Bilenler bilir;Türkiye için iletişimci yetiştiren ve bunu severek ve zevkle yapan birisiyim.
Allah nasip etti halkıma ve devletine hizmetimi resmi olarak tamamladım.
Bundan sonra da değerli dostum İbrahim Bey'in daveti ile bize sunduğu bu köşeden hizmete devam ediyorum.
Mesleğimi icra ederken, doğal olarak internette sayfa açan, yayın yürüten gençlere her zaman destek verdim.
Bunlar kimliğimi hiçbir zaman bilmediler, buna ihtiyaç ve gerek de olmadı.
Onlarla çoğu zaman "Devam gardaş seninleyiz" tarzında iletişim kurdum.
Oğuzhan Atik internet ortamında KIYAM'a kalktığında sayfayı izledim, okudum, baktım, hemen sayfasını beğendim ve çalışmalarına çevremi kullanarak destek oldum.
Sayfa gelişti, serpildi, büyüdü.
Beğenenler elli idi, yüz oldu, iki yüz oldu, bin oldu, dörtyüz elli bin oldu.
Oğuzhan evladımız kitap yazdı. Destek olduk, teşvik ettik, tanıttık.
Oğuzhan sayfa adının hakkını verdi. Gerçekden Kıyam sayfası oldu.
Terbiyeli, hakkaniyet çizgisini, insan haklarını ve ülkesini koruyan bir sayfa.
Oğuzhan adının ve sayfanın hakkını her hadisede verdi.
Terbiyesini ve ağzını hiç bozmadı.
Derken bir gün sayfasından bir bildirim yayınladı. "YouTube sayfamı bir hakkın, kendi ilkeleri ile de ters düşerek erişim engeline soktu. Ben artık yokum, hakkınızı helal edin." Tarzı bir veda yazısı ile.
Bize de sektöre insan yetiştiren biri olarak, hem bir abi hem de bir yoldaş ve kardeş olarak bunu engellemek düştü.
Kolları sıvadık ve Oguzhanımızı ikna ve icbar ile yeni sayfa açmaya ikna ettik.
İyi de ettik, bu yolda çaba harcayan, her bir kişiye teşekkür ederim.
Oğuzhan'ın çevresinde onun çabalarını izleyen ve teşvik eden büyüklerinden kimi, programında konudan bahsetti, kimi de benim gibi kaleme sarıldı.
Konunun serencamını anlatmaya koyuldu.
Bu kadar yazıyı neden kaleme aldım, bunu merak eden var mı?
Var diye ümit ediyorum.
İnternet ortamında yabancılar ne yaptıysa, en azından benzerlerini;
kendi insanımız, kültürümüz ve bölgemiz için ve burada oluşmuş haksız tekelleşmeyi ve hakimiyeti yere sermek için devletimiz ya da özel girişimimiz yapmak zorunda.
Onlar nasıl yaptıysa biz de aynen öyle yapmalıyız.
Devlet desteği gerekiyorsa,destek, teşvik gerekiyorsa teşvik, istihbarat desteği, koruma, para-pul, her ne gerekiyorsa verilmeli, yapılmalı.
İnternete hâkim gençleri, süper bilgisayarları, akıllı yazılımları da ürettik.
Kısaca un, yağ, şeker, ateş ve Oğuzhan gibi önü açık ustalara sahibiz.
Devletin konuya sahip çıkması lazım. Gerçekden ve cidden.
Bunu başarmalıyız.
Daha önceki denemelerde olduğu gibi;
Muhteris firmalarımızın, sayfa kullanıcı ve takipçilerini reklam ve zorunlu üyelik gibi saçma sapan uygulamaları kabul etmeye ve halkı yolma, kâr tuzaklarına düşürmelerine izin vermeden, bu işi yapmak zorundayız
Bunu başaramaz isek, iletişim ve propaganda alanında yetişen değerlerimiz Oğuzhan Atık gibi; elin iki tuşunun arasına sıkışır ve bizler asla gerçekleri konuşamaz ve işitemeyiz.
Gelecek nesiller için bunu başarmak zorundayız!
Haydi, hep beraber bu alana da damgamızı vuralım.
Devir gerçekden "Kudretli Türkiye" çağı olsun!