"Zarfa değil, mazrufa bakmak gerek" der eskiler.
Bu atasözü, kimi zaman siyasetin içinden süzülen olaylara da ışık tutar.
Gelin, Bursa Büyükşehir Belediyesi'ndeki son atamaları birlikte masaya yatıralım.
Mustafa Bozbey'in belediye başkanı olarak seçilmesinin ardından, kendi çalışma ekibini kurma gayretine giriştiğini görüyoruz.
Bu normal bir durum; zira verimlilik ve uyum açısından önemlidir.
Bozbey, üst düzey yöneticilerle yaptığı toplantılarda yol arkadaşlarını belirlemiş ve atamalarına başladı.
Bize göre, bu atamalar yapılırken gözetilecek iki kriter, liyakat ve güven olmalıdır.
Tercih de, ikisinin aynı anda olmasıdır.
Çünkü bir göreve atanan kişi işini çok iyi yapsa bile, güvenilmezse o kişi ile yol yürünmez.
Çok güvendiğiniz insan o işi beceremiyorsa onunla da yol yürünmez.
Bir göreve atama yapılırken; hısım, akraba, eş, dost kriter değildir.
Ama hısım, akraba, eş dost olması da liyakat sahibi ve güvenilir insanlarsa o göreve atanmasına engel değildir, olmamalı.
Bu cümleme yapılan itirazları duyar gibiyim.
O halde biraz geçmişe dönelim.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, damadı Berat Albayrak’ı 2020 yılında Hazine ve Maliye Bakanı olarak atadı.
Hemen sonrasında kızılca kıyamet koptu.
Oysa, Albayrak bakan olduğunda 40 yaşındaydı, İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümünden mezun, New York'taki Pace Üniversitesi Lubin School of Business'ta finans üzerine yüksek lisan, Kadir Has Üniversitesi Bankacılık ve Finans Bölümü’nde doktora yapmıştı.
Yani, Hazine ve Maliye Bakanı olmak için yaşı da, eğitimi de uygundu.
Bu yüzden, Cumhurbaşkanı’nın damadı olmasını engel görmemiştim ve bunu da böylece yazmıştım.
Mustafa Bozbey’in baldızı ve yeğeni konusunda da kimse kusura bakmasın aynı düşünüyorum.
Bozbey’in, Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanı olarak atadığı Sezen Uğurlu, geçmişte Nilüfer Belediyesi’nde benzer bir görev yaptı.
Yani atandığı görevi yapabilecek donanım ve tecrübeye sahip.
Başkanın baldızı olması bence engel değil olmamalı.
Yine yeğeni Furkan Bozbey de 27 yaşında, İTÜ’den mezun olan genç bir mimar.
Fatih Sultan 20 yaşında Osmanlı’nın başına geçti, arkasından da İstanbul’u fethetti bunu unutmayalım.
İTÜ Mimarlığa da yoldan geçeni almadıklarını ve oradan mezun olmanın kolay olmadığını da unutmayalım.
Yani Furkan Bozbey’in yaşı da, eğitimi de Burkent’in Yönetim Kurulu Başkanı olmasına engel değil.
Başkanın yeğeni olması mı engel olacak?
Dedik ya, zarfa değil mazrufa bakmak gerek, Furkan kardeşimiz yeter ki işini doğru yapsın.
Burkent, geçmiş dönem başkanı Alinur Aktaş’ın döneminde çok önemli bir misyon üstlendi.
Burkent, Bursa’nın kentsel dönüşümü için gerekli bir kuruluş, doğru yönetilmeli.
Ben işin burasındayım.
Bu konuda Bozbey’e destek olmamım, ola ki geçmişte yaptığı gibi hatalı işler yaptığında destek olacağım anlamına gelmeyeceğini de yazıp bu günlük konuyu kapatalım.
Bozbey’in Basın Toplantısında Sürpriz Engeller: Akreditasyon mu başladı?
Ben bu satırları yazarken, Bursa Büyükşehir’in çiçeği burnunda Başkanı Mustafa Bozbey, kameraların karşısına geçip ilk basın toplantısına başlamıştı.
Ama Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yeni basın ekibi akreditasyon uygulamasına başlamış olacak ki, toplantıdan haberim olmadı.
Tesadüfen öğrendiğimde yetişmem mümkün değildi.
Sayın Bozbey’in bundan haberi olmadığını düşünüyor ve bir yol kazası olarak kabul ediyorum. Umuyorum ki, bir akreditasyon yoktur.
Yapılan uygulamanın basın özgürlüğü ve iletişimde şeffaflık ilkelerine uygun olup olmadığını da sayın Bozbey’in ve kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Zira Sayın Bozbey, şeffaflık ve katılımcılık sözü vermişti.
Kamuoyunun doğru ve güvenilir bilgiye erişimi için basın mensuplarına sağlanan erişim imkanlarının, demokratik bir toplumun temel taşlarından biri olduğunu Sayın Başkan ve Basın ekibine hatırlatmak istedim.
Bu arada yeni basın ekibine de hatırlatayım, ben bu işe yeni başlamadım.
Dediğim gibi, bunu bir yol kazası olarak görüyor, önümüzdeki sürece bakıyorum.