Havaalanlarımız çok lüks ve gösterişli.
Hızlı feribotlarımız ve trenlerimiz var.
Duble yollarımız ve otoyollarımız çok harika.
Binalar metrelerce göğe yükseliyor.
Ömrüm yarım asırı geçti.
En az 40 yıl öncesi ile bugününü çok net kıyaslayabiliyorum.
Dünyamız geçmişe nazaran çok değişti
Teknoloji dudak uçuklatıyor.
Geçmişte lüks olanlar bugün standart haline geldi.
Heyhaaaaat.
Yüzler gülmüyor.
İnsanlık tarifsiz bir acı içinde kıvranıyor.
Neden?
Anlatacağız ama önce yaşadıklarımnıza bir bakalım mı?
Buyurun o zaman;
Haberlere göz attığımızda, kendimizi korku filmi seyreder gibi hissediyoruz.
Annesini, babasını, evladını, eşini, sevgilisini kesip parçalara ayarın caniler.
Üvey kızına tecavüz eden sapıklar, komşusunu öldürüp, altınlarını paralarını çalanlar, karısını, sevgilisini başka erkeklere satanlar.
Uyuşturucu kullanma yaşı ilkokul düzeyine indi.
Sokak ortasında gasplar ve kapkaçlar, okul önlerinde bıçaklı silahlı kavgalar yapılıyor.
Genç kızlarımız öldürüp parçalara ayırıyorlar.
Sadece bu kadar mı?
Dahası da var.
Kamu kaynaklarını soyanlar.
Rüşvet alanlar.
İltimas geçenler.
İftiracılar.
Tüyü bitmedik yetimin hakkını ceplerine ve midelerine indirenler.
En kötüsü de eskiden olduğu gibi yolsuzluk yapanların suratına tükürülmüyor.
Hatta onlara gıpta ile bakanlar bile var.
***
Velhasıl; teknoloji gelişti, zenginlik arttı ama insanlık geride kaldı.
Neden mi?
Şimdi anlatalım
Maddi yükseliş insanlığa manevi çöküş getirdi.
Kanaat ve şükürü unuttuk.
Paylaşmayı bırakıp bencilleştik.
Bereketi kaybettik.