17 Ağustos depreminin üzerinden tam 25 yıl geçti. Çeyrek asır! Peki, bu kadar zamanda ne yaptık? Hangi önlemleri aldık?
Cevap belli: Birkaç cılız çalışma dışında neredeyse hiçbir şey!
Kusura bakmayın ama 6 Şubat’ta gördük. Yıkıldık. Tam anlamıyla yerle bir olduk.
Öncesinde İzmir, Elazığ, Van, Bingöl… Say say bitmez.
Depreme hazır mıyız?
Değiliz.
O kadar net.
Allah korusun, Marmara’da bir deprem daha olsa... İstanbul felç. Zaten İstanbul’da binalar deprem yokken bile yıkılıyor, deprem olsa ne olur düşünün artık!
Bursa mı? Durumumuz daha da vahim.
1705’te fena sallanmış, 1855’te yerle bir olmuş. Bugün ise binaların yarısı çürük çarık, yıkıldı yıkılacak.
Üstelik, Bursa sadece evlerden ibaret değil. Bursa aynı zamanda önemli bir sanayi şehri!
Türkiye’nin ilk Organize Sanayi Bölgesi Bursa’da. Fakat bu örnek Organize Sanayi Bölgesi'nde fabrikaların çoğunun binaları 1960’lardan kalma! Evvah ki ne eyvah... İçlerinde 24 saat süreyle binlerce insan çalışıyor herbirinin. Kimyasallar, boyalar bildiğiniz bomba hepsi...
Bu şehrin altı şiddetinde bir depremde ayakta kalacağını mı sanıyorsunuz? Geçmiş olsun.
Felaket olur, tam anlamıyla. İnsan kayıpları mı? Saymakla bitmez.
Ekonomi mi? Çöker. Kaos mu? Aynen.
17 Ağustos’un yıl dönümünde Belediye başkanları konuşuyor. Çoğu aynı nakaratı tekrarlıyor.
“Yapacağız, edeceğiz…” Lafla peynir gemisi yürümüyor… Keşke yürüse…
Bursa’nın en büyük problemi ne biliyor musunuz?
Plansızlık. Evet, bildiğiniz plansızlık. Yıllardır tamamlanmayan 1/100 binlik çevre düzeni planı.
Burada Mustafa Bozbey’e sesleniyorum: Sadece şu planı bitirsen, tarihe geçersin!
Allah Bursa’ya yakın zamanda bir felaket vermesin… Dua edelim elbette, ama “sadece dua ederek bu iş çözülmez.” Diye de ekleyelim...
Hiç zaman kaybetmeden, Bursa’nın neresi nereye yapılacak, bunu planlamak lazım. Hemen, acilen… Çünkü konutların arasına sıkışan sanayi tesisleri var bu şehirde… Patlamaya hazır bir bomba gibiler…. BEBKA araştırmış, yaklaşık 8 bin fabrika şehrin içinde sıkışıp kalmış… Teknoloji desen yok, güvenlik desen sıfır…
TEKNOSAB var işte!
Şehrin dışında, modern binalarda yapılan fabrikalar.
BTSO Başkanı İbrahim Burkay yıllardır yerel yöneticilere adeta yalvarıyor, “Bize yer gösterin, gerisini biz hallederiz,” diyor. "Limana çıkış yolu olsun, çevre yoluna yakın olsun yeter, İlle de şurası olsun diye bir dayatmamız yok" diyor.
Başta Mustafa Bozbey olmak üzere tüm belediye başkanları, siyasetçiler… Artık yeter! "Yapacağız, edeceğiz" demeyi bırakın.
Hiç zaman kaybetmeden Bursa'nın Çevre düzeni planını yapın artık.
Yapın ki felaket kapımıza dayanmadan önlem alalım!