Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Hürriyet yazarı Fatih Çekirge'nin sorularını yanıtladı.Çekirge'nin 'Telafi eğitimi ne zaman başlayacak' sorusuna Selçuk, ''Bunun kararı kabine toplantısı ve sayın Cumhurbaşkanımızın takdiriyle bu hafta başı netleşecek. Tabii Sağlık Bakanlığı’nın ve diğer ilgili bakanlıkların görüşleri de var. Tek başımıza alacağımız bir karar değil. Biz telafi eğitiminin haziran ayı başında başlamasını ve yüz yüze olmasını istiyoruz. Çünkü burada çocukların akademik eğitimlerinin telafisinden çok, onların psikolojik ve fiziksel telafileri bizim için önemli. Akranlarıyla oynamayan, evlere kapanan çocukları özgüvenleri açısından ruhsal olarak geliştirmeliyiz. Bu da yüz yüze olur'' dedi.
“Her mahalleye bir meslek okulu açmamıza imkân yok. O nedenle ben de 25 bin muhtara bir mektup yazdım. Dedim ki, bulunduğunuz yerde hangi üretimin eğitimini almak isteyen varsa bize bildirin. Böylece oralara öğretmenler gönderdik. Eğitiyorlar, üretiyorlar ve satışa kadar olan süreci tamamlıyorlar. Bu şekilde arıcılık eğitimi alan bir aile bana aynen şöyle dedi: “Ne kadar mutluyuz. Arıcılık gibi bir mucizeyi öğrendik. Şimdi köyümüze dönüyoruz.”
Milli Eğitim Bakanlığı olarak öncelikli çalışmaları arasında depreme dayanıklı okul konusunun olduğunu belirten Selçuk, "Deprem konusu. Geceleri uykularımı kaçırır. Depreme dayanıklı okullar için büyük bir çalışma içindeyiz. Şu ana kadar 1350 okul yıkıldı. Örneğin İzmir’de depreme dayanıklı olmadığı için 52 okulu yıktık. Biz yıktıktan 1 ay sonra İzmir’de deprem oldu. Düşünün artık'' ifadelerini kullandı.
'Okulları Eylül ayında açmayı planlıyoruz'
Okulların ne zaman açılacağı ile ilgili soruya ise Bakan Selçuk ''İklim koşulları açısından okulların ağustos ayında açılması bize göre doğru değil. O nedenle okulları sonbaharda (eylül gibi) açmayı planlıyoruz'' yanıtını verdi.25 bin muhtara mektup
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, bakanlık bünyesinde yaptıkları çalışmalardan da bahsetti, muhtarlarla beraber yürüttükleri eğitimi anlattı:“Her mahalleye bir meslek okulu açmamıza imkân yok. O nedenle ben de 25 bin muhtara bir mektup yazdım. Dedim ki, bulunduğunuz yerde hangi üretimin eğitimini almak isteyen varsa bize bildirin. Böylece oralara öğretmenler gönderdik. Eğitiyorlar, üretiyorlar ve satışa kadar olan süreci tamamlıyorlar. Bu şekilde arıcılık eğitimi alan bir aile bana aynen şöyle dedi: “Ne kadar mutluyuz. Arıcılık gibi bir mucizeyi öğrendik. Şimdi köyümüze dönüyoruz.”