Alinur Aktaş midelerine oturdu
Alinur Aktaş Bursa’da tarihi hizmetler yaptıkça, Bursa için canla başla çalıştıkça bundan rahatsız olanlar da, “çamur at izi kalsın” kampanyalarına devam ediyor.
Onlar da, yapılan hizmetleri itibarsızlaştırmak için canla başla çalışıyor.
Kimi hizmet için, kimileri de hizmetleri gölgelemek için çalışır.
Dünya kurulduğundan beri değişmeyen kuraldır bu…
***
Aslı Fransızca olan “manipüle” terimi, etkileme veya yönlendirme anlamına geliyor.
Birde bu kelimeden türeyen “manipülasyon” terimi var.
Bu terimi de; başkalarının algılarını, fikirlerini ve davranışlarını onlara hissettirmeden çeşitli taktikler ile aldatma yoluyla değiştirmek diye açıklayabiliriz.
Gelin Fransızcayı bırakıp biz buna “algı yönetimi” diyelim.
İlk kez Amerikan ordusu tarafından kullanılan algı yönetimi; kitle iletişim araçlarının hele sosyal medyanın yaygınlaşması ile toplumları etkileyen gizli bir silaha dönüştü maalesef.
Algılarımıza hükmetmek isteyenler; bir iki doğru bilgiyi bazen başa bazen de aralara serpiştirip yalanları sıralıyorlar.
Sonra da bu yalanları sosyal medyadan paylaşıyorlar.
Attıkları yalanlara daha çok insan inansın diye de, sahte hesaplar ile paylaşım üzerine paylaşım yapıyorlar.
Ne kadar dikkat etsem de, işim gereği her bilgiyi sorguladığım halde ben bile kandığıma göre, bu yalanlara toplumun büyük kısmının kanmasına şaşırmamak lazım.
Hele o paylaşımlar güvendiğiniz birkaç hesapta da yer aldıysa, yandı gülüm keten helva.
***
Bursa, Türkiye’nin 4. Büyük kenti.
İstanbul, Ankara ve İzmir’de Millet İttifakı adayları seçimi kazandığı halde, Bursalılar AK Parti’yi ve Alinur Aktaş’ı tercih etti.
Recep Altepe’nin istifası sonrasında Büyükşehir Belediye Başkanı olan Alinur Aktaş, Bursalılardan geçer not alarak Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Aktaş, bir çeşit atama ile geldiği 1,5 yıllık sürede Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda başarılı oldu.
Aktaş, yerel seçimden sonra da, bu kez seçilmiş başkan olarak çok başarılı bir yönetim sergiliyor.
Hemen bir kaçını sayalım mı?
Devam eden Hanlar Bölgesi düzenlemeleri, Toplu ulaşım hamleleri, kent içi yeni yollar, köprüler, asfalt çalışmaları, akıllı kavşak düzenlemeleri, yeşil alanlar, Katı atık bertaraf tesisleri, sosyal belediyecilik uygulamaları, eğitim ve kültürel çalışmalar, sosyal belediyecilik uygulamaları, hakla dokunan kültürel etkinlikler, Bursa’ya turizm kenti hüviyeti kazandırmak için yapılan faaliyetler, gastronomi fuarı, Türk Dünyası Kültür Başkenti programları, merkez ve ilçelerdeki alt yapı ve üst yapı hamleleri...
Bu çalışmalar ile Bursa ciddi bir dönüşüm yaşıyor.
Unuttuğum veya eksik yazdığım nice daha çalışma da var elbette.
Üstelik bunlarla da yetinmeyip, yüzüstü bırakılan Bursaspor’a büyük bir risk alarak sahip çıkması bile takdire değiyor.
Aktaş, sempatik tavırları ile girdiği her ortamda seviliyor, baş tacı ediliyor.
Halka tepeden bakmayıp, halkla iç içe oluyor.
Bursa’yı elek gibi dokuyup, hasta olana kadar çalışıyor.
Bu yüzden de, gün geçtikçe daha çok seviliyor.
Ama bu durumdan rahatsız olanlar da var haliyle...
Bunların bir kısmı seçimi kaybeden muhalefet partileri..
Bu normal elbette ve anlıyorum…
Fakat birde AK Parti içinden veya AK Parti’ye yakın olanlarda var…
Eh onların da anlıyorum.
Çünkü gözleri Alinur Aktaş’ın oturduğu daha doğrusu, çalışmaktan oturmaya bile fırsat bulamadığı koltukta…
Onlar da, pirincin içindeki beyaz taş misali, hissettirmeden alt oymaya çalışıyorlar.
Muhalefet ile gizli iş birliği içindeler.
Alın size son yedikleri herze.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan BURULAŞ şirketi var.
Şehir içindeki otobüs, metro ve tramvaylar ile Deniz Otobüslerini işleten bu şirket, toplu ulaşımın kalitesini yükseltmek için ciddi yatırımlar yapıyor.
İstanbul’da yolda kalan, seyir halindeyken bozulan, hatta cayır cayır yanan otobüsleri görünce, Bursa’da yaşamanın ayrıcalık olduğunu düşünürüm hep.
BURULAŞ ise bunlar yaşanmasın diye, bir taraftan filosunu gençleştirip yenilerken, eskilerini de seferden kaldırıyor.
Önce şunu söyleyelim.
Bu otobüslerden daha eskileri İstanbul’da sefer yapıyor.
Ama sürekli bozulup yolda kalıyorlar, sefer sırasında yanıyorlar bile…
Bursa’da seferden kalkan otobüsler hurda değiller çalışır durumdalar.
Ancak BURULAŞ’ın kendi hazırladığı yönetmeliğe uygun değiller.
Yani 12 yaşını geçmişler ve engelli rampaları yok.
Peki, bu otobüsler ne oluyor?
Nasreddin Hoca’nın hesabı kırpıp kırpıp yıldız yapılmamışlar, bunun yerine daha az yoğun olan işlerde kullanılmaya devam ediyorlar.
BURULAŞ, bu otobüslerin 18 tanesini Büyükşehir Belediyesi’ne, 2’sini Kızılay’a, 1’ini Milli Eğitim Bakanlığı’na, 5’ini ilçe belediyelerine, 11’ini de talep eden başka şehirlerdeki küçük belediyelere hibe etmiş.
Rutin denetim yapan Sayıştay ise hazırladığı raporda bu durumu eleştirmiş.
Eleştirir ya…
Elbette Sayıştay’ın kendine göre bir işleyiş sistemi var.
Bu siteme uymayan uygulamalara da eleştiri getirir.
Ama Bursa’da yapılan uygulamayı kime sorsanız, eleştirmeyi bırakıp alkışlar.
Öyle ya, BURULAŞ Bursalılara engelli rampası olan yeni otobüslerle hizmet veriyor.
Bunun neresi yanlış mesela?
Bu kriterlere uymayan ama başka hizmetler için biçilmiş kaftan olan otobüsleri de, ihtiyacı olanlara veriyor.
Kızılay’a verilen 2 otobüs düzenlemiş ,kan bağışında kullanılıyor, Milli Eğitim’e verilen otobüs’ kendin yap’ atölyesine dönüşmüş, öğrencilere hizmet veriyor.
Diğerleri de Bursa Büyükşehir, ilçe belediyeleri ve ülkenin fakir kentlerinin belediyelerinde daha az yoğun işlerde bu topluma hizmet veriyor.
Yani milletin malı yine millete hizmet ediyor.
Hah işte, Sayıştay’ın kendi yönetmeliği gereği yaptığı eleştiriyi, birileri ganimet bulmuşçasına manipüle edip, sosyal medyada algı operasyonları yürüttüler.
Lafımız Sayıştay’a değil.
Ama bu rapordan yola çıkıp, yalan ve iftira kampanyaları düzenlere de bir çift sözümüz var elbette.
Onlara da diyoruz ki; Bu millet olan biteni gayet iyi görüyor ve attığınız seri yalanları fark ediyor…
Eee, hizmet etmek kolay değil.
Birleri çamur atacak, birileri de canla başla çalışacak.
Bu devran da böyle dönecek.
İbrahim bey harika yazmışsın ama gazeteci teknik bilgiyi de verir. Sayıştayin hangi cümleler ile eleştirdiğini de araştırarak objektif biçimde tırnak içinde yazar. Aksi takdirde algı yönetimi olur. Bize yakışmaz.