Kıymetli okurlarım,
Uzun zamandır Filistin ve Gazze hakkında tek kelime yazmıyorum.
Neden mi?
Utancımdan.
Çünkü elimden hiçbir şey gelmiyor.
Onlar için hiçbir şey yapamamak, insan olduğumu hatırlatıyor… ve kahrediyor.
Seccadem eskidi.
Gözlerimde yaş kalmadı.
Ama İsrail’in kudurmuş köpekleri durmadı.
İslam âlemi mi?
Öyle bir şey yok.
O âlemin kafası kopalı çok oldu.
Bilen bilir.
Bayrak mı?
Ya düştüğü yerden torunları kaldırır…
Ya da düştüğü yerde yavaş yavaş çürür.
İlahi kural.
Dilerim ikincisi olmaz.
İsrail…
Ne hukuktan anlıyor,
Ne insanlıktan,
Ne diplomasiden.
2023’ten bu yana yaşananlar, artık kör gözlere bile gösterdi bu gerçeği.
Ve son rezalet…
Sembolik bir anlamı olan “Hanzala” yardım gemisine saldırdılar.
Gönüllüleri tutukladılar.
Gelen haberler, onların da İsrail’in hayvansı vahşetinden nasibini aldığını söylüyor.
Öncelikle o gönüllülerin kurtarılması gerekiyor.
Hanzala…
Sembolik, çünkü umut orada.
Gazze’ye bir şey ulaştırmayı deneyen bir avuç insan…
Umut edenlerin tek sahnesi.
Bir yanda Mısırlı Müslümanların denize saldığı plastik şişelere doldurulmuş yiyecekler.
Gazze kıyılarına varır mı umuduyla…
Şişe…
Yiyecek…
Medet umduğumuz şeye bakın.
İnsanlığın düştüğü hâle bakın.
Ve bir halk…
Bir ırkın, bir inancın vahşetiyle yok edilen…
Açlıkla topluca ölüme terk edilen…
Amerika, Avrupa ve bir grup şeref yoksunu Arap ülkesinin sağladığı silahlarla yok edilen…
Dostlarım…
Kardeşlerim…
Devletimizi yöneten açık ve gizli unsurlar…
Size sesleniyorum.
Çok geç olmadan, tek başımıza kalsak da, İsrailli Yahudi vahşilerin anlayacağı tek dili kullanmalıyız.
Güç.
Yıkıcılık.
Başka bir şey anlamıyorlar.
Amerika…
Avrupa…
BAE, Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Tunus…
Hepsi bizi oyalıyor.
İsrail’e zaman kazandırıyor.
Bir şey yapacaksak, yapalım.
Askerî güç mü?
Hadi açıktan yapamıyorsunuz…
Kapatın transponderları.
“Bilinmeyen bir hava gücü”…
Bir darbe vursun bu vahşi, insan düşmanı ırka ve inanca.
Böyle bir din olabilir mi?
“Benden başkası hayvan” diyen bir inanç…
Bu nasıl bir kafa?
Bu arada…
Gazze’deki gerçek şehit rakamını da yazayım, herkes bilsin.
Beş yüz elli bin.
Evet, 550.000!
Bombardıman ve açlıktan ölenler dahil.
Sakatlar, kayıplar bu rakama dahil değil.
Birleşmiş Milletler rakamları bunlar.
Ama açıklayamıyorlar.
İsrail tehdidi, Amerikan baskısı, Avrupa şantajı…
Anlayın artık.
Ve cayır cayır yanan ormanlarımız…
Bence “İsrail’in kapı köpekleri” tarafından yaktırılıyor.
Amaç?
Milleti içeriye baktırmak.
Can derdine düşürmek.
Kuşa bak oyununun yeni versiyonu.
“Anız yakıyorlar” diyeceksiniz.
Peki bu yangınları çıkaranlar beyinsiz mi sizce?
Değiller.
Türkiye yanarken, anız yakmak ancak bir kılıf olur.
Yalan olur.
Telefon kayıtları, hesap hareketleri takip edilirse…
Eminim çarpıcı şeyler çıkar.
Yangınlardan etkilenen tüm halkımıza, Bursa’mıza, kazasız belasız atlatmalar dilerim.
Ama…
Hanzala saldırıya uğradı.
Gazze gibi.
Bir şey yapacaksanız yapın.
Yapmayacaksanız, insanlığa veda edin.
Günün birinde hesap günü geldiğinde, bu vahşete seyirci kalanların vay hâline…
Ben?
Bu utançla yaşamaktansa…
Her zorluğa katlanmaya…
Canımı bu uğurda vermeye hazırım.
Yeter artık.
İsrail kapımıza dayanınca diplomasi mi konuşacağız?
Diplomasi güçle desteklenirse sonuç verir.
Namlunun gölgesi masaya düşmeli.
Uluslararası ilişkiler dersinde hocalarımızın öğrettiği buydu.
Hadi beyler…
Herkes ölmeden bir şey yapalım.
Allah aşkına!















