Bir akşam, sosyal medyada dolaşırken bir çizgi film kesitiyle karşılaştım.
Çocukların keyifle izlediği, rengârenk sahnelerle dolu, masum bir yapım gibi görünüyordu.
Ama sahne ilerledikçe içimi derin bir kaygı sardı.
Arkadaşına kızan bir çocuk, “Sorunu çözmek için onu öldür!” şeklinde bir telkinle karşılaşıyordu.
Şaka gibi değil mi?
Ama ne yazık ki gerçek…
Bu “çizgi film!” 500 bine yakın kişi tarafından izlenmiş.!!!
Evet, Türkiye’de…
Bir an durup düşündüm:
Bu sahneyi izleyen çocuk, arkadaşına kızdığında ne yapacak?
Hangi "çözüm" aklına gelecek?
İşte o anda, ekran karşısında tek başıma, toplum olarak büyük bir tehlikenin içine doğru sürüklendiğimizi fark ettim.
***
Eskiden çizgi filmler, çocuklarımıza dostluğu, sevgiyi, iyiliği öğretirdi.
Şimdi ise ekranlarda şiddeti, kaosu ve düşmanlığı normalleştiren bir anlayış dolaşıyor.
Biz fark etmesek de, kara gölgeler masum zihinlere sinsice sızıyor.
Ve asıl acı olan şu: Biz bu gölgeleri izliyoruz, sessizce.
***
Yetkililere seslenmek istiyorum.
Dijital platformlarda yayınlanan bu tür içeriklerin daha sıkı bir şekilde denetlenmesi gerekiyor.
Şiddet içeren sahnelerle çocuklarımızın geleceğini karartmaya kimsenin hakkı yok.
Bu konuda bir an önce harekete geçilmezse, gelecekte çok daha büyük sorunlarla karşılaşacağız.
Ailelere de büyük görev düşüyor.
Çocuklarımızın ekran karşısında yalnız bırakılmaması gerekiyor.
Onlarla açık bir iletişim kurarak doğruyu ve yanlışı öğretmek, onları sevgi dolu bir ortamda büyütmek zorundayız.
Unutmayalım, bu mesele bir çizgi filmden ibaret değil.
Bu, geleceğimizi şekillendirecek nesillerin sağlığı ve güvenliği meselesidir.
Bu, bizim yarınımızdır.