(ÖZEL) Türkiye İnegöl gibi olmalı!

TAKİP ET

Her yıl dış ticaret fazlası veren, Türkiye'nin ilçe OSB'sine sahip olan ve halen 3 tane OSB'sinin yanı sıra Türkiye'nin mobilya başkenti olan İnegöl, Türkiye'ye örnek olmaya devam ediyor. Ülkemizin 19 ilinden daha kalabalık nüfusa sahip İnegöl, hızla gelişmeye devam ediyor.

Güçlü ekonomisi, örnek kentleşmesi ile gıpta edilen ama çoğu zaman özellikle bazı siyasetçiler tarafından bir takım manipülasyonlara da maruz bırakılan, İnegöl’ü ilçenin tüm kesimler tarafından sevilen Belediye Başkanı Alper Taban ile konuştuk.

Başkan Taban, Paris İklim Anlaşması’nın imzalandığı bugünlerde maksatlı eleştirilere en güzel cevabı çevre yatırımları ile veriyor. Geçtiğimiz yıl hava kalitesini anlık olarak ölçmek amacıyla ilçede 8 farklı noktaya kurulan hava kalitesi ölçüm istasyonları İnegöl Belediyesi internet sitesi üzerinden anlık olarak takip ediliyor. Şehrin hava kalitesinin arttırılması için büyük özveri sarf eden Başkan Taban, çeşitli çevreler tarafından iddia edilen kanser vakaları ile ilgili yaptırdığı araştırmanın dikkat çekici sonuçlarını Detay Haberler okuyucuları için paylaştı. 

Ülkemizde belediyelerin bütçelerinin yüzde 30’unun yatırıma dönüştürülmesi başarı olarak kabul edilirken, Alper Taban öncülüğündeki İnegöl Belediyesi, yüzde 57’lik yatırım bütçesi ile ülkenin liderliği göğüsledi. Bu başarı, ne kadar bütçe ile gerçekleştirdi?

Yıllardır devam eden İnegöl’ün il olup olmayacağı tartışmalarını da sorduk Başkan Taban’a. Başkan bu konuya nasıl bakıyor? Bakanlığa sunulan İnegöl ile benzer özelliklere sahip ilçelerin sıralandığı rapor neyi işaret ediyor?
Tüm bu soruların cevabı Duygu Doğan’ın röportajında.



Sayın Başkan öncelikle günde kaç saat çalışıyorsunuz?
Siyasetin içinde olan insanlar muhtemelen uyku dışında her vaktini çalışma saati olarak geçirir. Ben ama 6 saat uykuyu korumaya çalışıyorum. Onun dışında günün minimum16-18 saatini çalışarak geçiriyorum.


Hobileriniz var mı?
Açıkçası muhafaza etmeye çalıştığım ilk şey ailemdir. Eşime, çocuklarıma vakit ayırmak için çaba harcıyorum. Sağlıklı bir aile yapısında en azından hafta sonunu değerlendirirsiniz. Biz ise maalesef sadece saatleri değerlendiriyoruz. Mesela akşamüstü bir saatim müsaitse, o vakti ailemle birlikte aynı sofrada geçirmeyi kural haline getirmeye çalışıyorum. Bunu haftada birkaç kez yapabiliyorum. Bu arada yemek konusunda pazarları eşime yardımcı olmaya çalışırım. İddialı olduğum bir yemek yok ama yerken iddialıyım. (Gülüşüyoruz)





İnegöl bisikletin spor dışında ulaşım için de sıklıkla kullanıldığı bir araç. Günlük hayatınızda bisiklet kullanıyor musunuz? Bisiklet ve diğer doğa sporları için projeleriniz var mı?
İnegöl’de yaşayan herkes gibi bisiklet kullanmayı biliyorum ama açıkçası kullanmaya zaman bulamıyorum. İnegöl’de bisiklet yollarımızı, güvenli ağlarımızı oluşturma gayreti içindeyiz. Şu ana kadar 3 kilometrelik bir ağı aktive ettik, önümüzde planladığımız 106 kilometrelik bir proje var. Bunun için trafik master planını bekliyoruz. Bu şehirde işçisi, öğrencisi, kadını erkeği herkesin bisiklet kullanabileceği arazi var. Burada hedefimiz hem geleceğe yönelik toplu ulaşımla ilgili insanlara sunduğumuz imkânları teşvik edici hale getirmek, hem de bisiklet ve yaya kullanımını yaygınlaştırmak. Bununla ilgili olarak bisiklet yollarının, toplu ulaşım ağlarının master plana işlenmesi çalışmamamız var. Biz her şeyi kural ve standartlara göre yapmak istiyoruz.

İnegöl’de 1940’lı yıllarda bisiklet ehliyeti verilmiş. Bu kıymetli durum kent müzemizde de sergileniyor. Coğrafyamız buna müsait olduğu için vatandaşlarımız çalıştığı yer eğer yakınsa işe bisiklet ile gider gelir. İnegöl’de bisiklet günlük ulaşımda müstesna bir yere sahiptir. Bunun dışında spor ve hayata hareket katmak maksatlı da bisiklet kullananları görüyoruz. Ben bunu daha da arttırmak istiyorum. Çünkü sağlıklı yaşam için hareket lazım. İnsanlarımız hareket etmeyi hayatın merkezine yerleştirmelerini istiyorum.

Doğa ile ilgili de yeni çekim merkezleri, insanların hoşça vakit geçirebileceği, spor yapabileceği, adrenalin sporları da yapabileceği mekânları oluşturmayı arzu ediyoruz. Geçmişte adımları atılmış doğa sporları merkezimiz, kısa adıyla DOSTUM’da bu yıl da yatırımlarımıza devam edeceğiz. Başladığımız günden bugüne yaptığımız iyileştirmelerle orada yaptığımız makro plana erişmek istiyoruz. Bu yıl da ihale hazırlığındayız. Yaptığımız konaklama noktalarını bu yıl özellikle pandemi sonrasındaki tercihleri de göz önünde bulundurarak yedi adet aile tipi, küçük konaklama evleri yapıyoruz. Bu konuda Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin de desteği var. Alanda büyük düzenlemeler yaptık. Güzel bir kafeterya restoran alanı oluşturarak misafirlerimizi daha nitelikli daha kaliteli ağırlamak istiyoruz. Sporcularımızı orada konaklatabiliyoruz. Kampçılık, trekking (dağ yürüyüşü), tırmanış, dağcılık, oltacılık gibi pek çok branşımız var.

Geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı ile bölgeye balıklar saldık. Saldığımız balıkların üreme ve çoğalmasının ardından av mevsimi ile birlikte av imkânını oluşturmak istiyoruz. Su sporları ile ilgili fikirlerimiz var. Gençlerimiz maket uçaklarını uçurabilsin diye onlara mini bir pist alanı oluşturduk. Paramotor uçuşları bölgeden yapılabiliyor. Yamaç paraşütü sporunu ilgili noktalarda gerçekleştirebiliyorlar. Bunun yanında coğrafyamız doğal güzellikleriyle ortaya çıkıyor. Yeşiliyle güzellikleriyle ön plana çıkan pekçok noktamız var. Bunlardan biri Boğazova. Boğazova bölgesinde şu an bir plan çalışmamız var. İlk etapta çalışmamıza Şehir Plancıları Odası tarafından itiraz edilmişti. Dolayısıyla o itirazla ilgili maddeyi revize ettik ve bu şekilde bakanlığa sunduk. Şu an da orada bir plan yapabilirsek alanda turizm imkânları oluşacak ve bölge daha kontrollü ve doğal güzellikten istifade edilecek imkana kavuşuşacak.

Kurşunlu’da bir termal su bulunmuştu. O alanda da özel sektör yatırımcılarıyla beraber sağlık turizmini gerçekleştirme gibi büyük bir hayalimiz var. Bugün bu tohumları atarsak yarın hayalimiz mümkün görünüyor. Sağlık alanı da pandemi ile beraber ne kadar kıymetli bir sektör olduğunu ortaya koydu. Biz de bu alanda kaplıca, termal, doğal güzelliklerimizle turizmini birleştirmek istiyoruz. Böylece insanlarımız buradan güzel bir sağlık hizmeti alacaklar.





“HEDEFİMİM EN İYİSİNİ YAPMAK”

2005 yılında İnegöl AK Parti ilçe yönetim kurulu üyesi oldunuz. O zamandan beri AK Parti’de aktif olarak siyaset içerisindesiniz.  Siyaset Bilimi ve Kamu yönetimi üzerine yüksek lisans yaptınız. Peki, neden siyaset yapıyorsunuz? Siyasetin içinde olma fikriniz nasıl ortaya çıktı?

Hedefleyerek geldiğim bir süreç değil. Keşke hedefleyerek gelseydim. Çünkü o zaman daha da hazırlıklı ve donanımlı gelme imkânına sahip olabilirdim. Aldığım görevlerin hakkını verebilmek için, kendi merkezime gelişimi koydum. Çünkü şehre ve insanlara hizmet ederken, ortaya süre koymaya hakkım olmadığı inancındayım. Dolayısıyla kendimizi geliştirmek adına çabamızı ortaya koymaya devam edeceğiz. Bir taraftan da yapılması gereken tüm işlemleri yerine getirmeye çalışacağız. 2005 yılında o günkü aktörler tarafından bu göreve davet edildim. Bunu değerlendirdikten sonra da sürece dâhil oldum. Bu süreç bizi buraya kadar getirdi. Belediye başkanı olduğum için söylemiyorum. Bugüne kadar yaptıklarımdan hiç pişmanlık duymadım. Aksine gerçekten insanların yaşadığı şehre, doğduğu topraklara ya da kazanç sağladığı bölgeye karşı bir takım fayda üretebilmesi veya oraya katkı koyduğunu görmesi insanı mutlu ediyor. Siyaset de bir araç. Ama insan sadece siyasetle faydalı olmaz şehrine. Ben siyaset kanalını hizmet etme aracı olarak görüyorum. Sonucunda vatandaşlarımıza milletimize katkı sunabilmek, şehrin beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamak, bununla beraber şehri en kıymetli şehir haline getirmek, refahın arttığını görebilmek ve en medeni şehir diyebileceğimiz bir şehir kurgusu oluşturabilmek bana heyecan veriyor. Bu da siyasetin içinde motive edici bir unsudur. Anlattığım çerçeve içerisinde ilerliyorum.


Siyasetteki hedefiniz nedir?

Hedefim yaptığım işin en iyisini yapmak. “En iyi belediyecilik faaliyetini yerine getiren İnegöl belediyesidir ve İnegöl Belediyesi’nin hedefidir” Böyle bir iddiamız, böyle bir hedefimiz, hayalimiz, her şeyden önce heyecanımız var. Bunu çok net söyleyebilirim. Eğer bu heyecan yoksa görevlerini bırakması gereken kişiler bir an önce bırakmalıdır.



Belediye başkanı olduğunuz süreyi İnegöllü bir vatandaş olarak değerlendirir misiniz?

Gerçekten faydalı olduğumu düşündüğüm anlar da var, bir şeyler değişmiyor, dönüşmüyor diye motivasyonumu kaybettiğim anlar da var. En azından kendime koyduğum hedefler yolunda ilerlediğimi ve bu yolda meyveler aldığımızı görmek motive beni ediyor. Önce kendi eksiklerimizi giderebilirsek, görebilirsek, bunun sonucu kalite olacaktır. Bunun için de önce kendi alanımıza yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bunun da bir ekosistem haline gelmesini istiyorum. Bugün burada ben varım, daha önce başka başkanlarımız vardı. Bizden sonra da başka başkanlarımız olacak. Ancak, kurumun öğretisini buna göre şekillenmesi lazım. Gelişmeyi arzu eden, yenilikçi bakabilen, sorunları çözüm odaklı sonuçlandırabilen bir yapıya dönüşülmesi lazım. Kamu kurum kültüründe bu çok fazla böyle değil. Ancak böyle olmak zorunda. Bu perspektifte en azından dönüştüğümüzü görebiliyoruz.

Verimlilik üzerine çalışmak, verimsiz alan kalmamasını arzu ediyorum. Kaynağını doğru kullanan, aynı zamanda doğru insan kaynağını çalıştıran ve katkı alan,  kaliteli işi çıktı olarak gören döngü içerisine sokmak istiyorum. Önüme hedef olarak koyduğum şeyi başardığımda bu beni mutlu ediyor. Ama hedefe varılamayınca sürekli rahatsız ediyor. Günün sonunda başaracağıma can-ı gönülden inanıyorum. Eksikleri vatandaştan önce ben sayabilirim. Ancak söylemek ”Projeyi beyan ettik, başardım” demek değil, daha iyi hizmet etme becerisine sahip bir kurum, şehri 5 yılda istediği noktaya getiremese de, insan kaynağı, bakış açısıyla bu şehri daha iyi dönüştürme gayretinde bir kurum oluşturmak istiyorum. Bu sürecin sonunda başarılı olacağımız kaçınılmaz gerçektir.



 

“TÜRKİYE BİRİNCİSİYİZ”



İnegöl’ün en büyük sorunu sizce nedir?

İnegöl’ün en büyük problemi kentleşme ve şehirleşme olabilir. Kentleşmenin içerisindeki en önemli sorun altyapı. Altyapı çözülmeden hiçbir şey yapılamaz. Kanunen altyapı çalışmalarının yetkisi Büyükşehir Belediyesi’ndedir. Yönetim anlamında bazı sorunlar yaşadığımız durumlar var.

Şöyle anlatmaya çalışayım.
Sayın Cumhurbaşkanımız, geçmişte çok başarılı bir yerel yönetici olarak yerel yönetimlerin sorunları çok bilen biridir. İşte bu yüzden vatandaşa hizmeti Ankara’dan yerele indirerek, daha güçlü kaynak kullanımı ile vatandaşa daha hızlı hizmet üretmek için Bütünşehir Kanunu’nu hayata geçirdi. Açıkçası bu yerinde ve çok doğru bir adımdır. Uygulama başladıktan sonra da İnegöl gibi güçlü ekonomiye ve yoğun nüfusa sahip olup, kent merkezinden de uzak olan ilçeler için ilave bazı adımlara ihtiyaç olduğunu gördük. Şöyle ki. Bilindiği gibi Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer gibi ilçelerin hüviyeti olsa da, ortaya konulan değer Büyükşehir ölçeğindedir. İnegöl ise merkezden uzaktır ve dev bir ekonomiye sahiptir. Öyle ya, 30 Büyükşehir Belediyesi’nde merkezden uzak olduğu halde yılda 1 milyar 200 milyon dolarlık dış ticaret yapan kaç ilçe var? İşte İnegöl bunu yapıyor. Biz tam bu aşamada, kaynak kullanımı noktasında bazı sorunlar yaşıyoruz. Oysa kalabalık nüfusumuza, sanayicilerimize ve esnafımıza iyi hizmet etmek istiyoruz. Bu yüzden de bizim standartlarımızdaki ilçelerin kaynak yönetimlerini ve kaynakla ilgili yetki devrinin yapılmasını da talep etmekteyiz. Bunun adı, ‘Metropol ilçe’, ‘Özel statülü ilçe’ olabilir. Bize göre adının bir önemi yok. Kaynak ve kaynak kullanımı bizim gibi ilçelere bırakılmasıdır talebimiz. Örneğin İnegöl Belediyesi, bu yıl 212 milyon TL bütçe yönetiyor ve bu bütçenin yüzde 57’sini yatırıma dönüştürmeye başardı. Şu an Türkiye birincisiyiz. En yakınımızda yüzde 42 yatırımla Şehitkâmil Belediyesi var. Türkiye’de yüzde 30 yatırımla başarılı sayılıyorsunuz. Bir sonraki bütçemiz 316 milyon TL ve yine minimum yüzde 50-60 yatırım hedefleyeceğiz. Önemli olan yapılanı sürdürebilmektir. İşte Bütünşehir yasasının ikinci adımı olarak, ‘kaynak ve yetki paylaşımını’ bir adım daha ileriye taşıyabilirsek, AK Parti’nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın hedefi olan yerelden yönetimi bir adım öteye taşıyacağımıza inanıyoruz. Elbette burada dile getirdiğimiz konuları partimizin ilgili birimleri ile sürekli paylaşıyoruz. Bütünşehir yasasının ikinci adımı olarak kaynak ve yetki paylaşımını daha ileriye taşıyabilirsek AK Parti’nin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın hedefi olan yerelden yönetimi bir adım öteye taşıyacağımıza inanıyoruz. Elbette burada dile getirdiğimiz konuları partimizin ilgili birimleri ile sürekli paylaşıyoruz. Bu konuda şunu da belirtmek isterim ki, Bütünşehir Yasasının çıkmasına öncülük ederek, Belediyelere tarım, turizm, ekonomi gibi alanlar için mevzuatın önünü açtığı için Sayın Cumhurbaşkanımız ve liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’a canı gönülden teşekkür ederim.



 

“HAVA KALİTESİNİ ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE GÖRÜNTÜLEMEK ARTIK MÜMKÜN”

Geçmişte sanayinin de etkisiyle İnegöl’ün hava kalitesine dair birtakım söylemlere şahit oluyorduk. İnegöl’ün hava kalitesini arttırmaya yönelik projelere başladığınızı biliyoruz. Çalışmalar ne durumda?

Dünyada artık çevre ile ilgili paydaşlar ile birlikte daha kapsamlı çalışmalar yapılıyor. Biliyorsunuz yakın zamanda Paris İklim Anlaşması sürecine girdik. Beraberinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ismi, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı olarak yenileniyor. Ben de İnegöl sanayi şehri olduğu için bu alanda master plan çalışması olması gerektiğinin kanaatindeydim.
İklim Eylem Planı çalışma sürecini konunun paydaşlarının fikir ve kanaatleri alınarak, akademik olarak Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sıddık Cindoruk ile beraber başlattık. Süreç başladıktan sonra da adım adım bir eylem planına dönüştürmeye yönelik toplantılar yapılıyoruz. Tabii bu arada sanayi bölgelerinde hava kalitesi, toprak, akarsu ve derelere yönelik, tarım alanlarında ise zirai ilaçlamalar yoluyla yine toprağa yönelik çevreye ciddi anlamda zarar verilme ihtimali var. Bu düşünceyle İnegöl’de atık noktaları oluşturduk.

‘Hava kalitesini sürekli ölçersek bununla ilgili çalışma yapabiliriz’ diyerek İnegöl’de vatandaşlarımızın da hava kalitesi sürekli inceleyebilmesi için ‘Hava kalitesi ölçüm istasyonları’ kurmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mız ile görüştük. Bize, yeni bir istasyon veremeyeceklerini söylediler. Bizde geçici istasyon için bekleme süresi olduğundan araştırmalar yapıp girişimci çevre mühendislerinden oluşan genç bir ekip bulduk. Bu ekip partikül gibi belli başlıkları ölçen cihazlar üretti. Bir yıl boyunca demo çalışması yaptık. Verilerin doğruluğu için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait istasyonların yakınlarına bu cihazlar kuruldu ve karşılaştırıldığında yüzde 95’lik bir uyum raporu elde ettik. Böylece ilçemizde 8 noktaya bu istasyonları kurduk. Şimdi isteyen herkese dünyanın her yerinden Belediyemize ait internet sitesine girerek; Hamzabey ve Huzur Mahalleleri, Yenice Organize Sanayi Bölgesi, İnegöl merkezi, hastane bölgesi, ağaç işleri Organize Sanayi Bölgesi, İnegöl Organize Sanayi Bölgesi ve Alanyurt’ta olmak üzere toplamda 8 adet istasyonun verileri şeffaf bir şekilde görebiliyor. Her şey şeffaf olarak görülüyor. Gerçekleri bilelim ve ona göre konuşalım istiyoruz. Kimsenin şehrimize zarar verecek gerçek olmayan söylemlerde bulunmasını istemiyoruz.  

Göreve başladığım ilk yıl İnegöl’de hava sorunu ile ilgili oluşabilecek kaç kanser vakasının olduğunu tespit etmek üzere kamu çalışma başlattım.  Kamu hastanelerinden alınan raporda örneğin Türkiye ortalaması 3,2 ise İnegöl 2,8 çıktı. O zaman, “Ellerinde veri olmayanlar, ne için bu gereksiz söylemlerde bulunabiliyorlar?” diye sormak hakkımız değil mi? İnegöl coğrafi anlamda bir çanak yapısının içerisindedir. Sanayi kuruluşları var, küçük sanayiler içerisinde de endüstriyel çıktısını yakmaya çalışanlar var. Bunlar Sanayi Bakanlığımız tarafından takip ediliyor. “Mutlaka doğalgazı yaygınlaştırmalıyız” denildi. Bunun için kolları sıvadık. Bugün merkez mahallelerimizde kapısının önünden doğalgaz geçmeyen bina kalmadı. Eski belde ve köylerimize de adım adım ulaşmaktayız. Kısa bir zaman içerisinde hedefimiz tüm yaşam alanlarına doğalgazı ulaştırabilmek ve beraberinde çevreci yakıtı kullanabilmektir.

İnegöl’de burnumuzun ucunu göremediğimiz günler oluyor. Çünkü kış aylarında hava akışkanlığının da etkisiyle sis çöküyor. Ama şehirde belli bir hava kirliliği oluşuyorsa o sis tabakasının içerisinde o hava kirliliğini daha yoğun solursunuz. Olmaması için de en önemli şey yakıt cinslerini değiştirmek. Bugün odun ya da kömür yaktığınızda doğalgaza göre daha çok kirliliğe neden olursunuz. İnsanlar bacasından yoğun bir şekilde duman çıkan bir işletmeyi belki sorun olarak görüyor ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bu çıktının olmak zorunda olduğunu ve bunun kontrol edildiğini, sınırların altında bir çıktı olduğunu ifade ediyor. Su buharına dönüştürülmüş bu atığın salındığı belirtiliyor. Sanayisi olan şehirlerde sorunları sıfırlamamız çok mümkün gözükmüyor ama minimize edebiliriz. Yakıt cinsimizi değiştirerek, çıktısını kontrol ederek, insanları bilinçlendirerek bu bizim elimizde. Sonuç olarak yaptığımız çalışma ile bugün İnegöl’de hava kalitemizi şeffaf bir şekilde görüntülememiz mümkündür. Herkesin bu verilerle konuşmasını elinde veri olmadan halkı gereksiz yere paniğe ulaştırmasını istemiyoruz.



 

“CUMHURBAŞKANIMIZIN HAYALLERİ BİZİM YOL HARİTAMIZDIR”


İnegöl Bursa’nın şehir merkezi dışındaki en büyük ilçesidir. Zaman zaman İnegöl’ü seçim sonuçlarındaki belirleyici unsur olarak da görüyoruz. Peki, ülkedeki 19 şehirden daha kalabalık İnegöl’ü yönetmekte zaman zaman güçlük hissettiniz mi? Yorulup bıktığınız oldu mu?

Tabii zorlukları var. Şehirleşme anlamında eksiklerimiz var ve bu şehre her yıl belli miktar yeni insan dâhil oluyor. Yani sürekli olarak göç alıyoruz. Dolayısıyla mevcut potansiyelimizi dönüştürme gayretimiz var ve şehre yeni dahil olan nüfus potansiyelini bu şehre entegre etme çabamız devam ediyor. Dolayısıyla zorluklar var. Bugün İstanbul’da pek çok belediyenin hizmet ettiği alan o kadar küçük ki. İnegöl bin 65 metrekareye Üsküdar Belediyesi ise 36 kilometrekareye hizmet veriyor. Üsküdar Belediyesi’nin bütçesi yaklaşık 600 milyon, İnegöl Belediyesi’nin bütçesi 200 milyon. Biz 30 kat büyük bir araziden bahsediyoruz.

Son olarak muhalefet partileri temsilcileri tarafından da zaman zaman gündeme getiriliyor, MHP Genel Sekreteri Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman da konu ile ilgili 2023’ü işaret etti. İnegöl’ün il olması tartışmalarına nasıl bakıyorsunuz?  Sizce İnegöl il olmalı mı?

Bu konuda çok netim. Eğer ki kaynak ve yetki paylaşım modeli bu şekilde devam edecekse il olmayı arzu ediyorum. Ama yukarıda bahsettiğim üzere bizim ölçeğimizdeki ilçelerin kaynak ve yetki paylaşımında bir düzenleme yapılmasıdır. Yani bizim için önemli olan, kaynağımızı alabilmek ve daha etkin kullanmaktır. Bunu yalnızca para olarak düşünmeyin. Örneğin Polis Teşkilatı, Jandarma teşkilatı, eğitim, sağlık ve kamu kurumları teşkilatı da var. 350 bin nüfus olan İnegöl’de şu an 440 polis görev yapıyor. Ama 274 bin nüfusa sahip Burdur’da 1100 polis görev yapıyor. Üretilen ekonomik değeri de göz önüne aldığımızda, Burdur’da mı daha çok asayiş olayı olur yoksa paranın daha çok döndüğü yerde mi? Dolayısıyla bunun dengelenmesi lazım. İhtiyaç olmayan bölgelerde tayin kapatıp ihtiyaç olan bölgelere tayin açılırsa denge sağlanabilir. Tarsus, Alanya, Gebze, İnegöl ve Siverek’in ortak özelliği nüfusunun 200 bin ve üzeri olması ve şehir merkezinden coğrafi anlamda kopuk olmalarıdır. Mersin-Tarsus arası 24 kilometre Antalya-Alanya 134 kilometre, Bursa-İnegöl 50 kilometre mesafede bulunuyor. Ben yalnızca İnegöl’ü düşünmüyorum. Bu ölçekteki ilçelere kaynak ve yetkiler ayrılırsa oranın yerel yönetimi yerelden ve yerinden yönetim hedefinde olduğu gibi bu aksiyonu almaya fırsat taşıyacaktır. Yani Sayın Cumhurbaşkanımızın hedefleri bizim yol haritamız. Başarmak için bir adımımız kaldı.