Yerel siyasette kayıkçı kavgalarıyla ilgilenmeyi sevmiyorum.
Hele sosyal medya üzerinden yarım yamalak Türkçeleri ile yazı karalayan zavallıların ürettiği dedikodular ilgi alanıma hiç girmiyor.
Ancak sosyal medya dedikodularını haber yaparak, sevdiğimiz siyasetçiler hakkında gerçekle ilgisi olmayan algı oluşturmaya yeltenenlere de meydanı bırakmayız.
***
Bugünü doğru analiz etmek için önce birkaç yıl öncesine dönelim.
Başkanlık sistemine geçişe onay veren 16 Nisan 2017 tarihli referandumdan sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan, istifa ettiği partisine geri döndü ve yapılan olağanüstü genel kurulda da, tekrar Genel Başkan seçildi.
Yeniden Genel Başkan olduktan sonra, kabinede küçük bir revizyon yaptı ve bu revizyonda da Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu Başbakan Yardımcısı oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra da metal yorgunluğu oluştuğunu söylediği teşkilatlarda değişim için düğmeye bastı.
Böylece çok sayıda il, ilçe, belde başkanı ve yöneticisi değişti.
Değişim bu kadarla da sınırlı kalmadı, başarısız görülen büyükşehirler ve illerdeki AK Partili belediye başkanları istifa ettirilerek yenilendiler.
Şimdi de bu değişimlerin Bursa’ya nasıl yansıdığını hatırlayalım.
Yukarıda da yazdığım gibi Hakan Çavuşoğlu Başbakan Yardımcısı oldu.
Sonrasında da, Cemalettin Torun istifa etti Ayhan Salman il başkanı, Recep Altepe istifa etti Alinur Aktaş Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.
AK Parti teşkilatlarında ülke çapında yapılan değişimden kısa bir süre sonra da Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimi yapıldı.
Bu seçimin sonunda Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne adım attı.
Bu seçimlerde;
Bursa hem Cumhurbaşkanlığı hemde Milletvekilliği açısından çok başarılı sonuç aldı.
Geçen yıl Mart ayında da yerel seçim yapıldı ve değişen Başkanlardan sadece Alinur Aktaş aday gösterildi.
Seçim sonrasında;
Büyükşehirlerden Ankara, İstanbul, Antalya’da AK Partili adaylar seçimi kaybetti.
Bursa’da ise AK Parti kazandı.
Böylece;
Bursa’da Hakan Çavuşoğlu, Ayhan Salman ve Alinur Aktaş ile yapılan değişimin ne kadar isabetli olduğu ortaya çıkmış oldu.
Türkiye o seçimlere, finansal terör saldırılarının altında yaşanan ekonomik krizin gölgesinde girdi.
Krizi en çok büyükşehirler hissettiği için AK Parti büyükşehirlerde başkanlık koltuklarını kaybetti.
Bursa’da ise Mustafa Bozbey gibi bir markaya rağmen hem Büyükşehir hem de ilçelerin büyük çoğunluğu kazanıldı.
Bunun özeti şudur.
Seçmen Bursa siyasetindeki yenilenmeyi onayladı.
***
Şimdi bugüne dönelim.
Bursa’da AK Parti hiç olmadığı kadar huzurlu bir dönem yaşıyor.
Parti içi demokrasi çok iyi işliyor.
İstişareye önem veriliyor.
Küçük çaplı uyumsuzluklar bu sayede çözülüyor.
Bitmedi.
20 yıldır Bursa gündemini işgal eden Tower Plaza isimli bina yerle bir edildi.
Büyükşehir Belediyesi’nin geçmişte hoyratça harcanan bütçesi toparlandı ve hizmet atağı başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bursa’ya açık desteği hissedilmeye başladı.
Bundan sonrasında da bu desteğin artarak süreceği iyice belli oldu.
Hah işte bu durumdan hiç memnun olmayanlar da var.
Kimler mi?
Söyleyeyim.
Muhalefet partileri, parti içi muhalefet ve rantını kaybedenler.
Şu sıralarda AK Parti’nin başarısı tescilli isimlerine saldıranların derdi belli.
Peki, bu saldırılar tutar mı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu kadar başarıyı göz ardı edeceğini hiç zannetmiyorum.
Tam da başarıyı yakalamışken kahvehane dedikodularına önem vermeyecek kadar ferasetli olduğunu anlamayanlar boşa kürek çekmeye devam ediyor.