Bir insanın içtiği içki ya da yaşam tarzı beni hiçbir zaman ilgilendirmedi. Yani bürokrat da olsa, siyasetçi de olsa, belediye başkanı da olsa ilgilendirmedi. Zaten normal olan da bu. Ama yaşam biçimiyle temsil ettiği kuruma zarar getirecek davranışlar sergiliyorsa, işte tam o anda mesleğim gereği bir refleks gösterebiliyorum.
Mesela önceki gece Gemlik’te yaşanan olayda olduğu gibi. İddialara göre; Gemlik Belediye Başkanı Uğur Sertaslan, oturduğu restoranda bir kavgaya karışıyor. Kavga büyüyor ve restoran dışına kadar da uzuyor. Ve bir süre sonra olaya polis müdahale ediyor.
Derken Başkan Sertaslan ile kavgaya tutuşan kişi, polis ekiplerince gözaltına alınıyor ve nezarete konuyor. Geceyi de orada geçiriyor.
Peki kavga kimler arasında diye soracak olursanız hemen ona da yanıt vereyim. Başkan Sertaslan’ın kavga ettiği iddia edilen kişinin belediye bünyesinde çalışan biri ile kardeş olduğunu da belirtelim. Tekme tokatlı ve bol hakaretli bu kavganın alacak-verecek meselesinden kaynaklandığını çok sağlam kaynaklardan ve Başkan Sertaslan’ın yakın çevresinden duydum.
Neyse çok daha fazla detaya girmeden söylemek istediğimi 1-2 cümle ile toparlamak isterim. Covid nedeniyle kısıtlama günlerinde sokağa çıkmak ve balık avlamaktan tutun, intihara teşebbüs ve yasak aşk sonucu dünyaya gelen bebek gibi olumsuz olaylarla adı anılan Uğur Sertaslan’ın hoş olmayan olaylarla anılmaya devam etmesi, mensubu olduğu partilileri ve kendisine oy verenleri çok üzüyor ve sabrını taşırıyor benden söylemesi.