Takip edenler biliyordur geçen akşam Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, görkemli bir programla adaylığını ve yeni döneme ilişkin planlarını açıkladı.
Katılım yüksek olmuş. Hem iş dünyasından hem de basın kuruluşlarından ilgi iyiymiş. Sanırım İbrahim Burkay ekim ayındaki yarışta tek başına olacak.
Dolaysıyla da yine başkan olacak. Umut ederim ki Bursa için ve bu kentin en büyük markası Bursaspor için hayırlısı olur. Zira Bursaspor’un ne BTSO’dan ne de Sayın İbrahim Burkay’dan olması gereken ölçüde fayda gördüğünü düşünmüyorum. Mutlaka katkı sağlıyordur ama bence net olarak söylemek lazım; yetersiz bir katkı.
Üstelik bilindiği gibi Sayın Burkay kısa süre önce Türkiye Futbol Federasyonu Başkanvekili olarak da göreve başladı. Bu durumun Bursaspor için bir avantaj sağlaması gerektiği kanaatindeyim. Zira federasyonda adamı olan kulüplerin sağladığı avantajlara bundan önceki yıllarda defalarca şahit olduk.
Şimdi görkemli programa dönecek olursak, Bursa için geleceğe dair iş dünyası açısından önemli ihtiyaçlara dikkat çekmiş Sayın Burkay ve hedeflerini ortaya koymuş. Umut ederim ki alışık olduğumuz söylemler ya da başka deyişle vaatler, bu kez icraata dönüşür. Zaman gösterecek.
Ancak başka dikkatimi çeken bir ayrıntı daha vardı.
Sayın Burkay, projelerini “Kendine İnan Ülkene Güven” mottosuyla açıklarken, ‘Bursa’ya değer’ sloganını kullanmış. Ancak bu sloganı o dönem AK Parti İl Başkanı, şimdi ise MKYK Üyesi olan Sayın Ayhan Salman 20 Ocak 2020 tarihinde kullanmıştı. ‘Bursa’ya değer’ ifadesi o dönem büyük takdir görmüş ve birçok kesimden de destek almıştı.
Sayın Burkay da sanırım Ayhan Salman’ın o dönem gördüğü desteği aklına getirmiş olmalı ki, bu ifadeyi kullanmış. Ancak Ayhan Bey mottolarla ya da sloganlarla destek görmenin yanı sıra, vatandaşa dokunan bir başkan olma özelliğiyle de önemli bir destek görüyordu.
Ancak şunu net bir şekilde söylemeliyim ki, bir başkan ulaşılabilir olmadıktan sonra ne yapsa boş. Sayın Burkay, önce etrafındaki insanları Bursalılar adına faydalı düşüncelere sahip insanlardan oluşturmalıdır.
Bu kişiler danışman, özel kalem müdürü sıfatını taşıyan ya da bir başka sıfatta da olabilir. Ben bunun adını koymuyorum.
Örnek vermek gerekirse; Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamı ulaşılamaz değil. Ya da Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer, Kestel başkanlık makamları da ulaşılamaz değil. Buna diğer belediyelerden bazılarını da ekleyebiliriz.
İş dünyasından da örneklendirelim. Ticaret Borsası makamı veya Bursa Esnaf Odaları Birliği Başkanlığı makamı da ulaşılamaz değil.
Ulaşılması oldukça zor bir makamın sahibinin kendisini ilgilendiren meslek mensuplarına ulaşmasının da mümkün olmayacağını düşünüyorum. Sadece ilgileniyor gibi gözükür, asla samimi olmaz. Böyle olunca da kaybeden her zamanki gibi yine Bursa olur.
Son olarak Sayın Burkay’ın gelecek döneme ilişkin koyduğu hedeflerdeki projelerin Bursa’ya kazandırmaktan öte kaybettirecek projeler olduğu kanaatindeyim.
Zira Bursa’nın yeni sanayi alanlarına değil, yeni tarımsal kalkınma hamlelerine ihtiyacı var.
Pandemi de tarımın ve gıdanın önemini hep beraber görmedik mi? Lansman da ifade edilen sanayi bölgeleri ihtiyaçlarının ‘en azından yanında’, gıda ve tarıma yönelik ticaretin geliştirilmesi noktasında da projeler görmek isterdim.
Fason üretimin merkezi halindeki Bursa’da, sanayici ve ticaret erbaplarının markalaşmasına destek verecek projeleri de görmek beni gerçekten mutlu ederdi.