Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 14 Mayıs'ta yapılması kararı sonrası aday ve sonuçları etkileme hamleleri hız kazandı. Bu çerçevede Cumhurbaşkanlığı adaylığında gözü olan iktidar içindeki ve muhalefette son tangolar oynanıyor.
AK Parti içinde Erdoğan'ın devre dışı bırakılarak yerine kendini mecbur bırakmaya çalışan bazı gruplar son kozlarını oynuyor. Bu çerçevede içte ve dışta destek arayışlarını hızlandırdılar. Yetkilerini kullanıp dışarıya peşkeş hamlelerini dahi aşikâr yapıyorlar. Hatta 6'lı masa içindeki bazı unsurlarla da temasa geçenler dahi olduğu söyleniyor. Pazarlıklarından anlaşılan makam hırsı açık. Bunlar yapılırken dış dirsek temasları da ihmal edilmiyor.
Hatırlayanlar olacaktır. Son 2,5-3 yıldır tıpkı Emin Gürses'in ifade ettiği "İki bakan bir başkan" iddialarını bu sütunlarda yer vermiştim.
Öyle görülüyor ki her türlü mesajın verilmesine rağmen bu yönde ders alınmışa benzemiyor. Fırsat kollayarak son hamlelerden de kaçınılmıyor.
Kulislerden aldığım bilgilere göre içerdeki aday yarışının dışında yurtdışı odaklarda adaylık konusunda kozlarını oynamak ve inisiyatif almak için maşalarını bırakıp direk müdahale için Türkiye'yi mesken tutmuş.
İstanbul ve Ankara merkezli mekik diplomasisi içine girmişler. Bu çerçevede ekonomi çevreleri üzerinden Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhtemel adaylarla pazarlık yapma niyetlerini masalara koyuyor.
Fakat Türkiye enteresan noktaya geldi. Eskiden bizim adaylar uluslararası güç odaklarının kapılarını aşındırırdı. Şimdi güç odakları ülkemize gelip Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik kozlarını oynama gayretindeler.
Bu çerçevede bir İngiliz heyetinin Türkiye'de bulunduğu haberleri geliyor.
Fakat hem iktidar hem de muhalefetin adaylarına ulaşıp istediklerine ulaşabildikleri bilgisi yok.
Bu nedenle görüşmelerde Türkiye’ye bankacılık sektörü üzerinden tehditler savurdukları söyleniyor. Son dönemde hızla tedavisi yapılmaya çalışılan yaşadığımız döviz endeksli ekonomik istikrarsızlığın daha kötüsü ile korkutmaya çalıştıkları... Fakat TÜSİAD'ın bile bir dönemin etkin bu heyetine yüz vermemesi takdire şayan aslında.
İnşallah iktidar içinde bazı odaklar bu tür heyetlerin sattığı cakalara aldanıp alet olmazlar.
Çünkü bakanlıklarda ve bulunduğu makamlarda ki sahte başarı algısı kimseyi Cumhurbaşkanlığına taşımaya yetmez. Hele hele bu dönemde dış destek görüntülü hiç bir hareket başarıya ulaşmaz.
Akıllı davranın. Kemal Kılıçdaroğlu dahi milyon dolarları gömdüğü yabancı danışmanının adını dahi anmıyor son dönemde.
Kalın sağlıcakla…