Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş'tan 'Rönesans rezidans' açıklaması

TAKİP ET

Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Rönesans Rezidans'ın müteahhidi, Mehmet Yaşar Coşkun ile ilgili sözlerine açıklık getirdi. Savaş, "Sanki o binanın ruhsatını ben vermişim gibi algılandı. Lütfen geçmişi araştırıp yazsınlar. Benim hiçbir şekilde müdahil olmadığım bir şeyle ilgili lütfen beni suçlamasınlar." dedi.

Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın Show Haber'de katıldığı yayın sırasında Rönesans Rezidans'ın müteahhidi, Mehmet Yaşar Coşkun ile ilgili sözleri nedeniyle tepki topladı.

Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan Savaş, “Ben o konuyla açıklama getireyim. Bana bir bina soruldu. ‘O binayı yapan bilinçli birisiydi, eskiden Mimarlar Odası başkanıydı. Benim gördüğüm kadarıyla düzgün bir insandı’ dedim. Bu sanki o binanın ruhsatını ben vermişim gibi algılandı. Ben o zaman Antakya Belediye başkanı idim. O yapılan bina belde belediyesi sınırları içindeydi ve 2012’de ruhsatı verilmişti. Orası Antakya Belediyesi’ne ait değildi. Büyükşehir 2013’te oldu ama büyükşehir fiilen hayata 31 Mart 2014’te girdi. Bunları araştırıp yazsınlar lütfen. Benim hiçbir şekilde müdahil olmadığım bir şeyle ilgili lütfen beni suçlamasınlar.” İfadelerini kullandı.

Lütfü Savaş’ın konuyla ilgili açıklamaları şöyle:

"Ben bir televizyon kanalında bu afetin gerçekten çok büyük afet olduğunu, 2000 yılda 1 oluşan en büyük 3 depremden birisi olduğunu, yeryüzünden 7 kilometre aşağıda olduğu için yüzeysel bir deprem olduğunu ve bizi 9-10 şiddetinde sarstığını anlattım. Ve yıkılan binalar için kimse, hükümeti, belediyeleri, müteahhitleri çok suçlamasın çünkü biz küçük bir kıyamet yaşadık. Ve o kıyamet süresince ayakta durmak zordu. Ben bile o esnada balkonda tutunurken düştüm dedim. Bunu yanlış anlayıp, özellikle bazı medya grupları ben birilerini koruyormuşum gibi yazı yazmışlar. Bu beni çok üzdü. Biz burada gerçekten de 600-700 yılda bir yaşanabilecek bir afetin komplikasyonlarını çözmeye çabalarken, insanları ayakta tutmaya çalışırken birilerinin maalesef siyaset yaparak oyumuzu yüzde 1 bile olsa artırsak düşüncesi yalnızca beni değil tüm insanları yaralamıştır. Ben o konuyla açıklama getireyim. Bana bir bina soruldu. ‘O binayı yapan bilinçli birisiydi, eskiden Mimarlar Odası başkanıydı. Benim gördüğüm kadarıyla düzgün bir insandı’ dedim. Bu sanki o binanın ruhsatını ben vermişim gibi algılandı. Ben o zaman Antakya Belediye başkanı idim. O yapılan bina belde belediyesi sınırları içindeydi ve 2012’de ruhsatı verilmişti. Orası Antakya Belediyesi’ne ait değildi. Büyükşehir 2013’te oldu ama büyükşehir fiilen hayata 31 Mart 2014’te girdi. Bunları araştırıp yazsınlar lütfen. Benim hiçbir şekilde müdahil olmadığım bir şeyle ilgili lütfen beni suçlamasınlar."

 

'Bugün siyaset günü değil; birliktelik günü'

Hükümetin de imar affı dahil af yasaları çıkarttığına işaret eden Savaş “Hükümet habire imar affı çıkartıyor. Adam 3 kat yapmış, üzerine de 2 kat daha yapmış. O iki katın statik hesabı yok. 3 kata göre yapılan hesaplamaların 5 katı kaldırması mümkün değil. Ama siz bu çıkardığınız kanunla 5 kata ruhsatın önünü açıyorsunuz. Bu yüzden herkeste bir şey aramak gerekir. Müteahhitte, iktidarda, belediyelerde aramak gerekir. Ama bugün aranacak tek şey yardımlaşma, birlikteliktir. Bugün siyaset günü değil; birliktelik günü. Tutuyorsunuz, ufak bir şeyden belediye başkanını suçluyorsunuz. Ama memlekette sorgulanacak o kadar çok şey var ki” diye konuştu.

"Bugünden itibaren umutlar gittikçe azaldı." diyen Savaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yine de canlı insan varsa diye hassas çalışıyor. Bir de hayata kalan insanlarımız var. Onları da hayata bağlamak, bu kış şartlarında soğuktan kurtarıp gıda ihtiyaçlarını karşılamaya gayret ettik. Çok zorlandık çünkü bizim de imkanlarımız kısıtlıydı. Bir sürü insanımızı kaybettik. Bir sürüsü yakınlarını kurtarmakla, yakınlarını kaybedenler de defnetmekle uğraşıyordu. Ancak ikinci günden sonra ekipler çok yoğun bir şekilde çalıştı. Hala eksiklerimiz var ama ilk güne göre daha moralliyiz. çünkü Türkiye’de bir çok moral bozukluğuna rağmen, insanlarımız dara düşen insanlara destek veriyor. Bu bize en çok moral veren şeydi. Anladık ki Türkiye’de hala insanlık var. İnşallah bu cesaretle Hatay’da kalan insanlarımızı hayatta, sağlıklı ve morali yüksek tutmaya gayret gösteriyoruz. Bir yandan da Hatay’ı nasıl tekrar ayağa kaldırmaya yönelik çalışma yapıyoruz. Bugüne kadarki destekler çok iyiydi. Ama bundan sonraki süreçte Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Tayfur Sökmen’in engin tecrübesi, diplomatik gücü ve milli mücadele ruhuyla emanet ettikleri bu şehre sahip çıkmak bizim için farzdır. Bu farzı Hatay halkı olarak yerine getireceğiz. Ama Türk milletinin de desteğine ihtiyacımız var. Ekonomik durumu yerinde olan bir insan, bir aileye başını sokacak ev desteği verirse çok mutlu olacağız. Çünkü gerçekten kıyamet alameti gibi bir gün yaşadık Pazartesi sabahı."

hatay Lütfü Savaş Rönesans Rezidans