Enerji krizi 15 Mart'a kadar tekrarlayabilir

TAKİP ET

GazDay Enerji Genel Müdürü Mehmet Doğan, Türkiye tarihinde ilk defa tüm sanayinin enerjisinin aynı anda aynı süreyle kesilmeye çalışıldığını söylerken, asıl sorunun İran'dan doğalgazın alınamaması değil, arz güvenliğinin sağlanamaması olduğunu savundu.

 Yazın pahalı denilerek gaz alınmayıp depolardaki gazın kullanıldığını dile getiren GazDay Enerji Genel Müdürü Mehmet Doğan, depolardaki gaz bitip de çok soğuk geçen ardışık günler nedeniyle krizin patlak verdiğini kaydetti. Doğan, 15 Mart’a kadar enerji krizinin tekrarlayabileceği uyarısında bulundu.

Enerji kriziyle ilgili DÜNYA’ya değerlendirmelerde bulunan Doğan, Türkiye’nin günlük doğalgaz kullanım oranının ortalama sıcaklıklara göre belirlendiğini, bu yöntemin hatalı olduğunu belirterek, “Türkiye’nin günlük doğalgaz kullanımı 300 milyon metreküp olduğu tahmin ediliyor. Peki bu 300 milyon metreküp neye göre belirleniyor? Bu işleri ortalama sıcaklıklara göre alır yaparsanız hata olur. Geçen yıl ocakta 6 milyar metreküp tükettik bu bize yeter, diye düşünürseniz hata yaparsınız. Bütün kaynaklardan akış sağlanırken, talep tahminini doğru yapmak gerekir. Kaynak kesildiğinde ne yapılması gerektiğini önceden hesaplamak gerekir” dedi. Yeni yıla girerken aslında ‘Krizin ben geliyorum’ dediğini, Türkiye’nin İran ya da başka bir kaynaktan gaz gelmemesi halinde bunu tolore edemeyeceğinin ortada olduğunu dile getiren Doğan, “Zaten gaz yetmeyecek şekilde yeni yıla girdik. Depolardaki gazlar yazın bitti. Gaz fiyatları yaz aylarında çok arttığı için yüksek fiyattan gaz almamak adına depolardaki gazlar tüketildi, yani bir anlamda zam yapılmamak için stoklar kullanıldı.” ifadelerini kullandı. Doğan, “Türkiye’de iş yapan yabancı müşterilerimiz arıyor, ‘Ne yapacağız şimdi, böyle bir şey görmedik daha önce’ diyorlar.” diye konuştu. Öte yandan sanayicilerin kafasında birtakım soru işaretleri olduğunu da belirten Doğan, gazı kesilmeyeceğini ancak firmaların kısacağını, ancak yüzde 60’ın aşılması durumunda cezanın ne olacağının açıklanmamasının da endişelere neden olduğunu, bazı sanayicilerin ‘acaba rakibim kısacak mı’ endişelerini taşıdığını bildirdi. Doğan, “KAB yani kesinti aşım bedeli uygulayacak deniyor ama onun da ne kadar olacağı belli değil” dedi. Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Başkanı Yaşar Arslan da, “Önümüzdeki bir haftalık periyotta bazı ilave tedbirlerin alınması gerekliliği ortaya çıkabilir.” ifadelerini kullandı.

“Enerji şirketleri sözleşme iptallerine hazırlanıyor” iddiası

DOĞALGAZ arzındaki kısıtlama üzerine enerji dağıtım şirketlerinin sözleşmeleri iptal edip yeni sözleşme yoluna gidecekleri belirtiliyor. İddia sahibi sanayiciler, enerji şirketlerinin telefonla arayarak elektrik sözleşmelerinde iptal hazırlıklarını duyurduklarını söylerken, henüz ocak ayı başında yeni yapılmış sözleşmeleri iptal ederek, bakanlığın ‘geçici bir durum’ diyerek nitelediği durumu kalıcı bir zamma çevirmek istemelerini eleştiriyor. Sanayicilere ulaşan enerji şirketlerinin temsilcilerinin mart-nisan gibi sözleşmelerin yenilenebileceğini, zammı kabul etmeyen sanayicilerin başka şirketlerle çalışması gerektiğini söyledikleri iddia ediliyor. TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayii Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu, enerji şirketleriyle sözleşmelerin ocak ayında yapıldığını, böylece sanayicinin bu yılın maliyetlerini hesaplarken bunu baz aldığını, ancak şimdi enerji şirketlerinin bunu iptal hazırlığı içinde olduklarını duymuş olmaktan dolayı tedirgin olduklarını ifade etti. Dış kaynaklı enerji tedarikinde yaşanan sorunu sanayiciler olarak gördüklerini ve anladıklarını vurgulayan Eroğlu, “Burada enerji şirketlerinin kalıcı bir fiyat artışına dönmesini gerektirecek bir durum yok. Zaten kamu da sorunun giderilmesi için çalışıldığını ve tahmini 10 gün içinde çözüleceğini belirtiyor. Kalıcı bir durum olacaksa zaten zammı anlarız. Ama durum buyken ocak ayında daha taze yapılmış sözleşmeleri iptal etmek gibi bir bahane olamaz. Bu durum imalat sanayiinin rekabetçiliğini olumsuz etkiler” şeklinde konuştu.

Paniği artırıyor Ev ve Mutfak Sanayicileri ve İhracatçıları Birliği (EVSİD) Denetim Kurulu Üyesi Burak Önder, hemen bir panik havası ile sözleşmelerin iptal edilmek istenmesine yönelik duyumlar aldıklarını belirterek, bu yaklaşımın sanayideki panik havasını daha da artırdığını ifade etti. Pandemi döneminde toplumun tüm kesimlerinin çok farklı zorlukları tecrübe ettiklerini vurgulayan Önder, “Süreç bize öncelikle sağlık olarak yüzünü gösterse de hemen akabinde ham maddeden enerjiye, lojistikten tedarik zincirine farklı konularda farklı problemleri yaşadık. Evet pandemi sürecinde dünyada bazı sıkıntılar yaşanıyor, ama bu sıkıntıyı bir yönü ile fırsata çevirmeye çalışan güç odakları da oluyor ve problemden menfaat elde etmeye çalışıyorlar. Bunu hammadde ve lojistik gibi yaşadığımız tüm sıkıntılı süreçlerde gördük. Bugün bu konuda duyumlar aldık. Daha birinci-ikinci günde hemen bir panik havası ile ya da panik havası yaratılarak sözleşmeler iptal ediliyor ya da zam isteniyor. Biz özellikle elektrik satan özel şirketlerde bunu daha önceki zamanlarda da tecrübe ettik. Zaten bu süreçte sanayici kesiminde bir ceylan ürkekliği var. Bu yaklaşımın doğru olmadığını, sanayi sektöründe paniği daha artırdığını düşünüyorum.

OSB'lerde "tekrar yaşanır mı" korkusu

 

 Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü, kesintileri değerlendirerek, “Üretimin ve ihracatın artış ivmesi gösterdiği bir dönemde OSB’lerde yaşanan elektrik kesintileri sanayicileri zorlamaya devam ediyor. Konuyu yakından takip ediyoruz. Bazı yetkililer İran’a sorunu çözmeye gitti. OSB’lerimiz şu anda bu süreci yönetmek, sanayicilerimizin üretim kayıplarını minimumda tutmak için olağanüstü gayret gösteriyor. Ancak buna rağmen şunu biliyoruz ki, mutlaka olumsuz bir yansıması olacak” şeklinde konuştu.

 

OSTİM Başkanı Orhan Aydın, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada, sözlü bir talimatla kesintinin bildirildiğini ve hazırlıklı olmak için kesinti planlarını sanayicilerle görüşerek hazırladıklarını söyledi. Buna karşılık, resmi bir yazı da beklediklerini ve bu yazının gönderilmesinin önemli olduğunu söyleyen Aydın, “Biz hazırlığımızı yaptık. OSBÜK içindeki haberleşmelerimizde de anladığımız kadarıyla resmi yazı henüz kimseye gelmemiş. Biz de yazılı bir metin bekliyoruz. Bugün kesintilere başlayacağız ancak resmi bildirim olmadan kesinti yapamayız. Sözlü bir ifade elektrikleri kesmeye yetmez. Mühürlü bir yazının gelmesi lazım. OSTİM’de üretimin arttığı bir dönemdeydik. Her ay elektrik talebi artıyordu, bu da üretim artışı anlamına gelir tabii. Umarım kısa sürede atlatırız” dedi.

 

Bursa OSB Başkanları değerlendirmelerde bulundu:

 Demirtaş OSB Başkanı Ersan Özsoy ise “DOSAB olarak geçtiğimiz haftada günlük olarak tarihi düzeyde yüksek elektrik tüketim rakamlarını gördük. Ağırlıklı olarak ihracat yapan otomotiv ana ve yan sanayi ile tekstil sektörü firmalarından oluşan bölgemizde, üretimin zirvede olduğu bir dönemde olan doğalgaz ve elektrikte kısıntı/ kesintiler bizleri oldukça zor durumda bıraktı” dedi. Özsoy, “Bazı firmalarda üretim planlaması yaparak ara vermek mümkün ancak, prosesi gereği sürekli enerjiye ihtiyacı olan işletmeler için durum daha kötü. Umudumuz, bu sürecin en kısa zamanda ve üretimimize en az hasar verecek şekilde atlatılması. Ancak enerji arz güvenliği konusunun çok ciddi olarak masamızda olması şart” dedi.

 

İnegöl OSB Başkanı Zeki Şahin, “Sanayicinin bir gün bile çalışmaması maliyetini artırır” diyerek, şunları kaydetti: “Bursa’da en fazla enerji tüketen OSB’yiz. Geçen yıl elektrik tüketimimiz 684 milyon KWH oldu. Son aylarda aylık 65 milyon KWH tüketimimiz oldu. Yıllık ortalamamız ise 57 milyon KWH. 2020 yılına göre yüzde 15 enerji tüketimimiz arttı. Doğalgazda da 90 milyon metreküp kullanımla bir önceki yıla göre yüzde 5 artış kaydettik. Tüketimler arttı. Sanayimiz yüksek kapasite ile çalışıyor. Bu tempoda bu duruşlar maliyetleri, terminleri, üretimleri olumsuz etkileyecek. Bunun bir an önce normale dönmesini bekliyoruz. Kesintinin 2 -3 günden fazlası katlanılabilir ve sürdürülebilir değil.”

 

 Nilüfer OSB Başkanı Erol Gülmez ise “72 saat üretim duracak, hayat duracak. Kimsenin tahmin edebileceği ve arzu ettiği bir durum değil. Ama yapacak bir şey de yok. Bölgemizde otomotiv sanayi ağırlıkta. Umarız ki bundan sonraki günlerde benzer bir sorun yaşanmaz ve haftasonları da çalışarak yaşanacak kaybı telafi ederiz” diye konuştu.

 Hasanağa OSB Başkanı Ömer Faruk Korun, “Son haftada sanayiciler olarak, doğalgaz başta enerjide zamlar, tarife değişimleri, yüzde 40 kısıntı uygulamaları gibi gelişmelerle adeta başımız döndü. Son olarak, elektrik kısıntı ve kesintileri konusu önümüze geldi. Üretime, ihracata mı odaklanacağız yoksa bu ani gelişmelere mi ayak uyduracağız, planlama yapacağız inanın şaşırmış durumdayız. En kısa sürede arz sıkıntısının sona ermesi, üreticilerimizin endişelerinin giderilmesini umuyoruz” dedi.

 

 Demirtaş OSB Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Nilüfer Çevikel de “Bu durum, her şartta üretime odaklanan sanayicilerimizin motivasyonunu olumsuz etkileyecek. Dünya genelinde zorlu bir sınav verilmesine sebep olan enerji krizinin arzı karşılama açısından sorun yaratacağı yönündeki sinyalleri görerek önlem çağrılarımızı daha önce de yapmıştık. Enerjide dışa bağımlılığımız sürdükçe üretim gücümüzü sekteye uğratan krizlerden daha fazla etkilenmek durumunda kalabiliriz. Yeşil enerjinin ve enerjide bağımsız olmanın önemini acı tecrübelerle öğrendiğimiz bugünlerde; ekonomi yönetiminin, sanayiciyi mağdur etmemek adına atacağı adımların hızlanmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

 

 

Gıdada fiyatları artırır sektör muaf tutulsun

Enerjide yaşanan kriz, gıda sektörünü tehdit ediyor. Ülke genelinde organize sanayi bölgelerinde 3 gün süreyle uygulanacak elektrik kesintisi gıda üretimini tehdit ederken fiyatları da artıracağı endişesi yaşanıyor. Bu nedenle gıda sektörünün kesintilerden muaf tutulması isteniyor. Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) Başkanı Ebru Akdağ, gıda güvenliğini ve güvencesini riske atmaması için gereken önlemlerin alınması gerektiğini ve enerji kesintisinin gıda sanayiine uygulanması durumunda bunun, hem sofralarımızda ciddi bir gıda güvenliği riski doğuracağını hem de gıda sanayiinde telafi edilemez ekonomik kayıplara neden olacağını söyledi. Akdağ, “Gıda sanayisi, doğalgaz ve elektrik kesintilerinden muaf tutulmalı” dedi. Doğalgaz ve elektrik kısıtlamalarının özellikle gıda sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlar için çok ciddi kayıplar anlamına geleceğini vurgulayan Akdağ, şu değerlendirmeyi yaptı: “Gıda üretiminde kullanılan hammaddelerin tarladan soframıza kadar uzanan tüm aşamaları titizlikle yönetilmek durumunda. Gıdaların herhangi bir sağlık riski taşımadan ve israf olmadan tüketicilere, yani sofralarımıza ulaşabilmesi için uygulanması gereken hammadde tedariki, gıda işleme, depolama, nakliye ve sunuş yöntemleri büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte uygulanması gereken ısıl işlemler, üretimdeki kritik kontrol noktalarının gözetilmesi, soğuk hava depolarında uygun koşulların sağlanması gibi enerji kesintilerine tahammülü olmayan adımlar bulunmaktadır. Olası enerji kısıtlaması öncelikle gıda güvenliği riski doğuracak olup, ciddi boyutlarda gıda israfına da neden olacak. Doğalgaz ve elektrik kısıtlamalarından gıda sanayimiz muaf tutulmalı.” Birçok sektörü durma noktasına getiren pandemi dönemindeki kısıtlamalarda gıda sektörünün bu kısıtlamalardan muaf tutulduğunu ve sektörün bu dönemi başarıyla geçtiğini vurgulayan Akdağ,“Pandemi sürecinde gıda sektörü çalışmasına devam etmesine olanak sağlayan muafiyetler sayesinde rafl arın boş kalmamasını sağlayarak önemli bir sınavdan takdirle geçmiştir. Bugün de benzeri bir muafiyetle gıda güvencesini sağlayabilmeliyiz” dedi.

Zincir koparsa sonuçları öngörülemez

Öte yandan Şekerli Mamul Sanayicileri Derneği (ŞEMAD) Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Kopuz bir açıklama yaparak, gıda tedarik zincirinin herhangi bir halkasında enerji kesintisi yapılmasının zincirin kopmasına neden olacağını, bunun sonuçlarının ise öngörülemez boyutlarda olduğunu ifade etti. Kopuz bu öngörüler doğrultusunda, üretimde aksama yaşanmaması adına Türk gıda ve içecek sanayiinin doğal gaz ve elektrik tüketim kısıtlamasından muaf tutulmasını talep ettiklerini ifade etti. Kopuz, bu konuda ilgili kurumlara resmi başvuruda bulunduklarını söyledi.

Çiğ süt üreticisini de vuracak

Sanayideki elektrik kesintileri çiğ süt üreticisini vuracak. Çiftçiden günlük süt alarak işleyen süt fabrikaları elektrik kesintisi uygulanacağı için sütü işleyemeyecek. Süt fabrikaları elektrik kesintisi nedeniyle süt işleyemeyecekleri için üreticiden süt alamayacak. Süt sanayicileri, elektrik kesintisinde kendilerine pozitif ayrımcılık yapılmasını belirterek, “Elektrik kesintisi ile fabrikalarda üretim dursa bile, ineğin memesini kapatamazsınız. Üretici sağıma devam edecek. Fabrikalar alamayınca sütler dökülecek. Üretici mağdur olacak. Üreticiden süt alabilmemiz için fabrikayı çalıştırmamız gerekir. Bu nedenle süt fabrikalarının bu kapsamın dışında tutulması binlerce süt üreticisi için büyük önem taşıyor. Yetkililer bu konuda duyarlılık gösterip süt fabrikalarını kesintinin dışında tutmasını bekliyoruz” görüşünü dile getirdi.

Enerjide mevcut kesinti planı 'şimdilik' yürürlükte kalacak

Soğuyan hava şartlarıyla birlikte İran’dan gelen gazın kesilmesiyle yaşanan doğalgaz krizi elektriği de vurdu. DÜNYA’nın edindiği bilgilere göre, İran gazının gelmesi dışında kısa vadeli mevcut soruna bir alternatif bulunmuyor. İran tarafına kesintinin tamiri için çağrı yapıldığı belirtildi. Bu arada, İran’ın düşük miktarlı gaz sevkiyatının başladığı BOTAŞ tarafından da teyit edildi ancak bu girişin arz-talep dengesini sağlayacak seviyede olmadığı belirtiliyor. İran’dan gelen gazın hızla artmasıyla 3 günlük olarak planlanan elektrik kesintisinin devamını engelleyecek, bir çözüm olabileceği kaydedildi. Doğalgazdaki sıkıntı, hidroelektrik santrallerinde su azlığı kaynaklı üretim düşüşü ve soğuk havada nedeniyle konut talebin karşılanması amacıyla doğalgaz çevrim santrallerine gaz verilememesi nedeniyle elektrikte de kısıtlamaya gidilmesine yol açmıştı. Mevcut elektrik kesinti ve gaz kullanımı sınırlaması arz-talep dengeleninceye kadar devam edecek. Bilgi veren kaynaklar, Türkiye’nin depolama ve FSRU (sıvılaştırılmış doğalgazın depolandığı ve ihtiyaç olması halinde gaza dönüştürülerek mevcut şebekeye verilebilmesini sağlayan gemi-tesisler) yatırımına rağmen teknik bu sorunun yaşandığının altını çizerek, bunda çok hızlı ve yüksek talep artışına gaz kesintisinin ilave olmasıyla bir dengesizliğin rol oynadığını vurguladılar. Kaynaklar, Bakanlığın teknik altyapı yatırım ihtiyacının farkında olunduğunun altını çizdiler. Ancak bunlar tamamlanamadan mevcut krizin yaşandığı, 2022 içinde hızla sistemi çapraz olarak besleyecek, depo ve FSRU destekli sistemin yatırımlarının yapılmasının kararlaştırıldığını kaydettiler. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bu yatırımları planladığı, hali hazırda göreli olarak krizlere müdahale yeteneğinin de bulunduğunu ancak İran gazı kesilmesiyle beklenmedik ölçüde yüksek ve hızlı bir talep artışının dengeleri bozduğu vurgulandı.

DÜNYA’nın görüştüğü çeşitli uzmanlar, yaşanan sorunun arz-talep dengesizliği yanında sistemin olağanüstü hallerde kullanılacak arz emniyeti altyapılarının henüz tamamlanmamasından da kaynaklandığını vurguladılar. Buna göre, İran’dan Türkiye’nin yıllık anlaşması 9,6 milyar metreküp düzeyinde bulunuyor. Türkiye’nin doğu bölgelerinde bu hattan gelen gaz dağıtılıyor. Ayrıca, yine doğu bölgesini destekleyen Azerbaycan’dan gelen Şahdeniz1 sahası gazına ilişkin düşük kapasiteli bir anlaşmanın yıl içinde yapıldığı belirtilmişti. Bu hattan gelen gaza ilişkin net bilgi bulunmuyor. Yüksek kapasiteli hatlardan TANAP, ihracat ağırlıklı bir yapıda tasarlandığı için mevcut sorunu çözecek şekilde doğu şebekesine bağlanan bir çıkışı bulunmuyor. Yine Tuz gölü depoları ile Dörtyol’da konuşlu FSRU gemisinin yedekleme hizmeti doğuyu besleyecek şekilde altyapılarının yapılmadığı, mevcut boru sisteminin de henüz kriz dönemlerinde kullanılması için gerekli teknolojik yatırımların tam anlamıyla devreye girmediği vurgulanıyor. Bu nedenle, Türkiye’de oluşan olağanüstü hava şartları ile İran’dan gelen gazın devreden çıkmasıyla oluşan arz açığının olabildiğince mevcut şebeke sistemi üzerinden dengelenmeye çalışıldığı ve alternatifl erin devreye alınamadığı, arzın göreli olarak yüksek olduğu bölgelerdeki gazların da arz açığı olan yerlere hızla alınamadığı kaydedildi.

GazDay Enerji Mehmet Doğan Enerji krizi