26 Ağustos Büyük Taaruz ve öncesi son hazırlıklar
Türk Ordusu Sakarya Meydan Muharebesi'ni kazanmış olsa da Yunan ordularını savaşa zorlayarak yok edecek bir durumda değildi. Türk ordusunun bir taarruza girişmesi için büyük eksikleri vardı. Bunların giderilmesi için halktan son bir kez özveride bulunması istendi. Bütün mali kaynaklar son sınıra kadar zorlandı ve hemen hazırlıklara başlandı;subaylar ve askerler taarruz için eğitilmeye başlandı. Ülkenin tüm kaynakları ordunun emrine verildi. Muharebelerin fiilen sona erdiği Doğu ve Güney cephesindeki birlikler de Batı cephesine kaydırıldı. Öte yandan İstanbul'da da Türk kurtuluş mücadelesine destek veren dernekler İtilaf Devletleri'nin silah depolarından kaçırdıkları silahları Ankara'ya gönderdiler. Türk ordusu ilk kez taarruza geçecekti ve bu yüzden sayıca Yunan birliklerinden üstün olmak zorundaydı. Anadolu'da bu dönemde 200.000 Yunan askeri vardı. Türk ordusu da bir yıllık hazırlık sonucunda ordudaki asker sayısını 186.000'e yükselterek Yunan birliklerine yaklaştı. Ancak Türk ordusu tüm bu çabalara rağmen süvari birlikleri dışında Yunan birliklerine bir üstünlük sağlayamamış, ancak bir denge kurulabilmişti.1922 yılının Haziran ayı ortalarında, Başkomutan Müşir Gazi Mustafa Kemal Paşa, taarruza geçme kararını aldı.
Büyük Taarruz ve bu taarruzu taçlandıran Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Türk Kurtuluş Savaşı'nın son safhasını ve zirvesini teşkil etti. Mustafa Kemal Paşa, 3 yıl 4 aylık süreçte Türk milletini ve ordusunu adım adım hedefe taşıdı.
Büyük Taarruz burada başlayarak, topçuların sabah saat 04.30'da taciz ateşi ile başlayan harekât, saat 05.00'te önemli noktalara yoğun topçu ateşi ile devam etti. Türk piyadeleri, sabah 06.00'da Tınaztepe'ye hücum mesafesine yaklaşarak tel örgüleri aşıp Yunan askerini süngü hücumu ile temizledikten sonra Tınaztepe'yi ele geçirdi. Bundan sonra saat 09.00’da Belentepe, daha sonra Kalecik - Sivrisi ele geçirildi. Taarruzun birinci günü, sıklet merkezindeki 1. Ordu Birlikleri, Büyük Kaleciktepe'den Çiğiltepe'ye kadar 15 kilometrelik bir bölgede düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçirdi. 5. Süvari Kolordusu düşman gerilerindeki ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulunarak, 2. Ordu da cephede tespit görevini aksatmadan sürdürdü.27 Ağustos Pazar sabahı gün ağarırken Türk ordusu bütün cephelerde yeniden taarruza geçti. Bu taarruzlar çoğunlukla süngü hücumlarıyla ve insanüstü çabalarla gerçekleştirildi. Aynı gün Türk birlikleri Afyonkarahisar'ı geri aldı. Başkomutanlık Karargâhı ile Batı Cephesi Komutanlığı Karargâhı Afyonkarahisar'a taşındı.28 Ağustos Pazartesi ve 29 Ağustos Salı günleri başarılı geçen taarruz harekâtı, 5. Yunan Tümeni'nin çevrilmesi ile sonuçlandı. 29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete geçerek muharebenin sür'atle sonuçlandırılmasını gerekli buldular. Düşmanın çekilme yollarının kesilmesi ve düşmanı çarpışmaya zorlayarak tamamen teslim olmalarını sağlama yolunda karar aldılar ve karar süratli ve düzenli bir şekilde uygulandı. 30 Ağustos 1922 Çarşamba günü taarruz harekâtı, Türk ordusunun kesin zaferi ile sonuçlandı. Büyük Taarruz'un son safhası Türk askerî tarihine Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak geçti.
CEPHEYE GİDEN 64 KİŞİDEN İKİSİ GERİ DÖNEBİLMİŞ
Malatya'nın Kadiruşağı köyünün eli silah tutan 64 erkeği Birinci Dünya Savaşı'na katılıp geriye sadece 2 kişi dönmüş. Köyde yetişkin erkek kalmadığı için 15 yıl boyunca çocuk doğmamış. Köyün kadınları geçim sıkıntısıyla mücadele etmiş.
MEÇHUL ASKER
Meçhul asker cepheye gidip bu vatan uğranı canını vermiş binlerce genç kahramandan biri. 24 Nisan 1915'te Anzak askerlerinin Anafartalar bölgesine çıkarma yaptığı sırada bir Anzak askeri kendi bulunduğu bölgede şehit olan Mehmetçik'in başını kesip Avustralya'ya götürür. "Kafatasını mumya yapıp yıllarca saklamış. Arkadaşlarına da 'Ben bir Türk'ü öldürdüm' diye göstermiş. Yıllar sonra yaşlandığında bu durumdan nedamet duymuş. Bu Anzak askerinin çocukları 2003'te kafatasını alıp Türkiye'nin Melbourne Başkonsolosluğu'na götürüp yetkililere teslim etmiş. Kafatası, aynı yılın 18 Mart'ında Türkiye'ye getirilerek resmi törenle meçhul asker mezarına defnedildi."
10 Mart 2003 tarihinde Türkiye'nin Avusturya büyükelçiliğine teslim edilen meçhul bir şehit Türk askerinin başını elçilik yetkilileri Türkiye’ye gönderdiler Bedeni Anafartalar Aruburnu bölgesinde yatan askerin başı 18 mart 2003 tarihinde dini ve resmi törenle bugünkü Çanakkale Şehitler mezarlığı kabirler bölümünde yer alan şehit kabrine defnedilmiştir.Gelibolu'da telef olan katırların ad ve numaralarını dahi kayıt altına alan Avustralya kesik başı Avustralya'ya götüren kişiyi açıklamamıştır. Adli tıbbın “caucasian” yani beyaz ırktan olarak nitelendirdiği bu başı Türk yetkililer Kafkasya'lı olarak kabul ettiler ve Devlet töreniyle Tükiye'ye geri getirilmesine izin vermişlerdir.