Nagehan Alçı’nın Habertürk’te yayınlanan yazısı eğitim camiasında büyük tepkilere yol açtı. Sosyal medyadan tepkilerini dile getiren öğretmenler Nagehan Alçı'dan özür dilemesini istediler. Peki ama nagehan alçı ne demişti?
Nagehan Alçı’nın yayınlanan yazısında:
“Ocak’ın 11’ine geldik ve neredeyse hiç konuşmadığımız ama konuştuğumuz diğer birçok şeyden çok daha önemli bir meselemiz var: Kapalı olan okullarımız.
Türkiye, okullarını en uzun süre kapalı tutan ülkeler listesinde en yukarılarda. Pandemi başladığından yani Mart 2020’den beri -aradaki kısa bir süre belli sınıflar için uygulanan haftada 2 gün modelini saymazsak- milyonlarca öğrenci okula gidemiyor.
Çocuklar neredeyse okula gitme alışkanlığını kaybetmek üzereler.
Ocak’ın ortasına geldik bile sevgili okurlar, 10 aydan bahsediyorum, Mart'ta bir sene olacak!
Okula gidemeyen çocuklar her gün sokaklarda, mağazalarda! Hafta sonu kısıtı bittikten sonra pazartesi sabahtan itibaren her yer hınca hınç doluyor. Biz büyükler çocuklarımızı dip dibe dükkanlara sokuyoruz ama öğretmenler gözetiminde okulları riskli buluyoruz…
Peki dünya ne yapıyor? Bunu konuşuyor muyuz? Buna bakıyor muyuz? Okullar her yerde mi bu kadar uzun süredir kapalı?
Hayır. Kesinlikle değil.
Avrupa’da okulları kapatmamak için büyük bir direnç var. Diyerek sözlerini sürdüren Nagehan Alçı Avrupa ülkelerindeki eğitim örneklerini dile getirdi.”
Nagehan Alçı sözlerine şöyle devam etti;
Halbuki bu iş adım adım organize edilip ilan edilse, olası bir artışla da yine kademe kademe kapansa çok daha doğru değil mi?
Üniversite ve liseleri bir kenara koyuyorum. Hadi ortaokullular da idare eder diyelim ama ilkokul çocuklarının bu kadar uzun süre yüz yüze eğitimden mahrum kalmasının telafi edilemez zararları var.
Bu gidişle bir kuşağı kaybedebiliriz. Covid için risk grubu içinde bile olmayan gelecek nesilleri eve kapayarak ne kadar büyük bir risk aldığımızın farkında mıyız? Yaşlılarımızı riske atmamak için çocuklarımızı riske atıyoruz! Halbuki yaşlılarımızı çocuklarımızı riske atmadan korumanın yollarını arayabiliriz…
Her yer açıkken çocukları okula değil, markete götürebilmek sizin içinizi acıtmıyor mu?
ÖĞRETMENLER RAHATA ALIŞTI...
Öğretmenler olduğu yerden uzaktan eğitime devam ediyor. Onlar da farkında uzaktan eğitimin neredeyse hiçbir geri dönüşünün olmadığının. Ne sınav var, ne sağlıklı bir kontrol.
Hele Anadolu’da, köylerdeki durumu unutun!
Ama öğretmenler de öğrenciler de okulsuzluğa, rahata alıştı sanki…
Hakikaten isyan ediyorum! Okulları açmaya ne zaman öncelik vereceğiz?
(Bana karşı çıkacak olanlara yarın uluslararası kuruluşların bu konudaki çağrılarını anlatacağım…)” demişti.
Nagehan Alçı’nın dün Habertürk’te yayınlanan programındaki “Öğretmenler de öğrenciler de okulsuzluğa, rahata alıştı sanki” sözleri sosyal medyanın gündemine oturdu. Sosyal medya üzerinden tepki gösteren öğretmenler:“Pandemi sürecinde en çok yıpranan meslek sağlık sektöründe çalışan arkadaşlarımız oldu, ikinci yıprananda biz öğretmenler olduk. Psikolojik anlamda çok fazla baskı görüyoruz. Pandemi bizim seçimimiz değil. Bizde verilen kurallara uyuyoruz. Bizler hem öğretmen ve hem ebeveyniz sıkıntıları birçok kişiden daha fazla yaşıyoruz. Her meslekte işini başarıyla sürdüren veya işini savsaklayan vardır. Ama işini hakkıyla yapan büyük bir eğitim camiasının tembellikle suçlanmasını doğru bulmuyoruz.” Dedi. Pandemi sürecinde yüz yüze eğitim dönemine göre çok daha fazla efor sarf ettiğini ve bu süreçte mesleki anlamda çok yıpratıldıklarını ifade ettiler. Bilinçli, bilinçsiz birçok sözlü saldırıya maruz kaldıklarını bu sürecin biran önce bitmesini kendilerinin de istediklerini dile getirdiler. Öğretmenlerin mesleki anlamda yıpratılmasından ziyade eğitimdeki sorunların ve eğitimdeki gelişmelerin gündeme gelerek toplumun bilinçlenmesine katkı sunulmasının daha doğru olacağını vurgulayarak, Nagehan Alçı’nın bir özür borcu olduğunu ifade ettiler.
Nagehan Alçı’nın yayınlanan yazısında:
“Ocak’ın 11’ine geldik ve neredeyse hiç konuşmadığımız ama konuştuğumuz diğer birçok şeyden çok daha önemli bir meselemiz var: Kapalı olan okullarımız.
Türkiye, okullarını en uzun süre kapalı tutan ülkeler listesinde en yukarılarda. Pandemi başladığından yani Mart 2020’den beri -aradaki kısa bir süre belli sınıflar için uygulanan haftada 2 gün modelini saymazsak- milyonlarca öğrenci okula gidemiyor.
Çocuklar neredeyse okula gitme alışkanlığını kaybetmek üzereler.
Ocak’ın ortasına geldik bile sevgili okurlar, 10 aydan bahsediyorum, Mart'ta bir sene olacak!
Okula gidemeyen çocuklar her gün sokaklarda, mağazalarda! Hafta sonu kısıtı bittikten sonra pazartesi sabahtan itibaren her yer hınca hınç doluyor. Biz büyükler çocuklarımızı dip dibe dükkanlara sokuyoruz ama öğretmenler gözetiminde okulları riskli buluyoruz…
Peki dünya ne yapıyor? Bunu konuşuyor muyuz? Buna bakıyor muyuz? Okullar her yerde mi bu kadar uzun süredir kapalı?
Hayır. Kesinlikle değil.
Avrupa’da okulları kapatmamak için büyük bir direnç var. Diyerek sözlerini sürdüren Nagehan Alçı Avrupa ülkelerindeki eğitim örneklerini dile getirdi.”
Nagehan Alçı sözlerine şöyle devam etti;
Halbuki bu iş adım adım organize edilip ilan edilse, olası bir artışla da yine kademe kademe kapansa çok daha doğru değil mi?
Üniversite ve liseleri bir kenara koyuyorum. Hadi ortaokullular da idare eder diyelim ama ilkokul çocuklarının bu kadar uzun süre yüz yüze eğitimden mahrum kalmasının telafi edilemez zararları var.
Bu gidişle bir kuşağı kaybedebiliriz. Covid için risk grubu içinde bile olmayan gelecek nesilleri eve kapayarak ne kadar büyük bir risk aldığımızın farkında mıyız? Yaşlılarımızı riske atmamak için çocuklarımızı riske atıyoruz! Halbuki yaşlılarımızı çocuklarımızı riske atmadan korumanın yollarını arayabiliriz…
Her yer açıkken çocukları okula değil, markete götürebilmek sizin içinizi acıtmıyor mu?
ÖĞRETMENLER RAHATA ALIŞTI...
Öğretmenler olduğu yerden uzaktan eğitime devam ediyor. Onlar da farkında uzaktan eğitimin neredeyse hiçbir geri dönüşünün olmadığının. Ne sınav var, ne sağlıklı bir kontrol.
Hele Anadolu’da, köylerdeki durumu unutun!
Ama öğretmenler de öğrenciler de okulsuzluğa, rahata alıştı sanki…
Hakikaten isyan ediyorum! Okulları açmaya ne zaman öncelik vereceğiz?
(Bana karşı çıkacak olanlara yarın uluslararası kuruluşların bu konudaki çağrılarını anlatacağım…)” demişti.
Nagehan Alçı’nın dün Habertürk’te yayınlanan programındaki “Öğretmenler de öğrenciler de okulsuzluğa, rahata alıştı sanki” sözleri sosyal medyanın gündemine oturdu. Sosyal medya üzerinden tepki gösteren öğretmenler:“Pandemi sürecinde en çok yıpranan meslek sağlık sektöründe çalışan arkadaşlarımız oldu, ikinci yıprananda biz öğretmenler olduk. Psikolojik anlamda çok fazla baskı görüyoruz. Pandemi bizim seçimimiz değil. Bizde verilen kurallara uyuyoruz. Bizler hem öğretmen ve hem ebeveyniz sıkıntıları birçok kişiden daha fazla yaşıyoruz. Her meslekte işini başarıyla sürdüren veya işini savsaklayan vardır. Ama işini hakkıyla yapan büyük bir eğitim camiasının tembellikle suçlanmasını doğru bulmuyoruz.” Dedi. Pandemi sürecinde yüz yüze eğitim dönemine göre çok daha fazla efor sarf ettiğini ve bu süreçte mesleki anlamda çok yıpratıldıklarını ifade ettiler. Bilinçli, bilinçsiz birçok sözlü saldırıya maruz kaldıklarını bu sürecin biran önce bitmesini kendilerinin de istediklerini dile getirdiler. Öğretmenlerin mesleki anlamda yıpratılmasından ziyade eğitimdeki sorunların ve eğitimdeki gelişmelerin gündeme gelerek toplumun bilinçlenmesine katkı sunulmasının daha doğru olacağını vurgulayarak, Nagehan Alçı’nın bir özür borcu olduğunu ifade ettiler.