Bugünkü sistemde çıkan krizler sonrasında yapılan tek şey piyasa para sürmekten ibarettir.
Faiz düşürülüp, bolca para basılıyor.
Ama üretim artmıyor.
Tek yapılan sistemi paraya boğmak.
Daha çok borçlandırmak.
İyide, balon şişer, şiser, şişer ve sonunda güüm diye patlar.
Önce şunu kabul edelim.
Tüm dünya büyük bir ekonomik buhran ile boğuşuyor.
Hemde yıllardır.
Ne yazık ki, büyük bir çöküş geliyor.
Demedi demeyin.
Adına “Küresel finans sistemi” denilen ucube son zamanını yaşıyor haberiniz olsun.
Bu saçma sapan sistem adım adım çöküyor.
Şimdilik suni tedbirlerle duraklatılmaya çalışılsa da, bir süre sonra hiçbiri fayda etmeyecek söylemiş olayım.
Dünya, geçmişte de buhranlar yaşadı ve her buhranın sonucu da ağır oldu elbette.
Çok eskiyi bırakalım ve 19. yüzyıldan başlayalım.
1914 yılında İngiltere’de buhran çıktı.
Buhranla birlikte 1. Dünya Savaşı patladı.
1929 yılında ABD’de buhran çıktı.
Bu, İngiltere’deki buhrandan da büyüktü.
Etkileri yıllar sürdü ve sonunda da malum 2. dünya savaşı patladı.
2008’de yine ABD kaynaklı bir kriz yaşadı dünya.
ABD’de dev şirketler battı.
Kriz zamanla Avrupa’ya da sıçradı.
Etkileri devam ederken üzerine pandemi geldi.
Buhranın nerede son bulacağını kimse kestiremiyor.
Kestirmeyecek de.
Önce şunu belirtelim.
Yaşanan buhranın ana sebebi “Borca Dayalı Para Sistemi”dir.
Bu sistemde, piyasaya ne kadar çok para verirseniz o kadar çok borcu artırırsınız.
ABD, 2008’de trilyonlarca dolar parayı piyasaya sürmüştü.
Aynı ABD, 2009 sonundan bu güne kadar 2008’dekinden daha fazla dolar bastı.
Aynısını, AB’de yaptı.
Haliyle, Türkiye’de bunu yaptı.
Yani sistem sürekli borçlanıyor.
Yaraya merhem sürülmeyip sürekli tuz basılıyor.
Bu yüzden, altın fiyatları tarihi zirve yaptı.
Sadece altın değil, tüm madenlerin fiyatı artıyor.
Gıda fiyatları da uçuşa geçti.
Sistem tıkandıkça para basılıyor, para basıldıkça borç artıyor.
Böylece sistem daha da tıkanıyor ve çöküş hızlanıyor.
Dünyadaki mevcut kafa yapısıyla bu buhran çözülemez.
Özetle çok yakında, “Borca Dayalı Para Sistemi” yok olacak.
İkinci Dünya Savaşı sonrası yerleştirilen sistem artık iflas etmiştir.
Bu yüzden de, krizin sonuçları ağır bir savaşın sonuçlarında da kötü olabilir.
Maalesef çok uzun zaman kalmadı.
Önümüzdeki süreçte; tüm dünyada iflaslar başlayacak.
Peki, Türkiye ne yapmalı?
Bu işin sonunda yerle bir olmak istemiyorsak, çok hızlı planlar yapmak ve uygulamaya sokmak zorundayız.
Bunun için, önce insan temelli yeni bir sistem geliştirip kurmalıyız.
Batı gemisi battı bun kabul etmeliyiz.
Bunu bilenler biliyor da sözüm anlamak istemeyenlere.
Unutmayalım ki, her buhran içinde yeni fırsatlar barındırır.
Bu fırsatı yakalamak için, nedenlerini doğru tespit etmeliyiz.
Sonra da, kriz ile birlikte doğabilecek yeni fırsatları bulup harekete geçmeliyiz.
Ne demişler;
Yaklaşan fırtına için, aptallar kapı pencere kapatırken, akıllılar yel değirmenini hazırlarlar.
Hadi ne duruyoruz?
Yapalım yel değirmenlerimizi.