ABD, İsrail, AB, Rusya ve Çin gelecekle ilgili planlar yapıyor.
Her birinin yaptığı plan farklı olsa da, içinde mutlaka Türkiye var.
Çünkü ülkemiz, Asya ve Avrupa arasında önemli bir kavşak noktasında yer alıyor.
İşte bu yüzden,
Avrupa Birliği, bünyesine katıp eritmek; Rusya, kendi parçası hâline getirmek istiyor.
ABD, Dünya hâkimiyetini sürdürmek; İsrail, büyük İsrail için gözünü Türkiye’ye daha doğrusu topraklarımıza dikti.
Ayrıca Çin ve Hindistan da, sesiz ve derinden hesaplar yapıyor.
Özetle dünya yeniden şekilleniyor.
Güç dengeleri değişiyor.
Peki, bütün dünya topraklarımız ve devletimiz üzerinde böyle hesaplar yaparken biz ne yapıyoruz?
Ne olacak, sürekli birbirimizle didişiyoruz.
Bir yandan dış destekli bölücü terör, dağda ve şehirde katliam üstüne katliam yapıyor.
Diğer taraftan başka birileri ülkemizi kamplara ayırmak için çalışıyor.
Peki, böyle mi olmalı?
Elbette hayır.
Ne yapmalıyız o zaman?
Ne olacak, tüm taraflar kavgayı kesmeli ve güçlerini ortak düşmanlara karşı kullanmalıdır.
Atatürk, “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” diye boşuna söylemedi.
Ülkemiz üzerinde yapılan hesapları tersine çevirmek için öncelikle ekonomimizi güçlendirmeli ve dışa bağımlılıktan kurtarmalıyız.
Bunları yapmak zor mudur?
Birlik ve beraberlik içinde olursak kolay ama kavgaya devam edersek imkansızdır.
Bu nedenle, birlik ve beraberliğimizi tesis etmek zorundayız.
Nasıl birlik ve beraberlik içinde ülkemizi düşmandan kurtardıysak, yarınlara güçlü gitmenin tek yolu da yine birlik ve beraberlik içinde olmaktır.
Ama sadece birlik ve beraberlik yeterli değildir.
Aynı zamanda; ahlâklı, ilkeli, çalışkan, kararlı, cesur olmalıyız.
Ahlâklı insanlar, yanlış iş yapmazlar.
İlkeli insanlar, hedeflerinden sapmazlar.
Çalışkan insanlar, yorulmazlar.
Kararlı insanlar, vazgeçmezler.
Cesur insanlar, Allah’tan başka bir şeyden korkmazlar.
Böyle bir ülkede; rüşvet işlemez, yolsuzluk yapılmaz, kimseye iltimas geçilmez.
Bunları yapmaya kimse cesaret bile edemez.
Böyle bir ülkeyi bölemezler.
Önünde duramazlar.
Biz bunları geçmişte yaptık, yine yaparız.
Son sözü yine Atatürk’e bırakalım:
“Muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur.”