Birisinin emir kulu
"eri değil kulu " olmanın nelere
mâl olduğunu en yakın zamanda gördük.
Esed'in düştüğü durum ve daha evvelinde 1. ve 2. Dünya savaşlarında; İsrail büyüklüğünde hacimsiz ve kapasitesiz ve köksüz devletçiklerin o gün ki "Dünya Hegemonu İngiltere ve daha sonraki Amerika" tarafından nasıl hoyratça aldatılıp, kullanıldığını ve daha sonrada çöp gibi kenara atıldıklarını yaşadık.
Hiç ibret alınsa "Târih tekerrür edermiydi!"
Elbette etmezdi!
Küçük ve çapsız ve köksüz devletçiklerin büyük hayalleri; Güç ve kapasite azlığından dolayı her zaman halkını ezdirmiştir.
Çünkü gerçekle hayal arasında ki makas oldukça fazladır.
Bu ufaklıklar için.
Hayali hedefe ulaşmanın yolu ise hep vahşetten geçer.
Öyle ya kas gücün az, bünyen zayıf, kafanda pek çalışmıyorsa o zaman şiddet ve sopa bir çözüm gibi görünür bu devletçiklere.
Gelelim şu bizim hayalperest, muhteris ve hadsiz İsrailimize!
İsrail gerçekte üç günden fazla bir çatışmayı sürdüremez.
O bakımdan İsrail'in hareketleri "Hava Kuvvetlerini" kullanarak ani baskın ve vur-kaç tarzındadır.
Bu güne kadar istisnasız bu yöntemi ustalık ve kurnazlık ile kullanmıştır.
Birden fazla hasmı varsa bunları da anlaşıp, aldatarak sıraya koyar.
İki güçle hiç bir zaman aynı anda savaşmamıştır.
Son Gazze harekatında bile İran ve onun vekil gücü Hizbullah'ı onlarla anlaşarak ve yalan vadelerle aldatıp, önce Gazze'ye vurmuş orayı baya bir yola koyduktan
sonra da sıranın kendine gelmeyeceğini sanan;
İran vekillerini yere sermiştir.
Harp hile ve aldatma ise; İsrail bunu dibine kadar kullanmıştır.
Peki İsrail kimin gücüne dayanarak bu kadar süredir; ikinci dünya savaşında kullanılanın on beş katı cephaneyi küçücük bir bölgeye boca etmiştir?
El cevap:
Dünya imparatorluğunu devam ettirmek ve bunu yapmak içinde bölgemizi kendisine bağlı ve mecbur tutmak isteyen Amerikan cephaneliği,
Dünya ticaret yollarının ve İngiliz Milletler topluluğunun kendisine sağladığı yağlı kemikten vaz geçmek istemeyen İngiltere'nin siyasi desteğini, aklını ve cephaneliğini,
Güçlü bir Türkiye ile komşu olmamak için her şeyi razı ve Dünyanın kanını emen AB ülkeleri destek ve cephaneliğini kullanarak,
bu güne kadar geldi İsrail.
Bunların bir diğer ortak özelliği ise şudur;
Hepside şu ilkede birleşmiştir:
"Türkler'in kaybetmesi bizim kazancımızdır!"
Delili ise Akdeniz'de petrol ve doğal gaz yağması için bekleyen yüzlerce parça savaş gemileridir.
Fakat ve ne yazık, ve onlar için çok üzgünüm ki; artık devir onların devri değil.
Zamanlarını tamamladılar ve İlahi kader çizgisi de bizden yana döndü!
Bundan sonra ne yaparlarsa yapsınlar, onlar kaybedecek, geri çekilecek ve biz kazanacağız. Allahın izni ve yardımı ile.
İsrail mi?
O mâlesef yok olacak!
Arkasına saklanacak "Garkad agacı" arayacak!
Hadsizliğin târihe geçen seçkin örneği olacak!
Benim tahminim, Şama saldıracak ve bu;
Onların sonu olacak. Allahu alem böyle olacak.
İsrail'e Yazık Edecekler!