Aslında hedefte olan sadece Alinur Aktaş değil.
Asıl hedef Cumhur ittifakı.
Malum olduğu üzere, geçen yıl yapılan yerel seçimde Cumhur ittifakı adayı AK Parti’li Alinur Aktaş Millet ittifakı adayı CHP’li Mustafa Bozbey karşısında çok önemli bir seçim kazandı.
Hakan Çavuşoğlu’nun Başbakan Yardımcısı, Ayhan Salman’ın İl Başkanı yapılması, Alinur Aktaş’ın istifa eden Recep Altepe’nin yerine gelmesi ve sonrasında aday olması ile AK Parti seçmeni heyecanlandı, MHP seçmenin de desteğini arkasına alan Alinur Aktaş, güçlü rakibi Mustafa Bozbey karşısında seçimi kazandı.
Oysa Millet ittifakı İstanbul ve Ankara’da Mustafa Bozbey’e göre daha cılız adaylar ile seçime gitmişti.
Karşılarında da, AK Parti’nin güçlü isimleri vardı.
Bursa’da, genç ama halkın sevgisini kazanan bir kadro bütün kurguyu bozuverdi.
Bu durum da, üst aklın hoşuna gitmedi.
Hâlbuki Bursa’yı da kazansalar, Cumhur ittifakını istedikleri gibi sallayacaklardı.
O üst akıl, işte bu yüzden her fırsatta Bursa’yı hedef tahtasına oturtuyor.
Nasıl mı?
Anlatalım.
Ama önce birkaç açıklama yapmak lazım.
***
Yoğun bir mesaj bombardımanı altında yaşıyoruz.
Bir üst aklı tarafından yönetilenler, zihnimize bir şeyler sokuşturmaya çalışıyor.
Kimi malını, kimi inancını, kimi de siyasi düşüncesini pazarlıyor.
Kirli bir denize düşmüşüz, kurtulmak için önümüze gelen her şeye sarılıyoruz.
Acaba denize düştük mü, yoksa itildik mi?
İşte bunu hiç merak etmiyoruz.
Oysa birileri sürekli algılarımıza hükmediyor.
Nasıl mı?
Şimdi anlatalım.
***
Sosyal medya, algı operasyonlarının merkezi konumundadır.
Bir üst akıl orada hem ürün reklamları, hem de siyasi yönlendirmeler yapıyor.
Hangi sosyal medyayı, hangi arama motorunu kullanırsak kullanalım bir üst akıl tarafından tercihlerimiz gizli bir biçimde yönlendiriliyor.
Hiç kızmayalım bunu yapmaları için onayı biz veriyoruz.
Herhangi bir sosyal medya hesabımızı açarken hakkımızdaki her bilgiyi paylaşıyoruz zira.
Oturum açarken, kullandığımız cihazların kamera ve mikrofonları kullanmasına konumumuzu bilmesine biz onay veriyoruz.
Sonrada kahvaltıda mesela, “Tatilde nereye gitsek, hangi otelde kalsak” diye konuştuğumuzda telefonumuzun her köşesini tatil reklamları kaplıyor.
Veya “Yeni telefon lazım, yeni bir otomobil lazım, yeni bir ev lazım” demeye görün, her köşeden ayrı bir reklam fışkırıyor.
Reklam böyle de, siyasi yönlendirme farklı mı?
Seçim yaklaştığında siyasi partilerin haberlerinden geçilmez.
Bu arada; Facebook’un son ABD seçimlerinde kullanıcıların siyasi görüşlerini içeren bilgilerin olduğu dosyayı bir İngiliz şirketine sattığını itiraf ettiğini unutmayalım.
***
Algı operasyonları tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de oluyor.
Bu işe anlı şanlı medyamızda çoğu zaman fark etmeden dâhil oluyor.
Mesela bir kısım medyaya baktığımızda Millet İttifakını oluşturan bileşenlerin tamamına övgüler yağdırılıyor, Cumhur ittifakı yerin dibine batırılıyor.
Bir başka kısım medyaya baktığımızda da tam tersi yapılıyor.
Oysa insan melek değildir.
Nefsi vardır, bu yüzden de hatalar yapar.
Medya nasıl doğru olanı alkışlıyorsa yanlışa da yanlış demesi gerekir.
Fakat bugün tüm dünyada medya olaylara at gözlüğü ile bakıyor; okuyucu, seyirci takipçilerini de kendi doğrularına inandırmaya çalışıyor.
***
Şimdi bir hatırlatma yapalım.
CHP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun CHP’li belediyelere Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatını göndermişti.
O talimatta; Cumhuriyet, Sözcü, Yeniçağ, Birgün, Dünya, Evrensel, Karar ve Milli Gazete’ye 23 Nisan kutlama ilanı verilmesi istenmişti.
19 Mayıs için böyle bir talimat verilip verilmediğini şimdilik bilmiyoruz.
Peki, neyi biliyoruz?
Bildiğimiz şudur;
Saydığım yayın kuruluşları sistematik olarak Bursa Büyükşehir Belediyesi hakkında olumsuz haber yaparlar, her fırsatta Alinur Aktaş’ı tefe koyarlar, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ıda neredeyse halk kahramanı ilan ederler.
İlginç değil mi?
Peki, neden böyle bu yapılıyor?
Anlatalım.
***
Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul’u, başkenti Ankara’yı, turizmin başkenti Antalya’yı geçen döneme kadar AK Parti’li başkanlar yönetiyordu, son yerel seçimde bu kentlere CHP’li başkanlar seçildi.
O gün esen rüzgâra göre, Bursa’da da CHP adayının kazanması gerekiyordu.
Hatta Mustafa Bozbey, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a göre çok daha güçlü bir isimdi.
Ama seçimi Alinur Aktaş kazandı.
Bu yüzden bütün hesaplar alt üst oldu.
Evet, Hakan Çavuşoğlu, Ayhan Salman ve Alinur Aktaş Bursalıları heyecanlandırdı.
Aslında İstanbul ve Ankara’da olan ile Bursa’da olan aynı şeydir.
İstanbul ve Ankara halkı değişim istedi ve bilinen isimler yerine bilinmeyen isimleri seçti.
Bursa’da Mustafa Bozbey Bursalıların değişim isteğine uygun düşmedi.
Hakan Çavuşoğlu ile başlayan, Ayhan Salman ile devam eden değişim, Alinur Aktaş ile zirve yaptı.
Bu kadro Bursalıları heyecanlandırdı.
Burası çok önemli;
Eğer Bursa’da seçimi CHP adayı Mustafa Bozbey kazansaydı, şu anda Türkiye’de çok farklı bir hava esecekti ve muhtemelen şu sıralarda erken seçim yapıyorduk.
O zaman, üst akıl tarafından yönlendirildikleri belli olan algı operasyonları oldukça normal.
Yapılan operasyonlar sonuç verir mi peki?
Bu biraz da, yapılan operasyonlara karşı nasıl bir strateji geliştirildiğine bağlıdır.
En önemlisi de doğrudan sapmamaya.
Aynı fikirdeyim İbrahim bey, algı operasyonları ile toplumu yönlendirmek istiyorlar. Bu arada, "Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı" atasözümüzde tecelli etmiş oluyor. Bursa'da AKP eski bakanlardan birini koysa CHP kazanırdı. AKP'nin sözü geçen kadrosu başarılı.
Doğru tespitler, tebrik ederim.