Nisan 1 Şaka Günü nasıl oluştu?

TAKİP ET

Nisan 1 veya Nisan Balığı dünyanın birçok ülkesinde şaka günü olarak bilinen gündür.

Nisan 1 veya Nisan Balığı dünyanın birçok ülkesinde şaka günü olarak bilinen gündür.
Nisan 1 Şaka Günü nasıl oluştu
1564 yılında Fransa kralı IX.Charles  yıl başlangıcını Ocak ayının 1. gününe aldı. Daha önce Avrupa'da yaygın olan yıl başlangıcı 25 Mart'tı. O zamandaki iletişim şartlarıyla Charles'in bu kararı fazla yayılmadı. Duyanlar ise protesto amaçlı eski adetlerine devam ettiler. 1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler. 1 Nisan'a "aptallar günü" adını verdiler.
 Bu günde herkese sürpriz hediyeler verdiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kültürlerinin bir parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya bir şaka günü olarak yayıldı.

Bir başka iddiaya göre 1 Nisan, baharın gelişi ile doğrudan ilişkili. Hava değişimlerinin insanları kolayca “aldatabildiği” günlerin başlangıcı olarak düşünülmüş.
Bir diğer iddiaya göre ise 1 Nisan, Romalıların "Hilaria" adını verdikleri kış sonu kutlamalarıyla bağlantılı.Bu karnaval günlerinde Romalılar en özgür sözlere hicivlere izin verirlerdi.
1 Nisan'ın Müslümanları katletmek için başvurulan hileden çıktığı iddiası
Sosyal medyada ve birçok haber sitesinde paylaşılan iddiaya göre “Şaka Günü” olarak bilinen 1 Nisan, bir Haçlı Ordusu komutanının Endülüs Müslümanları'nı katletmek için başvurduğu bir hile üzerine ortaya çıktığı iddiaları gerçeği yansıtıyor mu?
1482 yılında başlayan Granada Savaşı, 1492’de bitiyor ve savaş sonunda Müslümanların Endülüs’teki hakimiyeti tamamen son buluyor. Savaşın bitiş tarihi 2 Ocak 1492. Bu yüzden nisan 1 ile bağdaştırmak gerçeği yansıtmıyor.
Şehrin düşmesinin hemen ardından gerçekleşen bir katliama dair veri yok. Bir çeşit “şartlı teslim antlaşması” yapıldığı anlaşılıyor. Endülüs’te geride kalan son Müslümanlar ise 9 Nisan 1609’da yayınlanan bir kararla sürgün ediliyorlar. 15. yüzyılın ikinci yarısında siyâsî birliğini büyük oranda sağlamış olan İspanyol devleti, ülkede “kan/ırk ve din birliğini” de sağlamak amacıyla öncelikli olarak İspanya Yahûdileri’ni (Sefarîdies) sürgünle işe başlamış, gerçek anlamda Hıristiyan kabul edilmeyen takriben 300.000 Yahûdi, İspanya dışına sürgün edilmiştir (31 Mart 1492).
Gırnâta’nın tesliminden 7 yıl sonra Gırnâta ve civâr bölgelerdeki Müslümanlar’ın “Hıristiyan olmaları” konusunda baskılar başlayınca Müslümanlar bu baskılara isyan ederek cevap vermişlerdir. Kanlı şekilde bastırılan bu isyanlar sonrasında Endülüs Müslümanları’nın yaşama koşulları daha da kötüleşmiştir; yayımlanan kraliyet fermanlarıyla Müslümanların ya Hıristiyan olmaları ya da ülkeyi terk etmeleri istenmiştir. Bunun üzerine bir kısmı Kuzey Afrika’ya gitmeyi, büyük çoğunluğu ise yaşadıkları yerlerde “Hıristiyan görünmeyi” yani “takiyye” yapmayı tercih etmiştir. 1502 yılından sonra Gırnâta ve çevresinde baskıyla din değiştiren ve Hıristiyan yönetiminde yaşamaya devam bu Müslümanlara İspanyol resmî çevrelerince “Moriscos” denilecektir. Gırnâta bölgesinde başlatılan Hıristiyanlaştırma süreci, Müslümanlar’ın yaşadıkları bölgelerdeki sosyo-ekonomik hayata katkıları, tarımsal faaliyetlerin önemli/vazgeçilmez unsuru olmaları ve İspanyol devletinin ilk başlarda temkinli hareket etme stratejisi sebebiyle, Kaştâle (Castilla), Belensiye (Valencia) ve Katalonya (Catalonia) bölgelerindeki asimilasyon sürecinin 25 yıl gecikmeyle başlamasına neden olmuştur.
 Endülüs Müslümanları’nın son büyük kurtuluş hamlesi olan, İspanya’nın maddî ve manevî kaynaklarını tüketen, iki yılı aşkın bir süre devam ederek uluslararası bir sorun haline gelen ve uzun gayretler sonucunda kanlı bir şekilde bastırılan Büyük Gırnâta isyanıyla (1568–1570) gerçeğe dönüşmüştür. Bu savaştan sonra Endülüs Müslümanları ilk kez toplu bir şekilde tehcire tabî tutularak yaklaşık 80.000 Gırnâta Müslümanı, İspanya’nın Orta ve Kuzey bölgelerine sürgün edilmiştir.

Tarihi kaynaklarda bilinen gerçeklik ise savaştan sonra Temmuz 1492‘de pek çok Müslüman ve Yahudi, Granada’yı terk etmek zorunda kalmıştır. Bu savaş sonucunda Endülüs’te Müslüman ve Yahudi varlığını sona erdirdi ve İspanyol İmparatorluğu’nun kuruluşunu başlattı.

Bu tarihsel süreç içerisinde özellikle 1 Nisan’la veya yapılan herhangi bir hileyle ilişkilendirilen bir olaya rastlanmıyor.

1 Nisan’ın tam olarak nasıl ortaya çıktığı sorusunun yanıtı belirsizliğini koruyor.
İddianın dile getirildiği sayfalarda herhangi bir kaynak yer almıyor. Bunun yanında iddianın 1997 yılından bu yana internette çeşitli sayfalarda dile getirildiğini görmek mümkün. Ancak farklılaşan bu hikayelerde de herhangi bir kaynak gösterilmediği göze çarpıyor.
Türkçe sayfalarda yer alan anlatı üzerinden yaşandığı iddia edilen bu olayın muhtemel tarihine dair bir çıkarım yapabiliyoruz. Olayın 15. yüzyılın sonlarında, Haçlıların İspanya’daki Endülüs Müslümanları'nın son kalesini kuşattığı günlerde gerçekleştiği anlatılıyor. Anlatılanların işaret edebileceği bir tarihsel vaka bulunmakta. Bu vakayı bulgular eşliğinde değerlendiğimizde iddianın doğru olmadığı sonucuna ulaşıyoruz
1482 yılında başlayan Granada Savaşı, 1492 yılı ocak ayında bitiyor ve savaş sonunda Müslümanların Endülüs’teki hakimiyeti tamamen son buluyor.
Şehrin düşmesinin hemen ardından gerçekleşen bir katliama dair veri de bulunamadı. Öte yandan bir çeşit “şartlı teslim olma antlaşması” yapıldığı göze çarpıyor. Şehrin Castilla Krallığı’na teslim edilmesinden hemen önce Müslümanların belirli haklarının garanti altına alınacağına dair bir antlaşma yapıldığını görülüyor.
Antlaşmanın bazı hükümlerinin şehrin ele geçirilmesinden bir süre sonra geçersiz kaldığını görüyoruz. Bu bağlamda bölgedeki Müslümanlar ve yahudilerin çeşitli baskılara maruz kaldığı görülüyor. 31 Mart 1492’de duyurulan Elhamra Kararnamesi’yle Yahudilerin sınır dışı edilmesi kararı alınırken İspanya’yı terk etmek zorunda kalan Yahudilerin bir kısmı o dönem Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli bölgelerine yerleşiyor ve Seferad Yahudileri olarak anılmaya başlanıyorlar. Endülüs’te geride kalan son Müslümanlar ise 9 Nisan 1609’da yayınlanan bir kararla sürgün ediliyorlar.
Bu tarihsel anlatı içerisinde özellikle 1 Nisan’la veya yapılan herhangi bir hileyle ilişkilendirilen bir olaya rastlanmıyor.
Sonuç olarak 1 Nisan’ın Haçlılarla ilişkilendirildiği iddianın tarihsel hatalar içerdiğini ve iddianın doğru olmadığını söylemek mümkün. Buna karşın 1 Nisan’ın tam olarak nasıl ortaya çıktığı sorusunun yanıtı belirsizliğini koruyor.
 

nisan 1 nisan 1 şakası Nisan 1 Şaka Günü nasıl oluştu 1 Nisanın Müslümanları katletmek için uygulanan hile