uriye
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana Batı yönlü siyaset izlemiş, yüzünü her daim batıya dönmüş, ilerlemenin, çağdaşlaşmanın parolası Batıda aranmıştır. Demokrat parti döneminde Batı ile tam müttefik ilişkiler kurulmuş, ABD’den gelen maddi yardımlar ve SSCB döneminin tehditkâr dış politikaları bizi ABD’ye daha fazla yakınlaştırmıştır. Ecevit döneminde alınan haşhaş ekim kararı ve ardından Kıbrıs Barış Harekâtı’nın yapılması Avrupa/ABD ile ilişkilerde iplerin gerilmesine yol açmış fakat yine de Avrupa/ABD’den vazgeçilmemiştir. İleriki dönemlerde başa gelen iktidar partilerinde de bu çizgiden sapma olmamıştır.
***
Hatırlayacak olursak Barack Obama başkan seçildiğinde sırf Müslüman diye özel olarak işlenmiş seccadeler gönderilmişti. O Kenyalı değil Konyalı ve bizden biri diyerek ABD’nin 44. Başkanı olması hasebiyle Van’da 44 koyun kurban edilmiş, Konya’da Obama markalı ayakkabılar üretilmişti. Orta Doğu Bölgesi için barış ve huzur getirmesini temenni ederken Mavi Marmara olayına tepkisiz kalması, Arap Baharında Esad’a karşı bizi kışkırtıp daha sonra geriye çekilmesi, Işid’e karşı verilen desteği de görünce bütün umutlarımız sönmüştü. Maalesef bugün yine aynı umuda sarılıp Biden/Trump tartışmaları yapıyoruz.
Biden’ın Obama döneminde ülkemiz adına izlediği dış politikayı ve Trump’ın 4 yıl boyunca Papaz olayındaki tutumundan ötürü Cumhurbaşkanı’mıza hakaret dolu mektubu, Suriye’de kurulması planlanan Kürt devletine aleni desteğini, İsrail’i Orta Doğu’da başat ülke konumuna getirme çabalarını da hatırladığımızda, aslında her iki adaydan umut beslemenin yine hayal kırıklığına sebep olacağı açıktır.
Elbette ABD seçimleri, dünyanın küresel politikalarını belirlemektedir.
Ülkemiz de kadın cinayetlerinden tutun geçim sıkıntılarına, eğitim politikalarından tutun kaybettiğimiz ahlaki değerlere kadar konuşulması gereken birçok konu vardır.
Sabahlara kadar seçim tartışması yapmak, ABD’deki seçimlerden ülkemiz menfaatine medet umuyor olmak tartışmamız gereken esas konudur.
Kim seçilirse seçilsin ülkemizle çıkar ilişkileri bağdaştığı sürece dost kalmaya devam edeceği aşikârdır.
***
ABD seçimleri gölgesinde Suriye
ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey geçtiğimiz günlerde Syria Direct’e verdiği röportajda ABD başkanı kim olursa olsun ABD’nin Suriye politikasında herhangi bir değişiklik olmayacağı yönünde açıklama yapmıştı. Suriyeli bakanlara ve iş adamlarına yaptırımların devam edeceğini vurgulayan Jeffrey Suriye’nin Kuzey Doğusunda Türkiye ile yaşanılan gerginliği azaltma çabalarının devam ettiğini açıkladı. ABD temsilcisi tarafından bu açıklamalar yapılırken petrole ihtiyacı olan Esad rejimine ABD’nin Suriye’de ele geçirdiği petrol bölgelerinden YPG/SDG tarafından akaryakıt taşındığı görüntüleri basına servis edilmişti. ABD destekli terör örgütleri tarafından, Esad Rejimi’ne günlük 500 TIR petrol satılmakta ve petrol taşıyan tankerlere Rusya'ya ait zırhlı araçların da eşlik ettiği görülmektedir.
Bununla birlikte geçtiğimiz günlerde Suriye sınırımızda PKK/YPG’nin varlığının devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekli görüldüğü takdirde Suriye’ye yeni bir harekâtın yapılacağı sinyalini verdi.
Geçtiğimiz ay Kamışlı’da SDG kontrolündeki bir kamptan 600 İŞİD (DEAŞ) üyesi serbest bırakılmıştı. Serbest bırakılan İŞİD üyeleri Türkiye’nin yapacağı bir harekâtta mı kullanılacak yakında görmüş olacağız.
***
Son olarak İzmir depreminde vefat eden kişilere Allah’tan rahmet ailelerine başsağlığı yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Esen kalın.