Türkiye’de gündem;
kimi zaman dış politika, kimi zaman da iç gelişmelere odaklanıyor.
Ancak çoğu zaman boş konular ile meşgul ediliyor.
Bu nedenle de,
Türkiye ve dünyadaki asıl gelişmeleri gözden kaçırabiliyoruz.
Önce, her birini hızla tükettiğimiz boş gündem maddelerinden birkaç örnek vereyim:
CHP’de kıyametler kopartan “Külliye ziyareti” tartışması.
Bu tartışma sonrası Kemal Kılıçdaroğlu’nun “keklenmesi”.
Bu konu aydınlanmadan, devreye giriveren “yeni siyasi partiler” mevzusu.
Şehir üniversitesi tartışmaları.
Yeni partilerin kurulmaya başlaması.
“kadın cinayetleri”.
…
*
Yukarıda saydıklarım, değirmen taşında öğütülür gibi gözümüzün öğütüldü.
Önümüzdeki günlerde hangi konular önümüze gelir bilmiyorum.
Bildiğim ise Türkiye’nin suni iç gündemler ile oyalanmak istendiğidir.
Baş döndüren değişimden ben bunu anlıyorum.
Asıl konular ise geri planda kalıyor.
Neler mi?
Anlatayım o halde.
*
Barış Pınarı Harekâtı ile gündeme oturan Suriye konusu, ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmalar ve bu anlaşmaların uygulanmasının ardından farklı alanlara kaydı.
Kısa süre önce Libya ile imzaladığımız “Akdeniz Münhasır Ekonomik Alan Anlaşması” ile dünyanın bütün dikkatleri Türkiye’ye çevrildi.
Türkiye’de ise çok az insan bunu fark etti.
Yunanistan, İtalya, Mısır, İsrail ayrı; ABD, Rusya, Fransa, İngiltere, Almanya’da ayrı pencerelerden dikkatlerini bölgeye diktiler.
Bu arada;
General Halife Hafter’de boş durmuyor.
Malum Hafter Libya’da merkezi yönetimi ele geçirmeye çabasında ve Türkiye düşmanı bir darbeci.
Halter, Nisan ayında başkent Trablus’u ele geçirmek isteyip başaramamıştı.
Aynı Hafter, 6 Türk denizciyi Haziran ayı sonunda rehin almış ve Türkiye’yi tehdit etmeye de cüret etmişti.
Bunun üzerine, Türkiye çok set bir tepki göstermiş Hafter’de Türk denizcileri serbest bırakmıştı.
Libya Merkezi hükümeti ile Türkiye arasında yapılan anlaşma sonrasında Hafter’in yeni girişimleri gündemde.
Hafter’in arkasında kimler mi var?
Söyleyeyim.
ABD ve Fransa’nın yanı sıra Akdeniz’deki bütün oyuncular!
Rusya’nın da her açıdan desteklediği sır değil!
Bu destekleri alan Hafter’in yeniden Trablus’u ele geçirmek için bu sefer donanma kullanmasından bahsediliyor.
Hafter’e, Rusya dışında Akdeniz’de hesabı olan hangi ülkelerin destek olacağı izlenmelidir.
Bu arada ilginç bir gelişme daha yaşandı.
Hafter’in donanma ile Trablus’a harekât düzenleme iddialarının gündeme geldiği şu günlerde, Rusya’nın tek Uçak Gemisi olan Amiral Kuznetsov’da yangın çıktı.
İki gün önce Rusya'nın Murmansk limanında tamir için bulunduğu esnada yaşanan yangın sonrasında
Hafter’e Rusya’nın denizden desteği biraz zor görünüyor.
Tüm bunlar olurken Yunanistan donanma komutanlığının çıkışlarını da unutmamak gerekiyor.
*
Bölge ve dünya gündeminde Türkiye’yi ilgilendiren konular sadece bunlarla sınırlı değil.
Son günlerde Çin’in yıllardır süre gelen Uygur’lara zulmü ABD-Çin gerginliğine paralel Türkiye gündemine girdi.
Birden bire karşımıza çıkan bu gündemin,
Çinlilerin Kanal İstanbul Projesi'nin yapımına talip olması ile bir alakası var mı acaba?
Bu arada son bir hafta içinde ABD’de de Türkiye aleyhine çok ciddi gelişmeler yaşanıyor.
Halk Bankası olayının tekrar gündeme taşınması.
Ekonomik yaptırımların ve Ermeni iddialarının Senato’dan geçmesi.
Bu iki gelişmenin Barış Pınarı Harekâtı sonrasında, ABD ile Türkiye arasında imzalanan anlaşma sonrasında durulan ilişkileri haddinden fazla germesi muhtemel.
Bir dostum sosyal medya paylaşımında;
“Son 24 saatte:
-ABD Senatosu Ermeni soykırımını tanıdı.
-ABD Senato Dış İlişkiler Komisyonu Türkiye yaptırımları kabul etti.
-ABD Kongresi Kıbrıs Rum Kesimine silah ambargosunu kaldırdı.
-Güney Kıbrıs, Fransa, İtalya ortak deniz tatbikatı yaptı.” notunu düşmüş.
Önemli bir tespit.
*
Bu arada İngiltere’de seçimler yapıldı.
Boris Jonhnson ezici bir başarı sağladı.
Şimdi İngiltere’nin hem AB ile ilgili hem bölgesel açıdan farklı adımları olacaktır.
En azından 31 Ocak 2020’ye kadar AB’den çıkışın gerçekleşmesi neredeyse kesinleşti.
Dünya dengeleri açısından İngiltere’nin güçlü bir hükümete sahip olmasının etkilerinin neler olacağını bekleyip göreceğiz.
*
Son bir hafta içinde hem iç, hem de dış gündemde hızlı değişimler ve gelişmeler yaşandı.
Türkiye, bölge ve dünya gündemi önümüzdeki günlerde daha da hareketlenecek.
Bu nedenle,
Türkiye gündeminin fuzuli konularla meşgul edilmesi önlenmelidir.
Kalın sağlıcakla…
İlginç bir yazı olmuş..Acizane makalelerinizin ulaştığı kitle itibariyle artabilmesi için sesli olmasını tavsiye ederim.
İsrail seçimleri ve olası sonuçlarını, sıklaşan Rusya - Türkiye görüşmelerini ve Çin'in Arap ve Afrika coğrafyasına sermaye olarak girişini naçizane eklemek isterim. Bu güzel yazı için çok teşekkür ederim.