Mudanya’ya ‘Dron’lar Osmangazi’ye kurşunlar
Bir süredir tatildeydim.
Bayramdan önce de tatilimi bitirmeye niyetim yoktu.
Lakin son günlerde Bursa kamuoyunu meşgul eden lüzumsuz konu nedeniyle tatili erken kesmeye karar verdim.
CHP İl Başkanı İsmet Karaca Bodrum’daki yazlığına gitmeden önce Bursa medyasına bir çomak sokmaya karar vermiş.
CHP Osmangazi Grup Sözcüsü Sefa Yılmaz ile Osmangazi ve Yıldırım Belediyelerinin Bursa’daki medyalara verdikleri tanıtım bütçelerine kafayı takmışlar.
İlahi İsmet Karaca…
İlla kuyuya taş atacak.
Bir ara da, ibriklere takmıştı da vitrin süsü olarak kullanılan sarı yaldıza boyanmış ibriklerin altın olduğunu iddia etmişti.
Şimdi de, belediyelerin yerel medyaya destek olarak verdiği üç kuruşluk tanıtım bütçelerine takmış.
Vay efendim, Osmangazi ve Yıldırım belediyeleri yandaş medyaya trilyonlar akıtıyormuş.
Vay beee.
Sanki CHP’li Mudanya Belediyesi gibi, epi topu 5 bilemediniz 10 bin liraya alınabilen dron için her ay iki üç dron parasını birilerine vermişler.
Veya danışmanlarının başkan olduğu bir derneğin yemek paralarını ödemişler bütçeden.
Tamam bu satırlar ile kafanız karıştı, o halde tane tane anlatayım.
Ama önce biraz geçmişe dönelim, sonra aşağıda anlatacağım bu satırların içreğini de.
***
Yeni nesil bu anlatacaklarımı pek bilmese de, biz çocukken Mandıra Filozofu gibi yaşardık. Apartmanda oturanlar pek azdı o yıllarda.
Evlerimiz genellikle tek katlı ve bahçeliydi.
Hilafsız her evin bahçesinde bir karabaş köpek ve içinde üç beş tavuk, bir iki de horoz olan kümesler vardı.
Güne horoz sesi, köpek havlamaları ile uyanırdık.
Horoz sesleri kesilince tavuklar gıdaklamaya başlardı.
Unutmadan tavuklar pek marifetli hayvanlardır.
Ya sabah, ya da akşam mutlaka yumurtlarlardı.
Yani günü boşa geçirmez illa üretim yaparlardı.
Yumurtladıklarını duyurmak için de üç beş dakika gıdaklarlardı.
Hatta “Gıt gıt gıdaak, yumurtam sıcaak” diye tekerlememiz bile vardı bizim.
Hey gidi günler hey…
Bu arada, hemen belirteyim ki, horozların ötme vakti tam güneş doğuşuna denk gelir.
Olur da geceleri veya öğlen vakti öten olursa, o horoz illa ki kesilir akşama da yahni olurdu.
Haa yumurtlamayıp beleş yem yiyen tavukları da aynı son beklerdi…
Şimdi geçmişi bırakıp gelelim bugüne.
Efendim, CHP’nin pek mahir il başkanı İsmet Karaca’yı şu sıralar bir telaş almış.
Vay efendim AK Partili Osmangazi ve Yıldırım Belediyeleri yaptıkları işleri tanıtmak için neden bütçe harcıyorlarmış.
Yahu adamlar icraat yapmış, yaptıkları işleri de kamuoyuna anlatmak için medyalara bir miktar tanıtım bütçesi kullanmışlar.
Bunda ne var ki?
Ne yani, CHP’li Beldiye Başkanların yönettiği İstanbul, Ankara, İzmir’de durum çok mu farklı?
Veya Nilüfer, Mudanya ve Gemlik Belediyeleri ne yapıyor, nasıl ediyor bu işi?
Kaldı ki, medyalar da aldıkları bütçe ile genel giderlerini karşılıyorlar.
Bunun kâğıdı, kalemi, kamerası, kirası, elektriği, suyu var.
Var oğlu var.
Sonra, emekleri ile çalışanlar var o medyalarda.
Kimi haber, kimi köşe yazıyor.
Haberden habere koşarken telef oluyor o emekçiler.
Medya olacak ki, toplum haber alacak.
Bu işin başka bir yolu varsa anlatıverin sevabına bizde öğrenelim.
Sel oldu, yangın oldu, uçak düştü koştur.
Bursa’ya Genel Başkan, Genel Başkan Yardımcısı, Milletvekili, Bakan geldi yine koştur.
Koştur babam, koştur ama bunları da cebinden yap.
Tabii canım, medya değiliz, Hilal’i Ahmer Cemiyeti’yiz biz.
“Aman geç kalmayın bizi mahcup etmeyin” derken iyi ama?
Sahi nasıl olacak?
O bütçeler olmazsa, bu işlerin nasıl döneceğini anlatıverin sevabına da, bizde öğrenelim be İsmet Başkan.
Şimdi sırayla soralım.
CHP’li Mudanya Belediyesi, danışmanının başkanlığını yaptığı derneğin yemek paralarını belediye bütçesinden neden ödedi?
Yetmeyip her ay Mudanya üzerinde drone uçurup neden fatura ödedi?
Bugün 5 bin liraya drone almak mümkünken, her ay 8-10 bin lirayı niye verdi?
“Mudanya’nın paraları havaya savurulmuş” mu diyeceğiz şimdi.
Dahası da var İsmet Başkan.
Düzenlenen bir bisiklet etkinliği için bin kişilik kumanya parası ödemişler bütçeden.
Heyhaaat, yahu o etkinlikte saymaca 100 bisikletçi yoktu be.
900 kumanya nereye gitti deyiver bana İsmet Başkanım.
Bak daha Nilüfer ve Gemlik’e hiç gelmedim.
Madem başladınız, sevabına Mudanya, Gemlik ve Nilüfer’in de tanıtım bütçelerini siz açıklasınız sevabına da bizde öğrensek.
Ama merak etmeyin illa ki öğreniriz.
Bak şimdi birden aklıma geliverdi.
Bir ara, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li belediyelere yazılı talimat vermişti.
O talimatta, bazı medyaların isimlerini yazıp illa da bayram kutlama ilanı verin demişti.
CHP’li belediyeler, o medyalara ne kadar bütçe harcadı söyleseniz de cahil kalmasak.
***
Daha fazla söze gerek yok.
Özete gelelim.
Tüm kurumlar tanıtım yapmak zorundadır.
Tabii ölçüsünde olmak koşuluyla.
Yazımızı Henry Ford’un “Reklam bütçesini durdurarak, paradan tasarruf etmek isteyen biri, saati durdurarak zamandan tasarruf etmek isteyen biri gibidir.” Sözü ile kapatalım.
Sefa Yılmaz açıklama yaptı. O veya İsmet Karaca basına herhangi bir açıklama yapmış değil. Osmangazi belediye Meclisi denetleme komisyonu raporundan alınan veriler onlar, yayınlanmış. Kaynağı Sefa değil. Yıldırım'ın ve Mudanya'nın verileri de sızdı bir şeklide basına... Haydi Osmangazi'nin az da olsa tutar yanı var da, Yıldırım'dakini de Sefa Yılmaz'a yıkıyorsun... Neye dayanarak? Mudanya'daki harcamalar da sızdı, yarısını yazmışsın... Yıldırım ve Osmangazi sızıntısını eleştiriyorsan, Mudanya'yı sızdıranları da eleştirmen icap etmez mi? Bu işle Sefa Yılmaz'ın İsmet Karaca'nın alakası ne olabilir? 2)Mudanya'yı yazman iyi olmuş. Habercilik budur.. Kutlarım... Ama Osmangazi ve Yıldırım'ı yazmazsan, haberci-yazar-çizer-gazeteci değil tek görevi CHP'ye CHPlilere saldırmak olan bir medya tetikçisi olduğunu ilan etmiş olursun... 3)İbrahim Çoban'ın müstear ismi olduğun anlaşılıyor. Üslup aynı.. Eyyyy İbrahim Çoban... Herkes şapşal, sen akıllı?! Öyle mi?