemli önlem alma duamız "Allah ım sen bizi beterinden koru "dedinmi, yetiyor...!!!
1987 yılında ilçe olarak büyük şehirden ayrıldığında bu güne gelirken aldığı yoğun göç ile farklı yöre kültürlerini içinde barındıran 650 bin nüfusu ile bir çok şehirden büyük olmasına rağmen hak ettiği değerlere ve kalkınmayı sağlayamamıştır. Özellikle 6306 sayılı bakanlar kurulu kararıyla riskli ilan edilen 7 mahalleni bu günkü durumunu vicdan sahibi kişilerle oturup tarafsızca konuşmayı çok isterim, yildirim belediyesi söz konusu bu mahallererde NEDEN kentsel dönüşümün gerekçelerini unutup bir adım ötesinde ruhsatsız yapılar yapılmasına, HATTA bu yapıların çoğaldığı yerlerde mahalle kuruldu, resmi muhtarlilklar açıldı.söz konusu Geçmişten günümüze gelen plansız yapıların bursaya, Yıldırım ilçesine verdiği zararı düzeltmek için çaba gösteren, ilçeyi geleceğe taşıyan akıllara müsaadenizle ile buradan sesleniyorum . Deprem gerceğini unutup 15 yılda ruhsatsız yapılan kaç yapıya kapı numarası verdiniz. Acklayin Kentsel dönüşüm ne yazikki sizi kaleme aldığınız gibi yürümüyor.