Başlığa bakıp şaşırmayın
“Ne felaket yahu?” diye sormayın.
Bu proje yapılmasa, bayağı büyük bir felaket kapıda olacaktı.
Ne felaketi mi?
Anlatayım o halde.
Önce biraz geçmişe dönelim.
Çocukluğumda Santral Garaj ve çevresi, Darmstad Caddesi, Altıparmak, Heykel Kapalı Çarşı'dan sonra Bursa’nın en cazip alışveriş merkezleriydi. Ama Santral Garaj taşınınca yeri ve yakın çevresi hayalet kente döndü.
Öyle ki, 2000’li yılların başında oralardan geçmek cesaret istemeye başlamıştı.
Rahmetli Hikmet Şahin Santral Garaj’ı kurtarmak için Emekli Sandığı’ndan alıp Kent Meydanı projesi yaptı. Aslında o proje iyi başlamıştı ama sonrasında ilave katlar yapılınca meydandan ziyade bir AVM çıktı ortaya… Öyle veya böyle, o proje ile bile Santral Garaj'ın yeri bir tehdit olmaktan çıktı…. Fakat devamındaki Osmangazi Belediyesi’ne kadar olan alan çöküntü bölgesi olarak kalakaldı.
Bölgede elektronik eşyadan, giyime her şey vardı ama her şeyin kalitesiz ve ucuzu satılıyordu.
Bu yüzden de gün geçtikçe sorunlu bir alana dönüştü.
O yıllarda birkaç kez gittiğim bölgedeki binaların üzerime çökmesinden ve etrafta dolaşan karanlık tiplerden rahatsız olmuştum…Tuhaf karanlık bir ticaret dönüyordu oralarda…. Daha açık yazayım…. Porno içerikliler dâhil korsan CD’ler, kaçak sigara, viski hatta uyuşturucuya kadar toplum sağılığına zararlı ne ararsanız vardı…. Köşe başlarında, “Abi aradığın özel bir şey varsa yardımcı olayım” diyenler cirit atmaya başlamıştı... Hülasa, Bursa’nın göbeğinde; asayiş, kent estetiği, ruh sağlığı, güvenlik açısından tam bir çöküntü bölgesiydi oralar.
Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar belki hatırlar. O yıllarda her gördüğümde, “Aman sevgili Başkanım kamulaştır şuraları. Yoksa Banliyö 13 filmi Bursa’da gerçek olacak” derdim.
İleri görüşlüymüşüm… Zira hemen üstünde bir zamanlar Bursa’nın en nezih caddelerinden biri olan Darmstat Caddesi’nin bugünkü içler acısı halini görünce, eğer el atılmasaydı bölgenin bugünkü geleceği durumu anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Maazallah, İzmir’deki Tepecik ve Basmane gibi bugün bile polisin dahi girmekten imtina ettiği getto bölgesine dönerdi oralar.
***
Şimdi gelelim bugüne.
Sabahtan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın daveti ile o bölgeye yani yakında ilk etabı açılacak Osmangazi Meydanı’na gittik.
Mustafa Dündar bizi alana otoparktan aldı.
En alt katta 500 kişilik Nikâh Salonu, 2000 araçlık 4 Katlı otopark inşa edilmiş. Otoparkta tavan yüksekliği 4 metreden fazlaydı. Yani tavan yüksekliği düşürülse en az 7 kat olabilecekken olası afetler düşünülüp Bursalılar için bir saklanma alanı planlanmış.
Otoparktan doğruca meydana çıktık.
Meydana cazibe katması amacıyla; Bursa’nın markaları için işyerleri de vardı çevresinde. Bu işyerlerinde Bursa havlusu ve ipeğinin yanı sıra Bursa’ya has lezzetler olan; kestane şekeri, pideli köfte, Abdal ve Taş fırın simiti, tahinli pide, cantık satılacak.
Ortada 40 bin metrekarelik devasa bir meydan var…Yeşil alan düzenlemeleri de yapıldıktan sonra çok yakında hizmete açılacak….Kent Meydanı AVM tarafına doğru olan 2. bölgede de yaklaşık 12 dönümlük arazide kalan 5 parselin kamulaştırılma süreci devam ediyor. Kamulaştırmanın ardından Osmangazi Belediyesi Mülkiyetine geçen yol kenarındaki cami meydanın uygun bir yerine taşınacak. Kalan yaklaşık 10 dönümlük alan meydana katıldığında Bursa 50.0000 metrekarelik yeni bir meydana sahip olacak.
***
Şimdi de gelelim projenin maliyetine.
Bugün Besmele çekilip başlansa cebe 2 milyar lirayı koymak lazım, zira sadece kamulaştırmalar için bile 1 milyar lira gerekiyor.
Bu arada kamulaştırılan arazide Osmangazi Belediyesi’nin 5 emsal hakkı vardı. Yani istense orada konut veya iş yerleri yapılabilirdi. Yüzlerce daire, ofis ve dükkân üretilip satılır. Buna da kimse de bir şey diyemezdi. Osmangazi Belediyesi de şimdi parayı koyacak yer bulamazdı.
Mustafa Dündar bunun yerine bölgeyi getto olmaktan kurtarmayı seçip Bursalıların duasını almayı seçti… Bu nedenle bile alkışı hak ediyor.
***
Gelelim sonuca.
AK Parti ile yönetilen Büyükşehir, Osmangazi ve Yıldırım Belediyeleri yıllarca sistemli bir şekilde yok edilen Bursa’ya yeniden yeşil ve modern bir kent kimliği kazandırmak için didinirken, Nilüfer ve Mudanya belediyeleri ise tabak gibi arazilerde geleceğin çöküntü bölgelerini inşa ediyor.
Tıpkı bir zamanlar yeni olduğu için cazip olan Altıparmak ve Darmstad caddeleri ve arasındaki Çarşamba bugün nasıl çöküntü bölgesi olmaya başladıysa, gelecekte FSM, Ata Bulvarı hatta Balat da öyle olacak.
Demedi demeyin.
***
Yazıya bir de dip not ekleyelim.
Yukarıda Santral Garaj'ın arazisinin Hikmet Şahin tarafından alındığını yazmıştım. Gazeteci ağabeyim Ahmet Emin Yılmaz uyardı. Doğrusu Erdoğan Bilenser dönemi olacaktı.
Şimdi hatırladım da, Erdoğan Bilenser'in projesinde küçük bir market var diye Bursa'da kıyamet kopmuştu. Sonrasında ise kocaman bir AVM ortaya çıktı. Hatta o dönemde Kent Gazetesi'nde projeyi mevcut haliyle eleştirdiğim için ne zılgıtlar yemiştim eş dosttan.
Bu arada Kent Meydanı adlı AVM projesi pek br engelle karşılaşmadan çok hızlı ilerlemişti. Bunda proje ortaklarından birinin dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dünürü olmasının ne kadar etkisi olduğu da çok sorgulanmıştı.
Bunları da vesileyle ben hatırlatmış olduk.
***
Son olarak aşağıya da Osmangazi Meydanı Projesin'in tanıtım videosunu ekleyelim ki, merak edenler seyretsin.