Bildiğiniz gibi; birçok ülkede şans getirdiğine inanıldığı, estetik bir görünüme sahip olduğu, çok fazla ışık ve bakım istemediği ve suda yaşayabildiği için bambular popüler oldu. Hastaneler, oteller, bankalar, evler ve daha birçok noktada şık vazolar içinde sabit duran bolca bambu ile beraber yaşıyoruz. Peki, aynı bambuları toprağa ekince neler oluyor biliyor musunuz? Bir mucize oluyor ve bambular göğe doğru yaprak yaprak uzamaya başlıyor. İnanılmaz boylara ulaşıp ağaç gibi dallanıyor.
Hafta sonu, toprağa ektiğim ve beni şaşırtarak her yeri saran bambuları sularken bir canlının bu denli güzellikler içinde büyümesi için ihtiyaç duyduğu şeyleri ve bağlantılı olarak çocuklarımızı düşündüm. Kimi çocuk üç yaşından itibaren kreşte, kimisi de yedi yaşında ilkokul ile başlıyor öğretmen kavramıyla tanışmaya. Her ne kadar ilk öğretmenleri anneleri ve babaları olsa da geleceğimizi asıl şekillendiren öğretmenler oluyor. Geleceğin güvencesi eğitime, eğitim ise öğretmene bağlı… Peki, geleceğimiz bu kadar önemliyken bizler ne kadar farkındayız öğretmenlik kavramının önemi konusunda?
Her hangi birine ufacık bir şey öğretmeye çalıştığımızda anlıyoruz öğretmenliğin ne kadar zor bir meslek olduğunu. Sinirlenmeden, bıkmadan, yılmadan ve vaz geçmeden öğretmeye çalışmak, insanın büyük bir sabır taşımasını gerektiriyor. Öğretmenler kendilerini tüketerek ışık veren mumlar gibi; bu gösterdikleri büyük sabır ile zaman içinde yıpranıyor ama verdikleri ışık ile yüzleri, yüzler binleri, binler milyonları etkiliyor. Öğretmenlerin bir diğer önemli ve ağır görevi ise ağızlarından çıkan her sözün, gösterdikleri her davranışın ve işledikleri her bilginin doğru ve düzgün olma sorumluluğu. Her adımında örnek, her sözünde güven taşımak zorunda öğretmen. Yanlışını düzeltebilmesi, bunu yine sabırla ve alçak gönüllülükle yapması gerekiyor… İnsanlığın geleceğine örnek olma sorumluluğudur bu. Öğretmenler geçmişi düzgün öğretirlerse anca o zaman gelecek doğru ve huzurlu kurulabilir.
Günümüzde bilgiye ulaşmak oldukça kolaylaştı. Kocaman ansiklopediler karıştırarak bilgilere ulaşmaya çalıştığımız dönemlerden, elimizdeki elektronik cihazlar sayesinde her türlü bilgiye ve dünyanın dört bir tarafına ulaştığımız döneme geçtik. Çocukların bir kısmı çok küçük yaşlarda her türlü bilgiye birçok kanaldan ulaşıyor artık. Ne yazık ki; bu durumda öğretmene çok daha fazla sorumluluk ve ağır bir yük düşüyor. Doğrusu ya da yanlışı çoğu zaman araştırılmayan ya da bilinemeyen muhteşem bir bilgi kirliliği içinde, her şeyi bildiğini düşünen çocuklara hayatı öğretmek sorumluluğu…
Öğretmenlerin aslında en önemli görevinin öğretim değil, eğitim olduğu bir çağda yaşıyoruz. Eğitimi almak için eğitim kurumuna gelenlerin de, eğitimi veren öğretmenlerin de sorumlulukları katlanarak artıyor. Çocuklarını eğitmek için gönderenlerin çocuklarına öğretmen sevgisini ve saygısını aşılayıp, öğretmene güvenmeleri gerekirken; öğretmenlerin de ellerindeki taze ruhları işleyen ustalar olduklarını sürekli kendilerine hatırlatması gerekmekte… Çocuklarını emanet eden anne babaların öğretmenliğin ne kadar zor bir iş olduğunu fark etmesi, destek olması ve karşısındakinin de bir insan olduğunu düşünmesi gerekirken; öğretmenin değişen kuşaklara sürekli kendisini yeniden adapte etmeye çalışması gerekiyor… Mutlu ve huzurlu olmayan, saygı görmeyen bir öğretmenden güzel bir gelecek çıkmayacağı gibi; çocuğunu fark etmeyen, gerekli itinayı görmeyen, sadece günü bitirmeye çalışan bir eğitmene çocuğunu emanet etmek zorunda kalan bir anne babadan da düzgün bir gelecek çıkmayacaktır.
Mesleğin önemi ve hassasiyeti Sokrat tarafından o kadar güzel ifade edilmiş ki… “Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez. Çünkü onun eseri her şeydir ve hem de hiçbir şeydir.” Dünyanın geleceği, bir öğretmenin bir öğrencinin yüreğine nasıl dokunduğuna bağlı…
Kimisinden bir miktar korkardık, bazısını çok severdik, bazen gençliğin ve çocukluğun verdiği pervasızla ciddiye almazdık, bazen de kendisinden çok daha fazla bilgiye sahip olduğumuzu düşünür beğenmezdik… Ben yaşım ilerledikçe ve çocuklarıma bir şeyler öğretmek için çabaladıkça daha fazla anlamaya başladım öğretmenliğin zorluğunu ve önemini. Şu anda bulunduğum noktada ve seçtiğim hayat akışında öğretmenlerimin ne kadar çok etkisi olduğunu bugün çok daha iyi anlıyorum. Hayatta en büyük mucizenin küçükken iyi bir öğretmene rastlamak olduğunu söylerler. Ne kadar doğruymuş…