Ben bu yazıyı yazarken, en düşük emekli maaşının bu akşamki toplantıda belirleneceği haberi geldi. Yapılacak düzenlemeye göre beklenti, 2 bin liralık zam olacak. Yani en düşük emekli maaşı 12 bin lira çıkacak. Belki de 12 bin 500 lira…
Ama 10 kiloluk bir karpuz 200 lira, 1 kilo kıyma 700 lira!
Devlet bir çatıdır, bir düzen olarak vazgeçilmezdir. Fakat tek başına kutsal değildir.
Devlet insana hizmet edip adil oldukça iyi bir devlet olur. Bu yüzden adaleti tesis etmek gerekiyor. Ekonomi kötüyse ki kötü, bunun acısını herkes çekmeli. Türkiye'de 5 milyon memura bir seferde 8 milyon seyyanen zam verilirken, emekliye kuruş verilmemesi ne kadar doğruydu?
Bugün en düşük memur maaşı 39 bin 177 lirayken, en düşük emekli maaşı 10 bin lira olur mu hiç? Bu akşam 12 bin veya 12 bin 500 lira olarak açıklansa bile ellerine geçecek olan para ile emeklilerin 4 milyonluk kısmı ne yapar, ne yer, ne içer?
Hele hele Milletvekili emeklisi 130 bin lira alırken bu doğru mu?
Olması gereken dengedir.
Kabul,
2 yılı aşkın süren pandemi, ardından da Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle dünya ekonomileri krize girdi. Pandemi ve savaş nedeniyle gıda kıtlığı baş gösterdi, haliyle tüm dünyada temel gıda ürünlerinin fiyatları çok arttı.
Türkiye özelinde ise 6 Şubat depremi ekonomimize ağır bir darbe vurdu.
Diğer yandan Türkiye, yıllardır Suriye iç savaşından mültecilere ev sahipliği yapıyor.
2023 yılında genel seçimler yapıldı. Bu yüzden seçim ekonomisi uygulandı. Yıllardır Türkiye’nin gündeminde olan EYT kanunu çıkarıldı, böylece yaklaşık 1,8 milyon kişi bir anda emekli oldu.
Tüm bunlar Türkiye ekonomisindeki dengeleri sarstı.
Pandeminin yol açtığı zararın maliyetini ölçemiyoruz. Ancak EYT’nin 2023 yılında tazminatlarla birlikte 450 milyarlık bir yük getirdiğini biliyoruz. Depremin maliyeti de yaklaşık 104 milyar lira.
Biz EYT üzerinden gidelim. Yanlış mı doğru mu tartışması yapmayacağız. Ama EYT ile 1,8 milyon kişi birden bire sisteme dâhil olurken, 15 milyona yakın olan emekli sayısı 17 milyonu geçiverdi.
Hepsi kabul.
Ama ekonominin bütün bu olumsuzluklarının yükünü sadece emeklilerin sırtına vurmak doğru mu?
Şeyh Edebali, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” demişti damadı Osman bey olduğunda.
İnsanı unutarak, sadece devletin yaşamasını mümkün olmaz zira?
Adalet, her kesime eşit davranmakla olur. Ekonominin yükünü sadece emeklilere yıkmak değil, paylaşmakla olur.
Adalet için, herkesin elini taşın altına elini koyması gerekiyor.
Türkiye’nin ekonomik zorluklarının, pandeminin, savaşın, depremin ve mülteci krizinin etkileri kabul ediyoruz.
Ama bu olumsuzlukların faturasını sadece emeklilere kesmek, sosyal adaleti zedelemekten başka bir işe yaramaz.
Devlet, adil ve eşit bir şekilde vatandaşlarına hizmet etmeli ki, güçlü ve sağlıklı bir toplum yapısı oluşabilsin.
Yani İnsanı yaşatalım ki, devlet yaşasın.