Müzelerin envanterine kayıtlı binlerce eserin bakım ve onarımı, bilimsel kriterlere uygun olarak 2014 yılında açılan Bursa Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarında yapılıyor.Teknik cihazlarla detaylı görüntülenen eserler, kimi zaman mikroskop altında birleştiriliyor. Bazı eserlerin onarımında, doktorların ameliyatlarda kullandığı "bistüri" ile tekstil parçaları ya da ipliklerinin ayrılmasında diş hekimlerinin kullandığı aletlerden yararlanılıyor.
"Bursa ve civarındaki iller, önemli tarihsel birikimi, arka planı, arkeolojik birikimi olan iller. Dolayısıyla yoğun bir laboratuvar faaliyetimiz var. Sadece laboratuvarda değil sorumluluk alanımızdaki illerde de bire bir yerinde uygulamalar yaptığımız durumlar oluyor. Aynı zamanda bağlı müzelerin periyodik kontrolleri yılda iki defa yapılıyor. Burada tespit edilen eserler Genel Müdürlüğümüzün onayı ile laboratuvara getiriliyor ve eserlerin işlemleri burada uzman arkadaşlar tarafından yürütülüyor. İznik ve Kütahya'daki gibi antik yerleşim yerleri müzelerimize önemli eser sağlıyor. Buralarda yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen eserlerin müzede sergilenme aşamasına kadarki bütün süreçleri laboratuvarımızdan geçiyor. Laboratuvar müdürlüğü olarak burası açıldığından beri uzman arkadaşlarımız binlerce eserin restorasyon ve konservasyonunu yaptı."
"Eserlere bir doktor hassasiyetinde neşter vuruyorlar"
Bursa Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürü Dr. Hüseyin Gürsel Bilmiş, restoratör-konservatör ve kimyagerlerden oluşan 11 kişilik ekiple 8 yılda 8 bine yakın eserin çalışmalarının tamamlandığını söyledi.Sorumluluk alanlarında 5 il, 15 müze ve 3 ören yeri bulunduğunu ifade eden Bilmiş, "Balıkesir, Bilecik, Kütahya, Yalova ve Bursa'daki müzelerin envanterindeki eserlerin koruma ve onarımlarının yani restorasyon ve konservasyonlarının yapıldığı bir bölge laboratuvarı burası." dedi.Bilmiş, tarihi bir eserin laboratuvara getirildiğinde ilk olarak belgelemesinin yapıldığını belirterek, "Belgelemeden sonra eserin üzerinde analiz yapılıyor. Daha sonra eserin durumunun ortaya çıkması için bir teşhis ortaya konuyor ve bunun neticesinde bir tedavi uygulanıyor. Buradaki uzman arkadaşlarımız eserin kendi durumu ne ise ona göre bir yöntem uyguluyor. Her biri kendi alanında Türkiye'nin sayılı uzmanlarından. Dolayısıyla bu eserlere bir doktor hassasiyetinde neşter vuruyorlar diyebiliriz." diye konuştu."İznik ve Kütahya'daki antik kentler müzelerimize önemli eser sağlıyor"
Sorumluluk alanındaki illerin önemli ve tarihsel birikimi olan kentler olduğuna değinen Bilmiş, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Bursa ve civarındaki iller, önemli tarihsel birikimi, arka planı, arkeolojik birikimi olan iller. Dolayısıyla yoğun bir laboratuvar faaliyetimiz var. Sadece laboratuvarda değil sorumluluk alanımızdaki illerde de bire bir yerinde uygulamalar yaptığımız durumlar oluyor. Aynı zamanda bağlı müzelerin periyodik kontrolleri yılda iki defa yapılıyor. Burada tespit edilen eserler Genel Müdürlüğümüzün onayı ile laboratuvara getiriliyor ve eserlerin işlemleri burada uzman arkadaşlar tarafından yürütülüyor. İznik ve Kütahya'daki gibi antik yerleşim yerleri müzelerimize önemli eser sağlıyor. Buralarda yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen eserlerin müzede sergilenme aşamasına kadarki bütün süreçleri laboratuvarımızdan geçiyor. Laboratuvar müdürlüğü olarak burası açıldığından beri uzman arkadaşlarımız binlerce eserin restorasyon ve konservasyonunu yaptı."