Kıymetli okuyucularım. Bende târih takıntısı var.
Dünyanın önemli hayat unsurlarından birisi olan bitkiler için, hayat kaynağı yerin altında her yana uzanmış kökler ise, insan toplulukları da geçmişin ruhundan beslenir.
Atalarımızın;
Ne için,
nerede,
kimlerle,
nasıl mücâdele ettiğini bilmeden ve rakip unsurların ne için,
neden,
nasıl,
hangi teşkilatlar ve sloganlar ile
bize karşı direndiklerini bilmeden,
bu günün mücâdelesini yapamayız.
Diye inanıyorum!
Yazının başlığı ne kadar hoş ve insanî değil mi!?
Bu hoş ve çekici sloganın arkasında bir kan denizi var.
Oluk oluk akan mâsum insan kanı.
Hatta Türk kanı...
Hem Müslüman, hem müslüman olmayan Türk.
Hem Avrupalı ve hem hem bizim coğrafyamız Türkü.
Ayrıca da Türk olmayan müslüman kanı.
Fakat slogan güzel Allah için.
Peki bu teşkilatlanma geçmişte kaldıysa bu yazı ne o zaman diyebilirsiniz!
Bana göre teşkilatlar ölmez.
İnsanlar ölür.
Meselâ Amerika bana göre Yahudi ve Hiristiyan örgütlerin kurduğu ve büyük bir şirketler devletidir.
Dünya devletidir. Bizim tâbirimizle; Düveli Muazzama!
Öyleyse o örgütler bu gün içinde Amerikan devletinin içinde var demektir, ki var.
Başkan Trump'ın yanında ki her bir kişi, bir teşkilata mutlakâ mensuptur.
Bu kişilerden en önemlisi de
"Töton Şövalyeleri" teşkilatının en önemli adamıdır.
Hani filmlerde gördüğümüz, beyaz elbise üzerinde siyah ve kocaman bir "HAÇ sembolü" taşıyan şövalyelerin örgütü.
Avrupa'nın en güçlü şövalyeleri, Alman Tötonları...
Kuruluş bin yüz doksan ve günümüzde hâlâ aktifler.
Töton Şövalyeleri ya da Teutonik Şövalyeler, yahut tam adıyla
"Kudüs Azize Meryem Hastanesi ve Töton Şövalyeleri Tarikatı"
(Latince: Ordo domus Sanctæ Mariæ Theutonicorum Hierosolymitanorum, Almanca: Orden der Brüder vom Deutschen Haus St. Mariens in Jerusalem),
"Cermen-Roma" dini tarikatıdır.
Tarikat, Katolik hacılara, hac yolunda yardım etmek, hasta ve yaralı Katoliklerin bakımlarını sağlamak üzere hastane kurmak amacıyla kurulmuştur.
Müthiş bir amaç. İnsanın hemen destek olası geliyor.
Adlarını özellikle Orta Çağ'da Haçlı Seferleri'ne katılarak duyurdular.
Normalde asıl üyelerin sayısı her zaman sınırlıydı.
Ancak ihtiyaç durumunda gerek gönüllülerin, gerekse paralı askerlerin katılımıyla sayıları hayli artmaktaydı.
Türklerin ve Arapların kutsal toprakları birer birer fethetmesi ile sonunda tüm Haçlılar bu diyarlardan kovuldular.
Bu gelişmelerden birkaç yıl sonra Polonyalılar bölgedeki doğal dinlere inanan halkları, yani "Paganizim mensuplarını"
özellikle de Litvanya'yı, Katolikleştirmek istiyordu. (Litvanya-Estonya, Letonya ve bazı bölge devletleri "büyük göç" hadisesinde Kuzeye göçen Türk boylarıdır. Kuman-Kıpçak/Uz-Pecenek topluluklarıdır.)
Bunun için Töton Tarikatı'na yardım çağrısında bulundu.
Kutsal Topraklardan kovulan, yersiz kalan Tötonlar için iyi bir teklifti.
Yurt edinebileceklerdi.
Prusya bölgesine yerleşen Tötonlar bölgedeki halkı Katolikleştirmek için çok ağır şartlar uyguladılar. Rezilliğin bini bir para etti o zamanlarda.
Saldırıya uğrayan bölge halkı, gene aynı dine inanan,
Pagan olan Litvanya'ya sığındı.
1230 yılında, Töton Şövalyeleri'nin Lideri Büyük Üstat "Hermann von Salza", Leh Kralı I. Konrad ile birlikte, Baltık Ülkelerine karşı Baltık Haçlı Seferi'ni başlattılar.
Bu seferin hemen ardından tarikat, işgal edilen Baltık Ülkeleri topraklarında bağımsız bir manastır devleti kurdu.
Akabinde, Courland, Livonya ve Estonya'yı işgal ettiler.
Ardından Polonya Kralı, tarikatı, kendilerine ait toprakları işgal etmekle suçladı.
Tarikat, Litvanya'nın da Hristiyanlaştırılmasının ardından asıl amacını yani Haçlı İdealini yitirdi.
Çünkü çevrelerinde, Hristiyanlaştırılması ya da yok edilmesi gereken "kafirler" kalmamıştı.
Bu durumda artık Hristiyan komşularıyla çekişmeleri gerekecekti.
Polonya Krallığı, Litvanya Büyük Dükalığı ve Novgorodlular (Livonyalıların asimile olmasından sonra ortaya çıkan topluluk) en büyük rakipleri oldu.
Ekonomik açıdan güçlü bir bölgeye hakimdiler ve feodal krallıklarını ayakta tutmak üzere Avrupa'nın çeşitli bölgelerinden paralı askerler topladılar.
Böylelikle, Baltık Denizi civarında, önemli bir yerel güç haline geldiler.
1410 yılında, Polonya-Litvanya koalisyon kuvvetleri, "Grunwald Savaşı’nda" tarikat kuvvetlerini hezimete uğrattılar ve tarikatın askeri gücünü büyük oranda yok ettiler.
1515 yılında, Kutsal Roma-Cermen İmparatoru I. Maximilian, Polonya-Litvanya kralı I. Zygmunt ile bir evlilik anlaşması yaptı. Bunun ardından Roma-Cermen İmparatorluğu, Polonya karşında tarikatı desteklemekten vazgeçti.
Bir zaman sonra 1525 yılında, tarikatın başı olan Brandenburglu Albert Protestan oldu ve "Prusya Dükalığı’nın ilk dükü oldu."
Hatırlıyorsunuz geçmişteki bir yazımda;
İlk Rus Çarının da bir Alman Prensi olduğundan bahsetmiştim.
Bu tarikatın amaç ve önemini ve Alman Derin devletinin hamlelerini kavramak açısından bu bilgiyi veriyorum.
Ardından, Estonya ve Litvanya ve ayrıca tarikatın Almanya sınırları içinde kalan kısmı da Protestanlığı seçti.
Tarikat, hatırı sayılır bir miktarda Katolik nüfus barındıran toprağı 1809 yılına kadar hakimiyeti altında tuttu.
Napolyon’un ordularının saldırmasıyla, tarikat son topraklarını da kaybetti.
Bundan sonra varlığını, hayırsever ve geleneksel olarak devam ettirdi.
Tarikat, 1938 yılında Hitler tarafından dağıtıldı, ancak 1945 yılında yeniden kuruldu.
Günümüzde, hayırsever amaçlar doğrultusunda Avrupa’da faaliyet göstermektedir.
Hayrı ne kadar sevdiklerini sanırım buraya kadar ki hikayeden kesin anlamışsınızdır.
Şövalyeler, üzerinde siyah bir haç olan uzun beyaz elbiseler giyerlerdi.
Daha sonra bu imge Prusya Krallığı ve Almanya tarafından Demir Haç Madalyası olarak da kullanıldı.
Tarikatın parolası ise Yardım et, koru ve şifa dağıt idi.
Şimdi Trump'ın yanı başındalar.
Ve çok etkililer.
Yaaa işte böyle ...
Töton Şövalyelerini anlamak lazım!