Şu İsrail yok mu...
Yine sahnede.
Yine ayakta.
Yine pervasız.
İsrail’in en çok okunan gazetelerinden biri olan, hükümete de pek bi yakın Israel Hayom, öyle bir yazı yayınladı ki...
Kalın kalemle çizmişler, koyu puntolarla yazmışlar:
“Kuzey Kıbrıs, artık İsrail için bir güvenlik sorunudur.”
Evet evet, yanlış duymadınız.
Kıbrıs Türkleri, İsrail için tehditmiş!
Yazının devamı daha da beter...
İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs el ele verecekmiş...
“Adanın kuzeyini kurtaracakmış!”
Kurtaracak dediği...
Biziz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yani!
Yetmedi...
Yunanistan merkezli Pentapostagma gazetesi de hemen sazı eline aldı.
Manşet:
“Doğu Akdeniz’de askeri çatışma kapıda!”
İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve Türkiye arasında çatışma bekleniyormuş...
Ee?
Sizce İsrail bu cüreti nereden alıyor?
Nüfus desen sınırlı.
Teknik kapasite var ama moralleri çabuk düşer.
Savaşma azmi desen, geçmişte bolca örneği var...
Sadece arkasını sağlam almış.
Amerikan gazı...
Avrupa yancılığı...
Ama bu gazla gidip de Türkiye ile doğrudan çatışma mı?
Kuzey Kıbrıs’a operasyon falan mı?
Hadi ordan!
Şimdi sıkı durun...
İsrail’in asıl amacı ne?
1. Türkiye’yi Kıbrıs’ta meşgul edip, Suriye’deki oyun alanından uzak tutmak mı?
2. “Vadedilmiş Topraklar” diyerek Kıbrıs’a da göz mü dikti?
3. Güney Kıbrıs ve Yunanistan üzerinden Avrupa Birliği’ni Türkiye’ye karşı kışkırtıp bizi yalnızlaştırmak mı?
Cevap: Hepsi.
Evet, hepsi mümkün.
Çünkü İsrail hiçbir planı tek başına yapmaz.
Her dosyanın içinde iki dosya daha vardır.
Ama asıl enteresanı şu...
Hâlâ memlekette “İsrail severler” var ya...
Onlar ne diyor biliyor musunuz?
“Yok canım, ne alakası var...
İsrail’in Türkiye’ye bir garezi yoktur...
Gözleri topraklarımızda değildir…”
Yersen!
Buyurun, İsrail’in kendi medyası, kendi kurumları, kendi ağızları...
“Kıbrıs’a gireriz” diyor,
“Türkler güvenlik sorunudur” diyor,
Ama bizdeki “yerli ve milli” Yahudi hayranları hâlâ kendini inandırmaya çalışıyor...
Yalnız mesele şu:
Bu yazılanlar “hata” falan değil.
Tam aksine…
İçerideki işbirlikçilere verilen “şifreli mesajlar”.
Ormanı yakın, sokakları karıştırın, zemin hazırlayın…
Hazırlık tam gaz.
Şimdi gözler sahnede...
Kim, kime, neyin kılıcını gösterecek…
Ve en önemlisi, kim gelip kılıca boynunu sürecek…
Bekleyip göreceğiz.
Ama şunu not edin:
Kıbrıs karışabilir.
Demedi demeyin.
















