Aslında mevcut zamanda bu yazıyı kaleme almak kendini ateş hattına atmak gibi bir şey.
Ancak memleketimiz ateş hattında nefes alıp verirken;
Bizim gibi düşünenlerin, devletinin ve milletinin yanında saf tutması Türklüğün ametüsünde var.
Dış basına ve orada ki yorumlara baktığımızda büyüyen,
güçlenen,
teknoloji geliştiren, bölgesinde ve Dünyada saygı duyulan,
"Türkler ne der"diye hamle etmeden önce Ankara'ya doğru bakılan,
saygının yanı sıra, pek çok meselenin çözümünde ihtiyaç duyulan kudretli bir yapıya dönüşüyoruz.
Misal olarak Amerikan Dışişleri Bakanının yeni itirafı ile; Türkiye'ye kadar gelinip:
"Lütfen Gazze'de devreye girin. İsrail ile barış görüşmelerine katılsınlar. Ağırlığınızı koyun, anlaşma onaylansın" gibi ricalarda bulunulan,
Türk dünyasının bir kısmını,
Müslüman Hiristiyan,
Budist demeden bir araya getirip, yarının
"Türk Birligini" örgütleyen ülke Türkiye .
Uzaya çıkan, deniz altına hakimiyet kuran, karada nefes aldırmayan, havada kuş uçurtmayan, deniz üzerinde otuz küsur gemiyi aynı anda inşa eden,
robotik deniz üstü ve altı sistemlerini devreye alarak
"Deniz Savaşları taktigini" kökten değiştiren Türkiye!
Sesten kat kat hızlı;
Hava savunma sistemlerini devreye alan ülke Türkiye!
İnsansız savaş uçakları ile
"Hava Savaşları düzenini" değiştiren Türkiye!
Daha da say say bitmez.
Laser silahları, manyetik etkili silahlar, top dahil. Elektronik harp silahları.....
Liste uzayıp gidiyor.
Peki bu uzayıp giden listeden dişarının haberi var, dikkatle izliyorlarda;
Artan
siyasi,
askeri,
istihbari,
teknolojik,
ticari,
ekonomik, psikolojik vb etkilerimizi uzun analizlerle başında didik didik ediyorlar da....
Bu Türk etkisinden içerinin neden haberi yok.!!!
İçerde bir taife:
Öldük,
bittik,
yandık,
o kötü,
bu başarısız, Türkiye yapamaz, yaptırmazlar- yapmamalı,
biz kimiz ki, Amerika ne der, Avrupa ne der, Yunanistan ne tepki verir,
aman İran bize neler eder diye
yıs yıs yırtınıyor!
"Türkiye bitti, ne gelişmesi"diye çırpınan bir basın ve bürokraside sinmiş hainler, Ordu'da subay yetiştiren hocamsı yaratıklar ve ekran ekran gezen Amirallik-Generallik rütbesine mâlesef ulaşıp; emekli de olmuş kimseler, Dış işlerinde bilmem ne makamında bulunmuş büyük elçiler, komutanlar, gazeteciler, eğitimciler, daha bilmem ne belalar var... Var da var...
Ey büyük Türk Milleti!
Bunları tek tek not al tanı.
Bunların kimliği Türk, kanı gavur kanı.
Türk düşmanlarına satılmış aklıyla hernoktadan sırıtır.
Ancak akıtacağı zehirli sözlerini o kadar süsler,
o kadar kırk dereden su getirir, o kadar yalanlar ile etrafını sarar ki aklın şaşar; yanlışı doğrunun arasından çıkarmazsın bir türlü.
Adları bizden...
Fakat içi başka, dışı başka, karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar cinsinden.
Ey Büyük Türk Milleti;
Bunları tanı.
Ayırmayı öğren evlatlarından
Bunlar bazen hacı, hoca, şeyh, bazen komünist, bazen sağcı , bazen solcu, bazen alevi ve bazen ise sünni...
Her takkeyi ihtiyacı olduğu sürece kullanır.
Seni aldatana, imkanını elinden uçurana kadar sendendir.
İmkan elinden çıktıktan sonra hiç bir yerde göremezsin.
Görsen de "ben birşey yapmadım !" Safında görürsün.
Bunların bir
tek kuralı vardır:
Yalan söyle,
iftira et,
çamur at,
b** at ..
Tutmazsa izi kalır!
Uçaklar yaparsın,, "Taklit" der. Olmadığını ispat edersin "tekerinde elektrik motoru takılı" der.
Motoru yerli değil der.
Bu uçmaz der. Amerikan alalım der,
Rusya'dan bakalım der.
Fakat Türk malı olsun demez!
General yaparsın, baş örtüsüne saldırır, çıkarın bunu der.
Camiye çağırırsın; ağlama duvarına, sinogoga ya da kiliseye koşar!
Senin olan ne varsa olmasın ister.
Sen fakir kal, yoksul ol, başka devletlere boyun bük ister.
Bunlar, senin varlığına düşman,
Dirliğine düşman, birliğine düşman,
Gücüne düşman,
Bizi biz yapan her şeye düşman, hepsini yok etmeye yeminli,
yok edemezse iş göremez durumda tutmaya ahdetmiş, yemin etmişler!
Her başarında neredeyse hırslarından çatlayacak gibi olurlar. Bunu da gizleyemezler.
Bir de;
Bunların Türk oğlu Türkleri var, ne yazık ki!
Zayıf karakterli, bencil yada basit çıkarlar için ruhunu satmış veya beyni yıkanmış güruh .
Ezelden-ebede düşmanımız MANKURTLAR!
Bunları en son Onbeş Temmuzda gördük, tanıdık.
Yeter ki sen ayağa kalkma...
Kendilerinin borusu ötsün.
Senin boruna ot tıkansın!
Bunları tanı ve kulak verme.
Senin kâdim bâsiretin;
Bu felaketi de atlatmamıza kesinlikle yeter.
Milli ruhumuz bu düşmanı da alt eder.
Yeter ki evlatlarına kulak ver, senin olan sesin peşinden git.
Hasılı vesselam;
Onlar kaybedecek. Biz kazanacağız!
İnşaallah.
Kıyamete kadar yaşa; Ömrün uzun Devletin güçlü olsun! Türk Milleti!