Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, makam aracıyla ilgili eleştirilere yanıt verirken, "Bir Audi’yi Diyanet İşleri Başkanı’na çok gördüler" diyerek Nagehan Alçı’ya sitemde bulunmuş!
Ama bu sözler, toplumda ekonomik krizle boğuşan geniş kesimlerin tepkisini çekti.
Çünkü lüks makam aracı tartışmaları, böylesine zor bir dönemde, kamuoyunda doğal olarak tepki topluyor.
Bir yandan halkı israftan sakındırmaya çağıran, tasarrufu dini bir öğüt olarak sunan bir makam, diğer yandan lüks bir araç için bu kadar ağlayınca haliyle eleştiri oklarını üzerine çekiyor.
Siz böyle Audi diye tuttrunca aklıma Ziya Paşa'nın;
“Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât,
Bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde.” beyiti geldi aklıma.
Günümüz Türkçesi ile yazayım:
“Onlar ki dünyaya sözle düzen verirler,
Evlerinde bin türlü düzensizlik bulunur.”
***
Ali bey, memleketimiz ekonomik krizle boğuşuyor.
İnsanlar markete pazara giderken cebindeki parayı üç kez sayıyor...
Kamuda tasarruf dönemi diye her sektörde masraf kalemleri kırpılıyor.
Öğrenciler burs bulamıyor, işçiler yol parası denkleştiremiyor.
Ve bu ortamda siz, “Bir Audi’yi bana çok gördüler” diye neredeyse ağlıyorsunuz!
Acaba bu sözleri söylerken, kürsüden bizlere verdiğiniz kendi öğütlerinizi bir kez de kendiniz mi dinleseniz?
İsrafın haram olduğunu söyleyen bir makamı temsil eden insan olarak, daha ekonomik bir araca binmek sizi küçültmez.
Aksine, topluma örnek olmanın en güzel yolunu göstermiş olursunuz.
Hani derler ya, “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.”
Şimdi bir düşünün…
Diyanet İşleri Başkanı, halkın arasında bir Renault Symbol ile dolaşıyor.
İnsanlar onu o şekilde gördüğünde ne der?
Söyleyeyim mi?
“Helal olsun, işte gerçek bir önder, gerçek bir rehber,” derler.
Böyle yapıverse, Camide vaaz verirken söylediği sözler daha fazla insanın gönlüne işlemez mi?
Mesela benim yüreğim coşar, sevinçte ağlarım, "işte gerçek rehber” derim.
Çünkü, Audi değil, mütevazılık yakışır bu makama.
İnsanların sizi sevebilmesi, sözlerinize inanabilmesi için gösterişe değil, örnek olmaya ihtiyacınız var.
Ali Bey, lüks araçtan inip mütevazı bir araca binerseniz sadece tasarruf çağrılarınıza örnek olmakla kalmazsınız, aynı zamanda milletin gönlünde taht kurarsınız.
Ama Audi meselesini gündeme getirerek bu milletin asıl dertlerini görmezden gelirseniz, kürsülerde verdiğiniz öğütlerin sesi giderek kısılır.
Ve en nihayetinde…
Bir Audi’nin egzozundan çıkan gürültüyle değil, mütevazılığınızın sessizliğiyle örnek olursunuz.