Bir sene daha akıp gitti. Onlarca üzüntü, onlarca neşe, kayıp ve kazançlar ile tükettik günleri. Yaşlarımız ilerledikçe bir eşikten atlıyormuş gibi heyecanlandığımız sene dönümleri o kadar da anlamlı gelmemeye başlıyor. Bir yandan da unuttuğumuzu düşündükçe bizi şaşırtarak arada kendini gösteren çocukluğumuz, çocuk hayal ve umutlarımız bir türlü yok olmuyor değil mi? Çocukken hafızalarımızda kalan; ailenin yan yana gelmesi ve hep beraber yenen yemekte sohbetlerin yapılmasının mutluluğu, ya da açılacak hediye paketlerinin verdiği heyecanken; yaş ilerledikçe farklı anlamlar ifade etmeye başlıyor.
Aslında bizler için; bazı şeyleri geride bırakarak yeni bir sayfa açma isteği, sadece yeni bir yılın karşılanması ile oluşmuyor. Hepimiz böyle yepyeni bir sayfa açma umutlarıyla dolmuyor muyuz zaman zaman? “Pazartesi’den itibaren”, “aybaşından sonra” ve tabi ki en büyük karar noktalarından biri olan “yeni yılda…” Hayatımızda değiştirmek istediğimiz noktalar için, pişman olup da bir daha yapmak istemediğimiz hareketlerimiz için, ya da yaşadığımız acı durumları olumluya çevirmek için hep bir başlangıç belirlemeye çalışıyoruz. Kendimize yüklenişimiz hep o başlangıç noktalarından sonra oluyor.
Herkes yeni bir başlangıca ihtiyaç duyuyor. Kimisi bunu söylüyor, kimisi içinde yaşıyor. Bizi biz yapan yaşadıklarımız. Hep bugünün aklıyla ama yıllar öncesinin enerjisiyle yaşamanın hayalini kurmamız da bundan kaynaklanıyor. Bizler aslında hatalarımızın, başarılarımızın, mutluluklarımızın ve üzüntülerimizin birleşimi değil miyiz? Mutlu bir yıl olsun dilekleri arasında, neden biten yıla ait kazanımlarımızı da paylaşmayız acaba diye düşünüyorum. Sanırım insanoğlu en çok acılarını ve pişmanlıklarını hatırlıyor da ondan. Yeni yıl dileklerimizde “geçmiş yılda yaşadığımız birçok acı ve hayal kırıklığından dersler çıkardık, bunun yanında çok güzel anlarımız da oldu; acısıyla tatlısıyla bir yıl bitti, yeni yılda da bizi nice tecrübe, nice mutluluk, nice üzüntü bekliyor” diyemiyoruz… Oysaki hatırlamak istemediğimiz, geride bırakmak istediğimiz her başarısızlık; hayal kırıklığı ve üzüntü, aynı hataları yapmamayı başaracağımız, akıllıca davranacağımız yeni başlangıçlar için muhteşem bir fırsat değil midir?
Hayata böyle bakabildiğin zaman; pişman olduğun aynı hataları yapmamak, yepyeni kararlar almak için, yeni bir başlangıç tarihine de ihtiyaç duymazsın doğrusu. Bir dakika sonrası senin için kalan hayatının sıfır noktasıdır ne de olsa… Kimse geçmişe gidip yeni bir başlangıç yapamaz, ama bugün bir son yapıp yeniden başlayabilir derler. Ben bunu bir miktar değiştirmek istiyorum. Evet; kimse geçmişe dönüp yeniden bir başlangıç yapma gücüne sahip değil. Ama hemen şu anda yeni bir başlangıç yapıp kendisi için yeni bir son yazabilir. Ne de olsa eninde sonunda hepimiz yaptığımız yolculuğun ne kadar zor ve meşakkatli olduğuyla değil, vardığımız limanla ilgileneceğiz.
Milyonlarca insanın, aynı anda iyilik ve güzellik dolu dileklerini dile getirmesinden doğan taptaze ve sıcacık enerjiden kaynaklandığına inandığım muhteşem bir umut verdiği de açık. Hep bir ağızdan sağlık, mutluluk, huzur, başarı, barış ve sevgi dilenen milyonlarca insanın aynı anda bu enerjiyi verdiği başka bir zaman dilimi yok. Öyleyse bu enerji oldukça umut var demektir diyebiliriz.
Edip Cansever’in dediği gibi…
“Bütün iyi kitapların sonunda, bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda, meltemi senden esen soluğu sende olan, yeni bir başlangıç vardır…”
Ruhu besleyen yazınız için teşekkür ederim :)